İktidarın vekili; 'Şimdi fişleme sırası bizde!' demişti.
Dediklerini yaptılar.
Yetmedi.
'Darbe anayasasını değiştiriyoruz!' diyerek anayasayı AKP'nin emrine soktular.
Yeni bir HSYK oluşturdular. Sonrasında da iktidara yakın olanların hapisten çıkartıldığı...
Muhalifleriniçeri tıkıldığı bir iklime girdik.
İnsanlığın ortak vicdanı bu mudur?
CAMBAZA BAK
O vurgun; Deniz Feneri vurgunu; Almanya'da Yüzyılın Yolsuzluğu ilan edildi.
Fakir fukaraya, garib gurabaya vereceğiz diye topladıkları milyonlarca Avro'yu iç ettiler.
Bu yolsuzluğun sanıklarını Almanya mahkum etti.
Asıl sorumlular Türkiye'de dedi.
Türkiye'de üç yıl sonra bunlar içeri alındı.
Ak-man ve Kara- man'ların hapishaneden; 'Ne oluyor beyler; sizler bakan koltuğunda bizler hapishanede? Biz buraya girelim, siz orada keyf çatın; olur mu bu!' diye işaret verdiği dedikodusu çıkmıştı.
İnanamadık amma bir de baktık ki o savcılar görevden alındı.
Yine gördük ki: PKK'nın 24 canı aldığı gün 'ak ve kara man'lar (adamlar) da tahliye edilmişler.
Nasıl yaptılar?
Bize; 'PKK'ya bak!' dediler; ak ve kara adamları çıkardılar içeriden...
Efendim; yargılamada tutuklamak esas değil imiş de ondanmış.
KADINLARI BIRAKMIYORLAR DA
Şu ak ve karalar için devreye sokulan 'Yargılamada tutukluluk esas değildir!' ilkesi AKP karşıtları söz konusu olunca birden bire, 'Yargılamada tutuklamak esastır!'a dönüşüyor. Öyle ki milletin oy vererek kendisini TBMM'de temsil etmesini istediği insanlar bırakılmıyor. Mesela Prof. Haberal inatla içeride tutuluyor. Hem de ciddi hastalıkları olmalarına karşın...
Terörist gösterilerek içeri tıkılan iktidar karşıtı gazetecilere bile tutuksuz yargılanma hakkı çok görülüyor.
Hele hele kadınların hali...
Gazeteci Müyesser Yıldız tutuklu yargılanıyor. Ne yapacak; çıkarsa depreme mi sebep olacak?
Ergenekon davasında 4 yıldır tutuklu yargılanan Sevgi Erenerol vakasına ne demeli?
Onu içeride çürütüyoruz diye Rum Ortodoks Kilisesi, hükümete tebriklerini sunmuştur sanırım.
Ya Doğu Perinçek'i içeri tıkmak yetmeyince üniversitede ders veren oğlunu da tutuklamak ne oluyor ey adalet?
Bunlar da tahliye olabilmek için Deniz Fenercilerin itiraz ettiği mahkemeye mi baş vursunlar?
YA ŞİKE?
Bir futbol kulübü için sağa sola telefon etti diye adamları içeride çürütüyorsun; bunlara; adam öldürenlerden daha fazla cezalar tasarlıyorsun.
Tayfur Havutçu; Serdal Adalı, İbrahim Akın, İskender Alın, Aziz Yıldırım; Bülent Uygun, Şekip Mosturoğlu. İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan ve öbürleri içeride tutuluyor.
Yüzyılın Yolsuzluğu şüphelileri(!) dışarı alınıyor.
Neredeymiş şu 'insanlığın ortak vicdanı'?
Not: Sevgili okurlarım; Sizler bu satırları okurken ben kısmet ise Suriye'de olacağım.
Bir zamanlar neredeyse federasyon kurup ortak devlet olacağımız bu ülke ile neden savaşın eşiğine geldik?
Bununla ilgili izlenimlerimi döndüğümde okuyacaksınız.
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder