ÇÜNKÜ saymakla, sıralamakla bitmez o dersler. Hepsi, aslında genel olarak öğrenilmesi gereken derslerden farklı değildir. Öyle olduğu halde, bu çeşit konular “sütun mahkûmu” diyebileceğiniz yazarların işine gelir onları ele alıp ıcığını cıcığını çıkarmak.
Yine de hepsini birden kısaca özetleyerek bu furyaya son verelim ki başka konulara da sıra gelsin.
Ayrıca, öğrenmemekte ısrar eden bir topluma öğreticilikle nefes ve hayat tüketmenin gereksiz olduğunu da düşünüyor olabilirsiniz.
Olsun, şunu da söyleyelim ki, kamuya yönelik bu çeşit genel dersler aslında birbiri içine girmiş üç başlık altında özetlenebilir: Devlet, ulus ve vatandaş.
Kimileri “yine mi devlet; bu ne bitmez dinmez devletçilik?” dese de “öğretimbilim” açısından böyle başlamakta yarar vardır: Devlet, mümkün ve anlamlı bir çerçevede insan ilişkilerini gözlemlemek bakımından elverişli bir alan ölçüsü sayılabilir: Ulus, devlet kurabilmiş halk demektir; vatandaş da rasgele bir birey değil, ulusun bir parçası olan insan demektir.
Böylece varılan bu son noktadan bakınca, bir depremdeki kurtarma işlemleri açısından davranış kuralları kendiliğinden ortaya çıkar. Diyelim ki müthiş donanımlı ve iyi eğitilmiş üyelerden oluşan bir takımınız yani Frenkçesiyle “ekip”iniz var, enkazı aralayıp içeriye seslendiğinizde ses gelince “Kürt müsün, Türkmen misin?” diye sorar mısınız? Daha doğrusu, ilk nefeste bunu sormak ve davranışınızı ona göre ayarlamak geçer mi içinizden? Sonrası, bir iletişim konusudur, dil sorunu ancak o aşamada devreye girer ve o aşamada ya da benzer durumlarda “resmi dil” yahut ulus ya da devlet dili denebilecek bir ortak dil zorunluluğuna sıra gelir.
Her konuya herkes, yani devlet başta olmak üzere, kuruluşlar ve bireyler hep böyle bakabilmeli, böyle eğitilmeli, böyle yaşamalıdır. Ancak o zaman, ulusal eğitimin, devlet yönetiminin, vatandaş ve yurttaş olmanın pek de derin olmaması gereken felsefesine varılabilir.
Bina yapımında uyduruk malzeme kullanmanın, sahteciliğe ve yolsuzluğa göz yummanın, yardım çadırı ve giysisi yağmalayıp bir yerlere yollamanın önü de ancak böyle bir eğitimle kesilebilir.
Mümtaz Soysal/Cumhuriyet
Yorum Gönder