Biliyorsunuz; yılda iki kez saatler değiştiriliyor. Ekim sonunda bir saat geri çekiliyor ki, gün ışığından daha fazla yararlanalım.
Lakin; doğal durum bunun tam tersi...
Lütfen bir hesap yapın:
İki gündür; 1 saat daha geç uyanıyoruz.
Yani cumartesi günü 08.00 olan saat, pazartesi günü 07.00'yi gösteriyor.
Biz de daha erken diye kalkmıyoruz. Böylece; çoktan doğmuş olan güneşin altında 1 saat daha fazla yatıyoruz.
Öte yandan güneşin doğuşu-batışı değişmediği için de akşam 18.00'de değil 17.00'de inmiş oluyor.
Sabahı yatarak geçirdiğimiz için akşam karanlığında çalışmak durumunda kalıyoruz.
Nereden bakarsanız bakın bu saati geri almak tam bir saçmalık...
Gün ışığından daha az yararlanmak diye buna denilir işte.
Bu yüzden de Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın tepkisine hak veriyorum.
-Yaz saati değiştirilmemeli... Belki de saatleri geriye almak yerine aksine bir saat daha ileriye alınmalı. Böylece insanların daha erken kalkmaları ve gün doğumundan faydalanmalarını sağlamak gerekir. Bu yolla da akşam üzeri çalışma yerlerinde ışıkların yakılması da önlenmiş olacaktır.
Bu önerimi Sayın Taner Yıldız'ın Bakanlar Kurulu'nun gündemine getirmesini bekliyorum.
Her bayramda 9 gün tatil yap; sabahları geç saatlere kadar yat; akşam mesaiyi tamamlamak için de elektrik altında çalış...
Ne hovarda toplumuz Allah aşkına...
DEVLET VERSİN
Hovardalık denilince aklıma türkücü İzzet Yıldızhan ile Nihat Doğan'ın kaçamakları geldi.
Kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmez, ilgilendirmemesine de...
Siz kadınlarla gönül eğlendirin; sonra da paralarını vermeyip olay çıkartın.
İyi ki şöyle dememişler:
-Biz şimdiye kadar hep ezildik; bu işin parasını da devlet versin!
KURBAN BAYRAMI DA YASAKLANACAK MI?
Hükümetimiz; Van depremini bahane ederek bu yılki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal etti.
Lakin bu hafta sonu da Kurban Bayramı var.
Van'daki acı ve sıkıntı sürüyor.
O zaman haydin Kurban Bayramı'nı da yapmayalım; Van için çalışalım.
Biliyorum ki, bizim bu iktidar böyle bir teklifi duymak bile istemez.
Modern Türkiye'nin kurulduğu; bireylerin yolunun açıldığı Cumhuriyet Bayramı'na 'hayır', amma Kurban Bayramı'na sonuna kadar 'evet'...
Yeter ki, ümmet memnun olsun.
Nasıl olsa Türkiye'de artık vatandaşlar azınlıktadır...
NEREDE ŞU TÜRBANLILAR?
Van depremine en çok üzülenler; çağdaş Türkiye'nin çağdaş insanları oldular. Filistin ve Gazze için yeri göğü inletenler ortalıkta pek gözükmediler.
Çünkü; Vanlılara yardım için para ve malzeme toplarlarsa bunu başka amaç için kullanamayacaklarını anladılar.
IHH'ciler; Deniz Fenerciler; Kimse Yok mucular ve benzerleri istismar ortamı bulamayacaklarını anlayınca kenara çekildiler.
İşte ümmetçilerle vatandaşlar arasındaki fark budur.
Umarım ki bu farkı Kürt kökenli yurttaşlarımız da anlamışlardır.
Din üzerinden o bölgenin nasıl sömürüldüğünü de...
KURBANINIZI MURDAR ETMEYİN
Hafta sonu başlayacak olan Kurban Bayramı'nda yine milyonlarca hayvan kurban edilecek.
Bence; Allah'a yürekten seslenerek kurbanın parasını bir eğitim kurumuna vermeniz daha hayırlıdır.
Kutsal Kur'an da en son hükmü şöyle vermiştir:
'Allah'a ulaşacak olan kurbanlarınızın eti ve kanı değil, sizin iyiliğinizdir'
Eğer yine de kurban kesecek iseniz sakın ola ki bu işi hayır kurumu gibi gözüken özel derneklere; vakıflara vermeyiniz.
Onlar sizin paranızı alırlar; şer işlerine harcarlar; böylece siz; hayır yapayım derken bilmeden günaha girersiniz.
Size önerim kurbanınızı Kızılay, Türk Hava Kurumu, Türk Eğitim Vakfı, Mehmetçik Vakfı gibi resmi kuruluşlara vermenizdir.
Ey inananlar; kurbanınızı heder etmeyin...
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder