Utanırım - Öztin Akgüç

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan esinlenerek duygularımı açıklayayım. “Ne zaman bir şehit haberi duysam kendimden utanırım.” Bir şey yapmamanın, yapamamanın ezikliğini, acizliğini, zavallılığını duyar, utanırım. Yaşamda şehit ve gazi ailelerinin acıları karşısında kendimi küçülmüş hissederim.
Yine utanarak ve özür dileyerek yazayım. Son yıllarda Kurban Bayramı yaklaştığında eşimle TSK Mehmetçik Vakfı’na kurban bağışı yapıyoruz. Mehmetçik Vakfı, şehit olan Mehmetçiklere, gazi ve engelli Mehmetçiklere yardımda bulunuyor. Böylece utançtan kurtulup bir şeyler yapıyoruz sanısına da kapılmıyoruz. Mehmet Akif’ten esinlenerek söyleyeyim, onların aziz anısına yine de bir şeyler yapmış olmuyoruz.
Gazi Mehmetçiklerin ailelerine yapılacak yardım, tabii onların büyük acılarını, kayıplarını hiçbir şekilde gideremez, dindiremez… Karşılık da olamaz.. Ancak şehit, gazi, engelli Mehmetçiklerin ailelerini yoksulluk sınırından kurtarmak, onlara bir yaşam düzeyi sağlamak da toplumsal bir görev bir borçtur. Vatandaşların hacı-hoca takımının iğvasına kapılmadan, kurban vecibelerini Mehmetçik Vakfı’na bağış olarak yerine getirmelerini daha insancıl ve Müslümanlığa yaraşır görüyorum.
Herkes, eğer ruh hastası değilse tabii barış ister; kan dökülmemesini önerir; anaların, ailelerin ağlamamasını diler, varsa ayrımcılığın kalkmasını, her vatandaşın ülkede ülkesini benimseyerek olabildiğince, hür ve gönenç (refah) içinde yaşamasını özler. Ancak bu isteklerin gerçekleşebilmesi için terör dediğimiz olaya doğru tanı koymak gerekir. Yoksa, demokratik çözüm, açılım, barış, kan kan ile yıkanmaz gibi sözler, havada cilalı sözcükler boş istek ve laflar olarak kalır. Terör konusunda açık oturumlar düzenleniyor ancak temel sorunlar tartışılmıyor, yanıtlanmıyor veya benim gibiler verilen yanıtlardan bir anlam çıkaramıyor. Lütfen, ciddi bir çözüm için açık oturum yapılacaksa şu soruların yanıtlarının da aranması gerekir.
(I) PKK nasıl bir örgüttür? Amacı nedir? Terör örgütü olarak niteleme bir anlam taşımıyor. Terör, salt kan dökülsün diye yapılmaz. Terörde ulaşılmak istenen bir amaç, bir sonuç vardır. PKK, ayrımcılığa, haksızlığa, azgelişmişliğe karşı bir başkaldırı hareketi midir? Yoksa ayrı bir Kürt devleti kurma isteğinin silahlı mücadele örgütü müdür? Yabancı emperyal güçlerin Ortadoğu’daki taşeronu mudur? Türkiye’yi bölme planının bir baskı aracı mıdır? PKK nedir? Amacı nedir? Buna doğru teşhis konulabilirse çözüm yolları da ona göre geliştirilir. PKK’nin varlığının nedenine, amacına göre çözüm yolları farklı olur.
(II) PKK ne ölçüde uluslararasılaşmıştır? Eğer PKK uluslararası bir örgüt ise içinde Suriyeli, Iraklı, İranlı, Ermeni, hatta bunların dışındaki ülkelerden öğeler varsa, demokratikleşme, yeni anayasa, ekonomik, sosyo politik önlemler bir çözüm olabilir mi? Mantıklı düşünelim.
(III) PKK ağırlıklı olarak hangi bölgede konuşlanmıştır? Kuzey Irak’ta konuşlandığı bilgisine göre, kendi bölgesinde egemenliğini kuramamış bir Kuzey Irak yönetiminin hikmeti vücudunun varlığının sebebi nedir? Kuzey Irak yönetimi bir kukla mıdır? Kuklaysa hangi gücün kuklasıdır?
(IV) Irak, ABD’nin işgali en azından denetimi altında değil midir? Irak’ı denetleyen ABD de yalnız Türkiye ve İran sınırındaki bölgeyi ve oluşumları mı denetleyememektedir?
(V) Türkiye-ABD ile istihbarat paylaşımı, bilgi bölüşümü yaptığı halde, uzaydaki uyduları insansız hava araçları (İHA) ile dünyayı gözetleyen ABD, nasıl oluyor da Kandil Dağı’ndan Türkiye’ye aşama aşama kaymaları, sızmaları görememektedir?
(VI) Bizim askeri istihbaratımız, haber alma örgütümüz yok mu? Görevini, kime hizmet ettiğini bir türlü çözemediğim MİT’in bu bağlamdaki işlevi, katkısı ne olmuştur? Nasıl oluyor da en az 200 kişi olarak tahmin edilen bir güç, ağır silahlarla Türkiye’ye sızıyor da bilgi sahibi dahi olunamıyor?
(VII) PKK, Kandil’de silah üretemediğine göre, silahı, modern patlayıcıları, gerekli araç ve gereçleri, PKK’ye kim ya da kimler sağlıyor? Sürekli lojistik destek alan PKK, Kuzey Irak yönetimi ve ABD tarafından nasıl oluyor da gözlenemiyor?
Soru listesi daha uzatılabilir. Açık oturumlara katılanların, yorum yapanların donanımlı olmaları, en azından bu ve benzeri sorulara açık yüreklilikle yanıt vermeleri gerekir. Demokrasi, açılım, kardeşlik, barış sözcüklerinin ardına saklanmayalım. Eğer PKK emperyal güçlerin desteklediği bir uluslararası taşeron örgüt ise çözüm farklı, uzun süreli ve ne yazık ki çatışmalı olacaktır. Cilalı sözcüklerin ardına saklanmadan, herkes tanısını, isteğini, beklentisini açıklasın. Yaşananları safsata ile geçiştirmeye kalkışmasın.

Öztin Akgüç/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget