Onuncu yıldaydık. Yıl 1933…
On yaşındaydım. Babamın yanında Beyazıt Meydanı’nda askerlerin geçişini seyrediyordum. “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan” sesleriyle…
İlk öğrenenlerdendim, okulda arkadaşlara ben öğretmiştim. Türkçe öğretmenimiz Tahsin Bey’in öncülüğünde hep birlikte… Bağıra bağıra…
Güven içindeydik. Gelecekler bizimdi. Mustafa Kemal Atatürk “Türk çalışkandır, zekidir” diye yolumuzu göstermişti. Birkaç yıl önce “Hedefiniz Akdeniz” diye ordulara seslenmesini yeniden yaşıyorduk. Yönümüz, çağdaş uygarlıktı. İnsanca yaşamaktı. Uygarlığın gerektirdiği gibi… Her türlü cehalet, bilinçsizlik, gerilik tarihe karışmıştı artık!..
Onuncu yıl geçti mi? Hayır yerli yerinde, marşıyla, anılarıyla! Ama seksen sekizinci yılında birileri çıktı, Cumhuriyet’in yönünü değiştirmek uğraşında… Atatürk devriminin 27 Mayıs Anayasası’nı temelden yok etmek istiyorlar. Yönümüz uygarlık, çağdaşlık diyenleri, yalan yanlış suçlamalarla susturmak, geçmişin güzelliklerini silip atmak…
***
İki gün sonra 29 Ekim Bayramı’nı kutlayacağız. Bayrakları önceden astık. Bekliyoruz. Atatürk Cumhuriyeti’ni yozlaştırmak, daha doğrusu yok etmek isteyenler, bakalım nasıl kutlayacaklar bu güzel günü? Daha önceki dokuz yılda nasıl kutladılarsa!.. İnançsız, boş sözlerle, günü savuşturmak için…
Ben daha yıllar önce yazmıştım, AKP döneminde bu ulusal bayramları kutlamaya kalkmayalım, çünkü içtensiz bir yorumlama olacak. İçi boş, anlamsız konuşmalar, söylevler… En iyisi halka bırakmak bu bayram kutlamasını, varsın onlar bayrakları assın, askerini selamlasın, Onuncu Yıl Marşı’yla, gerçeğiyle bir daha, bir daha yaşasın…
***
Yeni anayasada Atatürk’ün adını da, izlerini de, devrimini de, çağdaşlıktan, uygarlıktan, insanlıktan yana anayasasını da tepe taklat etmek!.. Bu mu amaçları?
Ben, daha ilk gün yazmıştım, Evren Paşa Anayasası kötü, ama AKP’nin çıkaracağı anayasa, çok daha beter olacak, en iyisi mi dokunmayalım 1982’nin Anayasası’na diye!..
***
Yine askerler geçecek, yine gençler yürüyecek, yine Onuncu Yıl Marşı’nı sevgiyle, özlemle söyleyen yığınlar olacak… Olmalı, daha çok, daha yoğun, daha içten yaşayarak, yaşatmak isteyerek…
Mustafa Kemal Türkiye’sini sonsuza kadar yaşatmaya, yaşatılacağına inananların bayramını kutlarım. Onuncu yılın, on yaşındaki Oktay’ı olarak!..
Oktay Akbal/Cumhuriyet
Yorum Gönder