Hani yüreğe basılan taş gibi…
Bir avuntu…
“Türkiye bölündü, bölünüyor” derken…
Deprem yetişti…
*
Açın; sosyal medyada Kürtlere laf söyletmiyorlar:
Ayrımcılar sustu… BDP gensorusunu geri çekti… Doğusu batısı kaynaştı… Kürt sözcüler “yardımlarda kardeş kokusundan” söz ediyorlar…
Sarılan sarılana…
Arkadaşın “açılımı” az daha bölüyordu memleketi…
Deprem düzeltti…
Normalde depremin yaralarını iktidarın sarması gerekmez mi?.. Ama iktidarın yaralarını deprem sarıyor…
*
Türkiye’yi yine bölünme noktasına getirdiklerinde, deprem profesörünü televizyona çağırıp sorarsınız artık:
“Acaba deprem ne zaman?..”
Onlar size fay may hatlarını uzun uzun anlatırlar, siz ısrar edin:
“Bir an önce olmaz mı acaba?..”
“Öyle hemen olmaz…”
“Ya ne zaman olur, bir an önce yani?..”
*
Keza dış politikada…
Berbat ettikleri dış ilişkileri deprem biraz olsun onardı sanki?.. İsrail yardım önerdi, Ermenistan telefona sarıldı, İran, Suriye, Yunanistan…
Dört gündür “komşularla sıfır sorun” yani…
*
Böylece; hataları deprem tarafından düzeltilen yeryüzündeki ilk iktidar bu…
İki gündür olanları izliyorum:
Gazetelerin manşetlerinde “Türkiye tek yürek” yazıyor…
Televizyonlar “tek parçayız” diyor…
Dayanışma…
Sahiplenme…
Tüm bunları deprem yaptı…
Arkadaşın o “açılımı” nedeniyle tam iç savaş çıktı çıkacak derken…
*
Bir daha ağzına “açılımı” alırsa, Allah muhafaza…
Koşun deprem profesörüne:
“Deprem yok mu, deprem?..”
“Kaçlık?..”
“Kaç olursa olsun, acil yani…”
*
Siz depremin “açılımına” sarılın bari…
Bir de canlarımızı da almasaydı…
Yanmasaydı canımız…
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
Yorum Gönder