Böyle Demokrasi Olmaz! - Orhan Birgit

 Böyle Demokrasi Olmaz!
Sayın Başbakan, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili adayları arasında Ergenekon davasında yargılanmakta olan kimi isimlerin bulunmasını, öyle anlaşılıyor ki 12 Haziran seçim kampanyasında bu iki partiye yüklenmek için başlıca kozlardan birisi olarak kullanmak istemektedir.

Daha önce de değindiği bu isimler, CHP’den Prof. Dr. Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, İlhan Cihaner ile MHP adayı Em. Korgeneral Engin Alan olmalıdır. Kendisini Ergenekon davasının savcısı olarak ilan eden Erdoğan, dün AKP nin adaylarını açıklamak amacıyla yaptığı tanıtım konuşmasında bir adım daha atarak, iki partiye ağır suçlamalarda bulunmuştur.

“Buradan MHP’ye, CHP’ye soruyorum, siz milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, yoksa çetelerin, mafyanın, cuntanın iradesini mi?” diye bu iki muhalefet partisine yüklenmek isterken, AKP Genel Başkanı’nın, ucu açık, yani ne zaman sonuçlanacağı belli olmayan politik bir davada “sanık” olarak yargılanmakta olan kişileri, çete, mafya ve katranlık örgüt temsilcileri olarak pervasızca suçlaması, bir hukuk devletinde her babayiğidin işi olmamalıdır.

Tabii ülkemiz gerçekten bir “hukuk devleti” ise. Ülkemizin gerçekten bir hukuk devleti olduğu konusunda kuşku duyan sade bir yurttaş olarak, mahut davanın başlangıç anında Başbakan’ın, kendisini savcı konumunda göstermiş olmasını hâlâ anlamakta zorluk çektiğimi söylemekle kalmayacağım.

Tam sırası diye kendisine şu soruları yönelteceğim:

Olağanüstü yetkili mahkemelerin, İstiklal Mahkemelerini ve onların yetkilerini devralan devlet güvenlik mahkemelerinin devamı olduğunu bile bile ülkemizde özellikle terör konusunda hangi olağanüstü olayların gündeme getirildiğini düşünmekle yetinmiyor, doğal yargı mercilerini devre dışında bırakarak özel mahkemelerin çalıştırılmasında ısrar ediyorsunuz?

Diyelim ki Sayın Başbakan, Sayın Zekeriya Öz’ün de önce içtenlikle söyleyip bir açıklama sonra devrilen çamı düzeltmek amacı ile inkâr ettiği gibi, “polis fezlekeyi gönderiyor biz de mahkemeye sevk ediyoruz” diye özetlenebilecek açıklamasını okumamış görünme stratejisini uygulamak istiyor.

Lütfen dünkü birinci sayfamızın sağ yanında ve en altında her gün yayımlanan Balbay’la ilgili köşeye baksın ve bir nebze vicdan penceresini açsın.

774 gündür tutuklu, üstelik hücrede tek başına 50. gününü dolduran Balbay, 12 Haziran seçimlerinde İzmir milletvekili olarak TBMM’ye geldiğinde, onun elini sıkmayacak mı? Ve sıkarken neler hissedecek?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget