İki Abd Komplosu - Mehmet Ali Güller

ABD Irak’tan çekilirken, bölgede yeni döneme dair düzenlemeler kotarılıyor. Bir yanda ABD, bölge ülkeleriyle ilişkilerini düzenliyor, bir yanda İran, ABD sonrası dönem için konumunu güçlendirmeye çalışıyor.
ABD ve İran arasında bölgeye dair süren bu çatışmanın kendileri dışında üç temel aktörü daha var; Türkiye, Suudi Arabistan ve İsrail.
Suriye’de Kürt liderlerden Meşal Temmo’nun öldürülmesi ile İran’ın Suudi Arabistan Büyükelçisi Adil El Cübeyr’e suikast düzenleyeceği iddiası, işte bu bölgesel düzenlemeler içindir ve aynı adreslidir.
MEŞAL TEMMO SUİKASTI
Temmo suikastı, Batı’nın kışkırtmalarına destek vermeyen ve Suriye birliği içinde kalmaya özen gösteren Kürtleri, Beşar Esad rejimine karşı ayaklandırabilmek içindi…
Nitekim Suriye Kürt Ulusal Girişimi Başkanı Ömer Osi, suikastın hedefini net tarif etmişti: “Bu, bir fitnedir. Suriyeli Kürtlerle Suriye’nin halkçı, antiemperyalist yönetimini ayırma çabasıdır. Eli kanlı silahlı şebekelerin işlediği bu menfur suikast, 7 aydır haklarını barışçı yollarla almaya çalışan Kürt halkının olgun tavrını hazmedemeyenlerin kışkırtıcılığıdır.”
Temmo suikastının aslında Suriye’yi aşan ve Irak Kürtlerini de kapsayan bir boyutu vardı. İlginçtir, hem Mesud Barzani hem de Celal Talabani, Suriye’deki Esad karşıtı ayaklanmalara Kürtlerin katılmamasını istiyorlardı. İkili, kimi Kürt liderlere Esad’la müzakere etmeleri çağrısında bile bulundu.
Ancak Temmo suikastı sonrası, durum Barzani ve Talabani açısından da değişiklik göstermeye başladı. Zira Barzani, Suriye lideri Beşar Esad’ın geçen günlerde gelen davetini reddetti!
CÜBEYR’E SUİKAST İDDİASI
İran’ın, Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi Adil El Cübeyr’e suikast yapacağı iddiasının hiç inandırıcı olmadığı ortada. ABD’nin müttefikleri bile Hollywood senaryolarını aratmayan iddiayı gülünç buldular. Ancak iddia, ABD ve Suudi Arabistan’ın ikili ilişkisini belli ölçüde tamir etti.
Son dönemde Washington ile Riyad hattında önemli kırılmalar yaşanıyordu. Suudi Arabistan’ın Bahreyn’deki halk hareketini bastırmak konusunda ABD direktiflerine uyması ve bu ülkeye asker göndererek muhalefeti ezmesi örneği, tek başına yanıltıcı olur. Çünkü Bahreyn rejiminin ayakta olması, Suudi Arabistan’ın İran’a karşı ülke çıkarlarıyla ilgiliydi…
Gerçekte ise Mübarek rejiminin devrilmesinden bu yana Washington ile Riyad hattında sorunlar var. Suudi Arabistan, ABD’nin Mübarek’in arkasında duramamasından rahatsızlığını açıkça dile getirmişti. Ancak Washington açısından bu bir zorunluluktu; ABD bir süre Mübarek’e destek vermiş ancak ayakta tutamayacağını görünce de “Mübarek’i verip, rejimi kurtarma” çizgisine soyunmuştu.
İşte Cübeyr’e suikast iddiası, Mübarek’in devrilmesiyle başlayan ve ABD’nin Filistin Devleti konusunda veto kartını masaya sürmesine kadar süren bu gerilimi atlatmada, ilaç etkisi gösterdi.
ABD’NİN ÇARESİZLİĞİ
Bu iki gelişmeden, ABD’nin bölgede hâlâ tek belirleyici olduğu sonucu çıkmıyor elbette… Çünkü Washington’un müttefikleriyle ilişkilerini düzenlemek için suikastlara ya da suikast masallarına ihtiyaç duyması bile, ABD’nin tepe taklak gittiğinin, tek başına göstergesidir.

Mehmet Ali Güller/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget