Başbakan, “Türkiye’nin her şehrinde yapılmış kaçak-çürük- kent rantı avclığıyla dikilmiş bütün binaları yıkacağız” diye özetlenebilecek projesini dile getirdi. Ve "örtü altına gizlenmiş Türkiye acı gerçeği" hemen kendini gösterdi.
Türkiye’de 19 milyon bina var.
8.5 milyonu, kaçak ve çürük.
Neredeyse Türkiye’nin yarısı; “her 100 binadan 50’sinin sahibi belediyelerin ve Ankara’daki politikacının teşvik etmesiyle şehir rantı avcılığı” yapmış. Şimdi Başbakan, “bu ahlaksız avcılığa son verme” projesine soyundu.
Dünkü yazıda yazmıştım.
Bize örnek göstermeli.
En güçlü, en egemen, en hatırlı “şehir rantı avcılarının binalarını” yıkarak işe başlamalı. Örneğin İstanbul’da büyük medya patronu Ferit Şahenk’in sahibi olduğu “Doğuş Power Center” i ve büyük işadamı Ahmet Nazif Zorlu’nun dikmekte olduğu “Zorlu Center AVM Özel Rezidans” ı en önce yıktırmalıdır. Ben size dünkü yazımda “Doğuş Power Center” in neden “Başbakanın yıkılması gereken binalar sınıfına girdiğini” yazmıştım. Okumayanlar dünkü yazıyı bulup okusun. Bugün de Başbakan’ın toplantılarına çağırdığı, uçağına aldığı, açılışlarına katıldığı büyük işadamı Ahmet Nazif Zorlu’nun İstanbul boğaz içine hakim tepeden bakan, devletten “özelleştirme yalanı” kılıfına uydurularak alınmış 85 dönüm arazi üzerine diktiği “Zorlu Center”in öyküsünü yazacağım.
Xxx
Arazi Karayollarınındı.
Özelleştirme İdaresi’ne devredildi. İstanbul’daki bu değerli araziye Ankara’daki Bayındırlık Bakanlığı plan değişikliği yaptı. 85 dönüm (yani 85 bin metrekare) şehir arazisine 242 bin metrekare bina yapılacak şekilde planı çıkardı. 3 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu da, birçok şehircilik uzmanın “burası İstanbul halkı için park olsun, boğaz bu kadar yoğunlukta binayı kaldıramaz” diye uyarmalarına rağmen 237 bin metrekare bina yapılabilmesini uygun gördü. Başbakan’ın partisinden çoğunluğu oluşturan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’i de bu planı ilk toplantısında onayladı.
Satışa çıktı arazi.
TV’de canlı yayın heyecanlı açık artırma yapıldı. 800 milyon TL’ye Zorlu Holding’in sahibi Nazif Zorlu’da kaldı. Nazif Zorlu, bu şehir arazisi üzerine 237 bin metre kare büyüklükte “Center ve Rezidans” yapabilecekti. Böyle bir araziye sahip olduğu için sevinçten “harman dalı oynadığı” gazetelere haber oldu.
Xxx
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubeleri, “bu arazi üzerine 237 bin metrekare bina yapabilmek cinayettir, şehir planına aykırıdır” diyerek ilgili mahkemelerde dava açıtılar.
Mahkemeler şikayeti haklı buldu.
Planı bozdular.
Zorlu’nun arazisi plansız kaldı.
Danıştay’a gidildi.
Danıştay da mahkemeleri haklı buldu. Nazif Zorlu’nun avukatları yılmadılar; dosyayı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıdılar. Bu kurul, yerel mahkeme ile Danıştay ilgili dairesinin aksine “arazi üzerinde 237 bin metrekare bina yapılabilir” hükmüne vardı.
Xxx
Ve Zorlu Center yükseldi.
Yükseldi, yükseldi.
Şehir rantı avcılarının çok sık başvurduğu ve ilgili belediyelerin göz yumduğu “kot alma oyunu” ile “bodrum katı” gösterilerek 237 bin metrekare dikilmesi gereken bina; 391 bin metrekare fazlayla 628 bin metrekare olarak dikildi.
Güneşin doğuşunu görüyor.
Ayın batışını görüyor.
Boğazda martıları görüyor.
Fakat “bodrum katı” diyorlar.
391 bin metrekare ilave kaçak bina dikmiş oluyorlar. Metrekaresini 12 bin dolardan satıyorlar. 4 milyar 716 milyon dolar eder. Bu durumda; Başbakan, “kaçak binaları yıkacağız” sözünün arkasında duracaksa; Zorlu Center’ı yıkmadan vatandaşın tek tuğlasını bile oynatamaz.
Necati Doğru/SÖZCÜ
Yorum Gönder