Nerem Doğru ki… - Ali Eralp

“Deveye boynun neden eğri” diye sormuşlar. O da “Nerem doğru ki…” demiş.AKP, iktidara geçtiği günden beri şu ülkede doğru olan, doğru giden bir şey gördünüz mü?

Nerem Doğru ki… -  Ali Eralp
“Deveye boynun neden eğri” diye sormuşlar. O da “Nerem doğru ki…” demiş.
AKP, iktidara geçtiği günden beri şu ülkede doğru olan, doğru giden bir şey gördünüz mü?
İşsizlik, yoksulluk, bütçe açığı bir çığ gibi büyüdü.
Yürüyemiyor.
Yargı siyasallaştı. Hukukun elleri, gözleri bağlandı.
Adım atamıyor.
Zindanlar yurtseverlerle dolduruldu.
Ordu saldırı altında. Her gün bir komutan esir alınıyor.
Şehit haberleri artık günlük olaylardan sayılıyor. Halk Kanıksadı. Şehit sayısı 10’un 20’inin üzerine çıkmadan tepki vermiyor.
Milli eğitimin ne millisi kaldı ne eğitimi…
Ders kitaplarından “Atatürk milliyetçiliği, Türklük, vatan” kavramları çıkarıldı. Sıra anayasadan kaldırılmaya geldi.
Binalara Türk bayrağı asanlar tutuklanıyor.
Amerika yatak odamıza kadar girdi. Gözetleme evlerine döndük…
Bütün bunların üstüne üstlük bir de Van’da yürekleri parçalayan, acı bir deprem yaşadık.
Türkiye şimdi ayakta. Türkiye, vatandaşına yardım topluyor. Türkiye’nin kalbi Van’da atıyor. Doğuya TIR’lar dolusu yardım malzemesi gönderiyor. Ama kamyonlar yerine ulaşmıyor. İki trafik ışığı arasında çeteler tarafından talan ediliyor. Vicdansızlar, hükümet, devlet yokluğunda meydanı boş buldular.
Televizyonların canlı yayınlarında tüm Türkiye canlı canlı izliyor bu talanı. Devlet de izliyor. Hükümet de izliyor. Ordu, polis, jandarma da izliyor.
Battaniyeler, yiyecekler, çadırlar herkesin gözünün önünde arabalara dolduruluyor… Tam 12 TIR’ı yağmaladılar.
Yani, bırakalım depremzedelere yardımcı olmayı, hükümet gelen yardımları yerine bile ulaştıramıyor. Çünkü bu işlerle uğraşan “Afet İşleri, Sivil Savunma ve Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlükleri bunların zamanında kaldırıldı.
Türkiye sadece seyrediyor şimdi. Hükümet de seyrediyor. Türkiye’nin eli kolu bağlı.
Ama Van’lı perişan. Aç, susuz. Geceler soğuk. Van’lı sokaklarda sabahlıyor… Ateş yakarak…
Yıkılan binaların büyük bir çoğunluğu devlet binaları imiş. Okullar yerle bir oldu. 70’e yakın öğretmenimizi yitirdik. Oysa onlar kuralar çekerek, ne umutlarla gitmişlerdi görevlerinin başına.
Adamlar malzemeden çalmışlar…
Peki, hırsızlar bulunacak mı? Sorgulanacak mı? Yargılanacak mı? Cezalandırılacak mı? Şu ana kadar yakalanan, tutuklanan olmadı da…
Nerede görülmüş, duyulmuş böyle bir hesap sorma. Şimdiye dek suç işleyen bir tek AKP’li görevlinin yargılandığını gördünüz mü siz hiç? Duydunuz mu? Tanık oldunuz mu? Bunlar da ötekiler gibi yapanların yanına kâr kalacaktır elbette. Hükümet yurtseverlerin peşinde…
Deniz Feneri sanıkları 3 ay 10 gün sonra tahliye edilmediler mi?
Van’da kargaşa, başıbozukluk devam ediyor. Van Kıyamet gününü yaşıyor…
İlk gün deprem yerine koşup giden Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, “Her türlü önlemin alındığını” söylemişti. Ama ortaya çıkan düzensizlik ve perişan manzara karşısında, “Çadır sıkıntısı başlayacağını hesap edemediklerini” itiraf etti. “Peki, senin görevin ne, hükümetler ne için vardır?” diye adama sormazlar mı?
Yine son sürat, tüm bakanları ile deprem bölgesine ulaşan Recep Tayyip de yardımcısı gibi “İlk 24 saatte aksaklıklar olduğunu” tüm Türkiye’ye açıklamak zorunda kalmıştı.
Demek ki “Lafla peynir gemisi yürümüyormuş” sevgili halkım…
Başbakanın duruşuna, salına salına yürüyüşüne, karizmasına kurban olup, oy veren ulusum, ne dersiniz depremde işe yaradı mı bütün bunlar? Gerçekleri görebiliyor musunuz artık? Yoksa oy vermeye devam mı?
Atatürk’ün dediği gibi, Cumhuriyet Hükümeti, “Kimsesizlerin kimsesi” olduğu zaman vardır. Bunu asla aklınızdan çıkarmayın.
Eski deyişle, gerisi laf ü güzaftır, yani gereksiz sözdür… Gösteriştir… Orta oyunculuktur…

Ali Eralp

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget