“Bu bal işi neyin nesi” diyerek.
Televizyon reklamlarına bakınca memleketi arılar istila etmiş sanırsınız, öyle bal üretmişler ki, tenekeler, kavanozlar dolup taşıyor, arılar bu balları satabilmek için Mahmutpaşa çığırtkanları gibi “Koş vatandaş koş, gel vatandaş gel, hasiyetli, şifalı ballar burada, ister taksitle, ister peşin, eve teslim, gel bu fırsatı kaçırma gel” diye bağırıyorlar...
* * *
Oysa bizim bildiğimize göre balın iyisi öyle kolay bulunmaz, türlü çeşitli hileler anlatılır.
Memlekette arıcılık yapanlar çoktur. Nerede bal üreteceklerse, kovanlarla oraya giderler. Hakkâri’de dağın yamacında bunları gördük. “Bunlar Karadeniz’den geldiler, kovanları kurdular, doldurunca gidecekler” diyorlardı.
Hakkâri’de işsizlik var, yatırım yok, istihdam yok, üretim yok, ama Karadenizli gelip bal üretip gidiyor.
Sonra da işsizlik, parasızlık nutukları...
Neyse konumuz o değil!
* * *
Evet, Tarım Bakanı ile aynı şeyi düşünmüşüz:
“Nereden çıktı bu ballar” diye...
Bal üretici firmaları birbirine düşmüş, televizyon reklamları, yaşam mimarı Ali Ağaoğlu’nun emlak reklamlarını neredeyse geçecekti...
* * *
Biz bunları düşündük, ama düşündüğümüzle kaldık, yapacağımız tek şey “balın kaynağını bulmaktı”, ona da gücümüz yetmezdi.
* * *
Ama Bakan öyle mi?
Adam gönderdi, birkaç kavanoz aldırdı, sonra da “şunları bir araştırın bakalım!” dedi.
İki gün sonra tahlil sonuçları geldi, meğer sattıkları, bala benzer bir sıvıymış...
Bakan hemen açıkladı:
“Satış durdurulsun, kim oldukları açıklansın!”
Bakan öyle der de RTÜK durur mu?
Hemen televizyonlara reklam yasağı koydu, cezayı kesti.
Son yıllarda böyle icraat yoktur.
Denetim ve uygulama böyle olur işte!
* * *
Sayın Bakan hep böyle yapsa...
Mesela sucuk, sosis, döner, köfte diye satılanları araştırsa...
Etin kilosu kaça, seyyar dönercide çeyrek ekmek içi döner, köfte kaça?
At etinden, eşek etinden yapsalar yine de kurtaramazlar.
Yorum Gönder