BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, ”Türkiye’deki kimi kadın programcıların ırkçı yaklaşımları bizleri dehşete düşürdü. RTÜK’ü bu tür yayınlar yapan TV programlarıyla ilgili harekete geçmeye çağırıyorum’‘ demiş
Söyleyeni sevsinler.
Bu ülkede 30 yıldır PKK terörü var ve hiç bu kadar tırmanmamıştı Pervin Hanım. İğneyi kendine çuvaldızı sonra başkasına batır.
Sanki sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi üstelik mağduru oynamaya hiç ama hiç hakkınız yok.
Bi dinle hele;
Terör tırmanışının nedenlerinden bir tanesi sizlerin DTP olarak meclise girmenizdir. Bu gözlerden kaçmaktadır. PKK ile iç içe geçmiş Kürtçülük olayları en azgın noktasına sizler sayesinde gelmiştir. Hem de bu güne kadar bu ülkede Türkçülük yapılmamasına karşın.
Oysaki cumhuriyet tarihinde ilk defa böylesine bir fırsat elinize geçmişti. DTP li milletvekilleri olarak halkların kardeşliğini meclise taşımalı ve ayrımcılık yapmamalıydınız.
Doğuya ve Güneydoğuya yatırımların yapılması, iş ve aş kapılarının açılması için çalışabilirdiniz. Oraların birer küçük İstanbul, İzmir olmasını sağlamak bunun için uğraş vermek yerine, umulanın tersine PKK ile iş birliği içerisine girip vatanı bölmeye kalktınız.
Âdeta PKK nin meclisteki uzantısı görünümünü verdiniz.
Devlete, cumhuriyete demediğiniz kalmadı, partiniz bu sebepten kapatıldı ama yine akıllanmadınız.
Daha sonra karşımıza BDP adında çıktınız. Yani partinin tabelası değişmiş ama düşünceleriniz değişmemişti. Mecliste Kürt halkını temsil edeceğiniz yerde PKK yi temsil eder konuma geldiniz.
Uçuk kaçık tehditler, özerklik ilan etmeler, kırmızıçizgiler, terörü büyük kentlere yaymanız yetmedi. TÜRKİYE’Yİ KAN GÖLÜNE ÇEVİRİRİZ dediniz, küçük çocukları polise, askere karşı kullandınız. Tehdit üstüne tehdit savurdunuz.
Yaktınız, yıktınız kamu mallarına zarar verdiniz. Askerleri, sivilleri kaçırdınız, hain pusularla onlarca mayınları, bombaları patlatıp, bu Türk’tür, bu Kürt’tür, bu masum bir çocuktur demeden canlara kıydınız. On binlerce insan bu terörden hayatını kaybetti ve sakat kaldı. Her fırsatta PKK sözcülüğüne soyundunuz.
Ondan sonra da RTÜK’ü işinize gelmeyen yayınlardan ötürü göreve çağırıyorsunuz. Hangi yüzle dehşete düştüğünüzü söyleyebiliyorsunuz ha? Hamile bir kadınımızı karnındaki bebeği ile katletmek dehşet verici değil midir sizce?
Irkçılığı yapan siz, bölücülüğü yapan siz, vatan topraklarına göz diken, Türkiye’yi parçalamak isteyenlerle iş birliği içerisinde olan sizsiniz.
Sizler gerçek Kürt olamazsınız. Ne olduğunuz kim olduğunuzu anlayamadık
Buradan vatansever Kürt kardeşlerime de seslenmek istiyorum. Biz her Kürt, PKK demek değildir, Kürt Türk kardeştir diye yırtınıyoruz. Bir kere de toplanıp birlik olup, bizler Kürt’üz ama bölücü değiliz Türk Kürt kardeştir neden demiyorsunuz?
Sizler sessiz kaldıkça terör durmak bilmiyor.
Bakın Van’da bir afet oldu, hepimizi can evimizden vurdu. İçimiz sızladı. Tek vücut olup yardıma koştuk ve koşuyoruz ayırım yapmadan. Tam bir can pazarı yaşanıyor bu felaket ile orada. Bütün Türkiye acıyı yüreğinde duydu, üzüldü, ağladı. Bu arada millet can derdine düşmüşken Van’ın Başkale İlçesinde devriye gezen askerlerimize ”ki, bunların içinde Kürt çocukları da olabilir” uzaktan kumanda ile mayın patlatıp yaralıyorsunuz. Bu bir alçaklıktır. İnsanlık dışı olaydır. Bence sizin ne Allah’ınız var ne de dininiz.
Tüm bunlar tarafınızdan yapılırken birde kalkıp utanmadan içi yanan bir gazetecinin sözlerinden dehşete düştüğünüzü söyleme yüzsüzlüğünde bulunuyorsunuz.
Dua edin ki bu millet sağduyulu ve sabırlı davranıyor. Müge Anlı’nın söylediklerinin yeri ve zamanı değildi belki ama gerçek payı vardı. Bu ülke son bir hafta içinde 30 dan fazla şehit verdi. Yürekler yandı. Sabırlar son noktasına gelmiş ve alabildiğine gerginlik varken o halkın bir kısmının (Türk-Kürt) söylediğini yansıtmıştır Biraz gerçeklere dönelim.
Yani sizler her türlü tehdidi yapacaksınız ve içimizden birisi veya birkaç kişisi olanlara isyan edecek, iki kelam edecek dehşete düşeceksiniz ha? Bunun adı ırkçılık olacak.
Analar gencecik fidanlarını asker ocağına yollarlarken davullu zurnalı yolluyorlar sizin kalleş pusularınızda, mayınlarınızla çocuklarını kaybetmek için değil elbette. Savaşın, savaşmanın da bir şerefi vardır ama nerde sizlerde o yürek?
“Yaşanan acıları ırkçılık ifadelerini şiddetle nefretle kınadığımı altını çizerek ifade etmek istiyorum.” Diyen sayın başbakanımıza da seslenmek istiyorum.
Sn. Başbakanım acaba vaktiyle söylediğin alt kimlik üst kimlik sözlerin ile kendini de kınıyor musun acaba? Her şey senin bu sözlerinle başlamadı mı?
“Böyle bir sıkıntılı anda Askerimizi mayınla vurmak isteyen anlayışın kardeşlik duygusu olabilir mi?” Diyorsun ya, işte gerçek budur. Diyorum ya bazen çok doğru konuşuyorsun.
Halkımızın bir kısmı da aynen böyle düşünüyor. Biz ne kadar Kürt Türk kardeştir desek te bu kardeşliği bozanlaradır söylenen sözler.
Herkes inanmalıdır ki bölücülüğün, vatan hainliğinin Kürdü, Türk’ü Laz’ı, Çerkez’i olmaz. Hain haindir. Mine’nin söylediği sözler teröristler için bir tepkidir. Bu tüm Van halkını bağlamaz. Bunu böyle algılamak bazılarının işlerine gelmiyor sanırım.
Van’daki deprem ve olanlara hiç kimse, hiçbir insan oh ne güzel oldu demez, diyemez zaten. Bu hiçbir insanlığa sığmaz.
Müge Anlı’nın sözleri aslında maksadını aşan sözler değildir. Irkçılık da değildir. Bence halkın duygularına tercüman olmuştur. Onun tek hatası, orası bir televizyon tartışma programı değildi. Orada evsiz barksız kalan, ölen yaralanan, mağdur olan insanlar vardı. Onlar neticede bizim insanlarımızdı. Keşke söylemeseydi.
‘Her ne kadar Van’da olsa da acımız büyük’ demiş Haber Türk spikeri ve o da çok tepki almış.
Tepki verenler şunu unutuyorlar. Van, Hakkâri, Diyarbakır, Muş ve diğer doğu kentlerimiz söylendiği zaman hep bu vatan için canını veren şehitlerimiz geliyor akla değil mi? Elbette oralarda yaşayan tüm halkımız birer terörist değildir, onun için bu söylenen sözleri üzerlerine alınmasınlar. Tekrar ediyorum, Mügenin ve diğer spikerin sözlerinin altında da bu vardır bence. (Yani teröre lanet ve teröristlere, yandaşlarına tepkiydi.)
Yoksa içindeki halkları ile Van’da bizimdir, Hakkâri’de bizimdir. Türkiye’nin tek vücut olarak oraya koşması ne anlama geliyor dersiniz?
Sonra kimse yine merak etmesin bu memleket bölünecek olsaydı, bunca şehitten sonra ayağa kalkardı. Ayırımcılığı, ırkçılığı siz yaratmak istiyorsunuz Pervin Hanım siz…
Bizler bin yıldır kardeşçe yaşayan bizler, sizlerin oyunlarınıza alet olmayacak, Türk- Kürt kardeşliğini ebedi yaşatacağız.
Bunun için de elimizden geleni yapacağız…
Tünay Süer
Yorum Gönder