“İnsan nerede olursa olsun gülümsemek için bir neden bulmalı.
İnsan ruhunun, insan yüzünün iklimi gülümsemek... O iklimle yaşam sevincini, yaşam direncini çok daha güçlü kılabilirsiniz.
İnsanlarla iletişim için de en uygun iklimdir.
Gülümsemek iki insan arasındaki en kısa mesafedir.
Hiç kimse yoksa bile, insan gülümsemeyi kendisinden esirgememeli.
Hem...
Gülümsemek, direnmektir!”
Bu satırları bin 100 küsur gündür “Silivri Zulümhanesi”nde zorunlu ikamete tabi tutulan gazeteci-milletvekili Mustafa Balbay’ın son kitabından aldım.
İçeride yazdığı ilk kitabı, “Silivri Toplama Kampı-Zulümhane”ydi... O kitapta, yargılandığı davayı ve hapishane yaşamını anlatmıştı.
Sonra, “Düşünüyorum O Halde Sanığım-Zulümname” geldi... Bu kez yaşadıklarını şiirsel bir dille kaleme aldı.
“Demokrasi Tanrısı-Zulümdar” ise siyasal bir romandı.
Bu üçlemenin ardından gelen, “Gülümsemek Direnmektir”, Balbay’ın Silivri’de hem de tamamını “kalemle” yazdığı kitapların dördüncüsü...
Bu kitapta, cezaevindeyken Cumhuriyet’e gönderdiği yazılarını toplamış... Ama sıradan bir “köşe yazıları derlemesi” değil...
Yaşam, gazetecilik, hukuk ve siyaset üzerine felsefi denemeler demek çok daha doğru...
Kitabıyla birlikte, benim için çok önemli bir de mektup göndermiş sevgili kardeşim... Yüzümün kızardığını nasıl olsa o da göremeyecek siz de... O yüzden okumanızda sakınca yok:
“Sevgili Mustafa Mutlu
Sevgili meslektaşım, adaşım,
Silivri’den yazdığım dördüncü kitabı seninle paylaşmak istedim.
Sen, kalemine mürekkep olarak en temiz damarlarındaki kanı dolduran bir insan-yazarsın.
Hiçbir şeyin seni bozamamış olması bile övünmene yeter.
Nerede olursak olalım; hangi koşullarda olursak olalım, kalemi elden bırakmamak gerekiyor.
Özgürlükte buluşmak umuduyla...
Selamlar, iyi çalışmalar.
Mustafa Balbay, Silivri
02.04.2012”
Sevgili Mustafa Balbay...
Sevgili kardeşim...
Zor zanaattır “aydın” olmak.
Herkes derin uykulara dalar ama senin buna hakkın yoktur.
Tehlikeyi herkesten önce görmek, duymak ve konuşmak zorunda kalırsın.
Konuşunca da... Sesini kısmak isterler; binlerce yıldır yaptıkları gibi!
Direnmek, yazmaktır bu yüzden “aydın” için; gülümsemeyi unutmadan ama...
Çünkü uğradığın onca haksızlığa karşın gülümseyebilmen, takır takır mermi saydırmandan daha çok kahreder seni zindana tıkanları...
Hiç endişe etme benden yana, “Nerede ve hangi koşullarda olursam olayım; kalemimi elimden, gülümsememi yüzümden düşürmem” Mustafa...
Eli kalem tutan gerçek aydınların ortak kaderi bellidir ülkemizde:
O kader; kimi zaman senin gibi yıllarca zindana atılmaktır; kimi zaman Uğur Mumcu gibi, kalleş ellerin koyduğu bir bombayla havaya uçmak ya da Sabahattin Ali gibi sırtından vurulmaktır!
Çoğunlukla işsiz ve aç kalmaktır ortak kader; ya da sittin sene aynı paraya talim etmektir, gerçekleri yazdığın için!
Elbette keyifli yanı da vardır yaptığımız işin:
Bu keyif; artık yazacak hâlin kalmadığını düşünüp gevşedikleri zaman, zalimlerin alınlarının tam ortasına kurban kanı sürer gibi, tarihin sayfalarına kazımaktır yazıları...
Böyle sürer gider bu oyun:
Sen durmazsın; onlar hiç durmaz!
Kalemini alırlar elinden, kâğıdını alırlar; hücre duvarına yazarsın, kanınla!
Bedenini alırlar; bir girdiğin topraktan bin filiz verirsin; bu da en büyük korkularıdır onların!
Ama artık ben senin “içeride” kitap yazmanı, sayıyı beşe çıkarmanı falan istemiyorum sevgili adaşım...
O güne kadar kalmanı istemiyorum dört duvar arasında...
Ben artık senden ne kitap, ne mektup...
Sadece ve sadece...
“Özgürüm, çocuklarıma kavuştum Mustafa” diye bir telefon mesajı bekliyorum.
Ve iki bardak tavşankanı çayı seninle... Kızılay’ın ya da Taksim’in göbeğinde, akıp giden insan selini seyrederek içmek istiyorum.
“Özgürlükte buluşmak umuduyla” sevgili meslektaşım...
Kimsenin haksız yere cezalandırılmadığı, Orta Çağ zulmünün olmadığı... Özgür bir ülkede buluşmak umuduyla...
VATAN yazarı Mustafa
GÜLÜMSEMEK DİRENMEKTİR****
Türü: Deneme
Yazarı: Mustafa
Balbay
Yayınevi: Cumhuriyet Kitapları
Baskı tarihi: Mart 2012
Sayfa sayısı: 319
Fiyatı: 18 lira
İnternet (D&R) fiyatı: 13.49 lira.
*****
Liberal yazardan, ‘Hadi kucaklaşalım’ çağrısı...
Osman Ulagay’ı ekonomi ağırlıklı köşe yazılarından ve 13 kitabından tanıyoruz.
Siyasete ilişkin bu kitabı yazma fikri, AKP’nin büyük bir zaferle çıktığı 12 Eylül 2010 referandumunun akşamında oluşmuş...
Çünkü o akşam, “Türkiye Kime Kalacak?” sorusu takılmış aklına...
Sonra bu sorunun yanıtlarını aramaya başlamış... Doğru yanıtı bulabilmek için de son 10 yılda yaşananları kuyumcu titizliğiyle mercek altına yatırmış tek tek...
Filmin sonunu söylemek gibi olacak ama vardığı sonuç aşağı yukarı başlıkta yazdığım gibi...
Bu öneri, bana sıcak geldi mi?
Doğrusunu söylemek gerekirse, hayır!
Çünkü AKP karşıtlarına sunduğu, “Dışlamayın, kucaklayıcı açılım yapın” önerisini artık çok gerçekçi bulmuyorum. MHP on, CHP üç yıldır sadece bunu yapıyor. Türban örneği de ortada...
Ama AKP, her kucaklaşma hamlesini, “daha fazla taviz için” bir fırsat olarak görüyor ve doymak bilmiyor...
***
İşte bu kitap, size bunları düşündürtüyor...
TÜRKİYE KİME KALACAK?***
(Başbakan’ın yazdırdığı kitap)
Türü: Güncel
Yazarı: Osman Ulagay
Yayınevi:
Doğan Kitap
Baskı tarihi:
Nisan 2012
Sayfa sayısı: 169
Fiyatı: 11 lira
İnternet (D&R) fiyatı: 9.35 lira
Kişisel not: Yazarla yıllar öncede kalmış bir “merhaba”mız var.
Yorum Gönder