Diktacı Tutum ve Demokrasi - Emre Kongar

Diktacı Tutum ve Demokrasi - Emre Kongar Gerçekten demokrat olmak zor iştir… Önce kendine saygı duyacaksın…

Diktacı Tutum ve Demokrasi - Emre Kongar
Gerçekten demokrat olmak zor iştir…
Önce kendine saygı duyacaksın…
Sonra aynı saygıyı başkalarına göstereceksin!
***
Hayatta tanıdığım “en demokrat insanlardan biri” sevgili dostum, rahmetli Prof. Selâhattin Ertürk’tü.
“Diktacı Tutum ve Demokrasi” onun kitaplarından birinin adıdır…
Ve benim “başucu kitabımdır”.
***
Selâhattin Ertürk bir felsefeciydi…
Bir eğitimciydi…
Bir dilciydi.
Gençliğinde kapıldığı aşırı milliyetçi akımlardan adım adım ilerleyerek, hem bilimi hem de insan sevgisini yudum yudum hazmederek, demokrat ve sosyal demokrat bir çizgiye ulaşmıştı.
Özümlenmiş bir hayat görüşünün sahibi olarak, kendine güven dolu, sevecen, tartışmacı, iddialı ama bütün insanlara ve görüşlere saygılıydı.
Çok çalışkandı.
Dil, felsefe ve eğitim konularındaki görüşlerini bıkmadan usanmadan geliştirir, tartışır, anlatır, öğretirdi.
“Tecelli” adını verdiği kitabı, insan sevgisiyle ve çağdaş bilimlerle yoğrulmuş bu görüşlerini, özdeyişler halinde okura aktarır.
Üzerlerine titrediği, özenle yetiştirdiği iki çocuğu vardı:
Prof. Yakın Ertürk ve Prof. Korkut Ertürk.
Biri Türkiye’de biri Amerika’da, uluslararası başarı kazanmış olan bu iki genç meslektaşım, sevgili Selâhattin Ertürk’e layık iki evlat oldu ve başarılarıyla babalarına en güzel armağanı verdi.
***
Türkiye’nin bir yandan acımasız terörle, bir yandan hapis tehdidiyle terbiye edilmeye çalışıldığı…
Ve “yeni bir anayasa” yaparak bütün bunlardan kurtulacağı yanılsamasıyla yaşadığı…
Bu bunalımlı günlerde yine aziz dostumun kitabını karıştırdım…
Bir kez daha yazdıklarının ışığında yıkandım.
***
Ertürk demokrasinin ortak akılla ve “planlı denemecilik” ile gelişeceğini düşünür:
“Ancak unutmayalım ki, demokrasiye, kendi kendini etkili bir biçimde düzeltme özelliği kazandıran, planlı denemecilik yöntemidir. Kendimizi ‘deneme yanılma’nın getireceği sonuçların lütfuna bırakırsak, katı tutuculuğun inadına teslim edersek ya da modern sihirli değnek edebiyatına kaptırıp ihtilâlci el atmalara fırsat ve meydan verirsek, gelebilecek değişmeler, ya doyurucu olmaz ya da öldürücü olabilir.”
Kitabında demokrasi kavramını, demokrasinin rakipleri ve düşmanları ile karşılaştırmalı olarak ele alıyor.
Çok anlamlı bir “Giriş” bölümünden sonra şu irdelemeler var:
“Direnen Tehlike: Dogmatizm.
Demokraside Bunalımlar ve Diktacı Yönelimler.
Diktacı Tutum ve Tanrı Buyruğu.
Diktacı Tutum ve Gelenek.
Diktacı Tutum ve Sezgi.
Diktacı Tutum ve Akıl.
Diktacı Tutum ve Bilim.
Diktacı Tutum ve Felsefe.
Diktacı Tutum ve Mutlakçılık.
Diktacı Tutum ve ‘Otorite’.
Diktacı Tutum ve İnsan.”
Ertürk bu çözümlemelerinden sonra “Ortaklaşa Düşünme ve Demokrasi” adlı son bölümde, çözümün demokraside yattığını şu dört başlık altında belirtiyor:
“Hâlâ Demokrasi.
Daha İyi Demokrasi.
Yaşayış ve Düşünme.
Demokrasinin Seviyesi.”
***
Ertürk’ün kitabının “demokrasi” ve “kahramanlıkla” (kurtarıcılıkla. E.K.) ilgili son cümlesini buraya alıntılamak istiyorum…
Bütün kitap okunduğunda bu cümlenin önemi daha iyi anlaşılacaktır:
“Demokrasimizdeki gelişme hızının bizim öğrenme hızımızı kat kat aşamayacağını kavramış ve algılamış olarak bu mecburculuğa (planlı denemeciliğe. E.K.) boyun eğmenin hakiki kahramanlık olduğunu bilelim.”
Bu enfes yapıtın en son baskısını, 1993 yılında Kültür Bakanlığı “Demokrasi Klasikleri”nin birinci kitabı olarak yapmıştı.
Dilerim Türkiye’nin demokrasi açısından karanlık günlerine ışık tutan bu kitabın yeni baskıları yapılır…
Ve dilerim “yeni anayasa” yapmaya soyunanlar (elbette yeni baskıları beklemeden) bu kitabı özümleyerek okur!

Emre Kongar/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget