Uğur Dündar’ı Bekliyoruz - Emin Çölaşan

UĞUR Dündar benim arkadaşım, değerli dostum. Türkiye’de özellikle televizyon yayıncılığının tartışmasız bir numaralı ismi.  Zaman zaman birbirimizi arayıp dertleşiriz, zaman zaman da birbirimizi telefonda işletiriz! Karşılıklı öyle işletmeler yaşadık ki, bazılarını ben kitaplarımda anlatmak zorunda kaldım, bazılarını da Uğur kitabında anlattı. Ancak bu olayda bir kalleşliği (!) vardır, beni başkalarına aratıp tanımadığım seslere işlettirir.
Türkiye’de medya yozlaştı ve AKP’nin güdümüne girdi. Baş eğmeyi kabul etmeyenler aforoz edilip kovuldu.
Ben, Necati Doğru, Bekir Coşkun ve daha başka arkadaşlarımız, para babası medya patronları tarafından aforoz edilen gazetecileriz.
***
Birkaç yıl önce idi, o zamanki patronumuz Aydın Doğan, Uğur’la beni eşlerimizle birlikte Bodrum’daki tatil köyüne çağırdı ve orada ikimize aynen şu sözleri söyledi:
“Beyler, sizin yüzünüzden çok sıkıntılar yaşadım ben. Tansu Çiller döneminde gazetelerimde bir otomobil kampanyası başlatıyordum. Bu kampanyadan 500 milyon dolar para kazanacaktım. Bana adam gönderdiler ve sizin ikinizi kovmak değil, susturursam, kampanya için Bakanlıktan izin verileceğini söylediler. Ben bunu kabul etmedim. Sizin yüzünüzden 500 milyon dolar kaybettim.”
Bu olayı hiç bilmiyorduk ve şaşırmıştık. Kendi aramızda “Helal olsun Aydın Doğan, yürekli adammış” dedik. Ama o Aydın Doğan, bu iktidar döneminde 180 derece döndü. Korktu, ürktü ve yandaşlar saflarındaki onurlu (!) yerini almayı başardı. Beni 500 milyon dolar için kovmayı değil susturmayı bile reddeden patron, sonra daha büyük çıkarları ve korkuları nedeniyle kovmak zorunda kaldı!
***
Uğur Dündar, Aydın Doğan’ın Star televizyonunda yürekli, dürüst yayınlarıyla takdir topluyordu. Birkaç hafta önce Star’ı işadamı, yandaş NTV’nin sahibi Ferit Şahenk satın alınca Uğur tavrını koydu: “Ben bunlarla çalışmam” dedi ve ayrıldı.
Bunlar olurken Uğur’u aramadım. Böyle kargaşa dolu telaşlı günlerde aramanın anlamı yoktur. Kendi kendime diyordum ki “Uğur herhalde Aydın Doğan grubunda kalır, onun CNN-Kürt, Kanal-D gibi televizyonlarının birinde görevini sürdürür.”
Ama olmadı!..  Aydın Doğan, Uğur Dündar’ı da istemedi. Kendi açısından haklıydı (!) çünkü Tayipgillerden, Uğur yüzünden epeyce azar işitmişti.
Ona verecek bir koltuğu olmadığını söyledi ve feda etti.
Böylece Doğan grubundan bir yıldız daha kaydırılmış oldu. Uğur yine aynı grubun Radyo-D isimli radyosunda her sabah yayın yapardı. Para almadan yaptığı bu yayınları da dün sabah kendi özgür iradesiyle sonlandırıp Doğan grubuyla ilişkisini tümüyle bitirdi.
Ben isterim ki, Uğur Dündar şimdi yeni bir kitap yazsın, yaşadığı baskıları anlatsın.
***
Bizim gibi gazetecilere medyanın hemen her kesimi kapalı. Örneğin Sözcü olmasaydı, kovulduktan sonra bana sayfalarını açacak ikinci bir babayiğit gazete yoktu!
Uğur için de aynı şeyi söylüyorum ve burada onu Sözcü’ye davet ediyorum.
Okuyucularımız da aynı şeyi istiyor.
Uğur’un yeri Sözcü’dür. Onu hepimiz istiyoruz. Bizler için artık para pul önemli değil. Önemli olan özgürce yazabilmek…
Hiçbir baskı görmeden, yazılarını özgürce yazacağı, makaslamadan yayınlayacak tek yer burasıdır.
Belki henüz erken olabilir, belki bayram sonrasını beklemek gerekebilir ama Uğur Dündar’a hem kendi adıma, hem gazetemiz, hem de siz sevgili okuyucularım adına şimdiden “Hoş geldin” demek istiyorum.

Emin Çölaşan/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget