“Trafik sıkışıyor” denilip önce Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıldönümünde, Harp okulu öğrencilerinin Atatürk Bulvarında yürümelerine son verildi. Bazı valiler çıkıp, “19 Mayıs gibi kutlamalar Komünist dönemden kalma. Bunlara son verilmeli” dedi. Van-Erciş’te meydana gelen deprem gerekçe gösterildi, 88. yılında Cumhuriyet Bayramı resmi geçitlerinin yapılması iptal edildi. Hükümet etsin. Ama halk belki de bugüne kadar tanık olmadığımız coşkuda bayramını araçlara bayraklar takarak, korna çalarak, marş söyleyerek kutladı.
Kutlamalar iptal edilirken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Almanya’ya gidişlerinin 50. yıldönümü ise tam tersine coşkuyla kutlanacak. Bunun için özel tren kaldırıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da 1 Kasım’da Berlin’de yaklaşık 1500 kişiyle yemek yiyecek ve “göçün 50. yıldönümünü” kutlayacak.
Cumhuriyet Bayramı içtin “yas” ilan edenler, Almanya’da hala köle muamelesi gören, vize için işkence çektirilen, en ağır işlerde çalıştırılan vatandaşlarımızın gidişlerini bir bayram havası içinde kutlamayı uygun buluyorlar. Biliyoruz ki, onlar Almanya’da da olsa depremin acısını da, şehitlerimizin acısını da yaşıyorlardır.
Almanya’da neyin kutlaması?
Ali Kılıç, küçük yaşta Almanya’ya gitmiş, orada yaşam mücadelesi vermiş, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yapılan aşağılayıcı muameleleri görmüş bir isim. Bunun ortadan kaldırılması için Türk-Alman Dostluk Federasyonu’nu kurmuş, Almanların desteğiyle bu muamelelerin kalkacağına inanmış.
Başkanlığı döneminde düzenlediği toplantılara Almanya Cumhurbaşkanı katılmış, Münih Belediye Başkanı hemen hemen bütün etkinliklerinde bulunmuş. Alman politikacıların ilgisiyle bir çok sorun aşılmaya çalışılmış.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’den trene bindirilip gönderilen vatandaşlarımızın Almanya’da ne zorluklar yaşadığını mutlaka biliyordur. YİMPAŞ, Kombassan gibi firmalar tarafından nasıl dolandırıldığını anlatmaya çalışanların ağızları kapatılıp salon dışına çıkarılışını da tanık olduk. Onlara, “ben mi para yatırın” denildiğini de duyduk.
Başbakan vizeyi mi kaldırttı?
Ali Kılıç, “Başbakan neyin kutlamasını yapacak?” diyor ve şunları ekliyordu:
“Türkiye’de, depremi gerekçe gösterip Cumhuriyet Bayramı geçiş törenlerini bile iptal eden Başbakan, neyin kutlamasını yapacak? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Almanya’ya gidebilmek için vize alıyor? Başbakan, vizeyi mi kaldırttı da kutlama yapıyor? İnsan onurunun incitildiği, Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında yaşayanlarla, Türk insanını da aynı kefeye konulması mı ortadan kaldırıldı? Vatandaşlarımızın Almanya’ya gidişinin 50. yıldönümü için ‘iyi ki köle oldunuz’ kutlaması için mi Başbakan Almanya’da olacak?”
Turgut Özakman: Yas, hep birlikte olur
Şu Çılgın Türkler, Cumhuriyet kitaplarının yazarı Turgut Özakman, dünkü SÖZCÜ’nün manşetini hatırlatıyor, “Evet, Atatürk ölüm döşeğinde bile Cumhuriyet kutlamalarını iptal ettirmemişti” diyor ve ekliyor:
“Cumhuriyet kutlamaları, bütün bayramların anasıdır. Cumhuriyet kutlamaları eğlence değil, Cumhuriyeti yaşamak demektir. Bu törenler hem vatandaşını moralini düzeltir, hem de dışarıya karşı mesajdır. Keşke böyle şey olmasaydı. Resepsiyon iptal edilir ama geri kalan 87 yıllık gelenek devam ederdi. Allah korusun, gelecek yıl 20 vatandaşımız trafik kazasında hayatını kaybetse yine mi Cumhuriyet kutlamalarını iptal edecekler?”
Atatürk’ün Ankara’ya geliş yıldönümünün Ankara Valisi Alaattin Yüksel tarafından iptal edilmesini ve “trafik sıkışıyor” gerekçesini de de çok manidar bulmuş. Harbiyelilerin, Ankara’daki binalarına 1935 yılında gelişleri de gösteri yürüyüşüyle gerçekleşmiş. Bazı geleneklerin ortadanr kaldırılması için her gün bir adım daha atılıyor.
Almanya’da yapılacak kutlamaları hatırlatıyorum. Koca çınar, “Eğer Türkiye’de Cumhuriyet Bayramı iptal edecek kadar ağır yas varsa, yurtdışındaki vatandaşlarımız için de yas vardır. Ama bu nasıl yas? Yas varsa televizyonlarda matem yayınları olur. Oysa biz de bırakın yası, vur patlasın çal oynasın devam ediyor. Böyle yas mı olur?” diyor.
Tarih, Cumhuriyetimizin 88. kuruluş yıldönümünün “yas” gerekçesiyle iptal edildiğini de, bunun o günlerde ne anlama geldiğini de yazacaktır…
Saygı Öztürk
Yorum Gönder