Demirören-Karacan İkilisi ‘Ateşten Gömlek’ Giydi - Emre Kongar

 Demirören-Karacan İkilisi ‘Ateşten Gömlek’ Giydi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladığımız

bugün AKP iktidarının “medya operasyonu” tam hız devam ediyor…

Gülen Cemaati ile birlikte, bir yandan yeni gazete ve televizyonlar kurulurken, öte yandan mevcutlar ele geçiriliyor.

Önce medyanın ikinci büyük grubu olan Ciner’in gazetelerine, televizyonuna ve dağıtım şirketine, hukuken son derece tartışmalı gerekçelerle el kondu...

Sonra bunlar AKP yandaşı bir sermayeye satıldı…

Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ü, Bugün ve Star gazeteleri satın alındı…

Medya’nın birinci büyük grubu olan Doğan’ın üzerine hem siyasal hem de mali olarak gidildi…

Bu grubun gazetelerinin okunmaması istendi…

Grubun mal varlığının değerinden daha büyük vergi cezaları kesildi…

Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Emin Çölaşan, Oktay Ekşi gibi bazı isimler şahsen hedef alındı…

AKP’nin ve Cemaat’in hoşuna gitmeyen yazılar yazan, kitaplar yayımlayan yazarlar içeri atıldı…

Bütün bunlar kamuoyunun gözleri önünde açık açık yapıldı…

Alım satımlar sırasında, medyaya girmek isteyen bağımsız nitelikli, işini iyi yapan işadamları, çeşitli yöntemlere devre dışı bırakıldı…

Sonunda Ciner yeniden kendi medyasını kurdu ve şimdilik başarıyla sürdürüyor.

Doğan, bütün bu baskılara karşın yaşama savaşını sürdürüyor.

Sonuçta, medyanın yüzde 80 dolayındaki bir kesimi, doğrudan veya dolaylı olarak, baskılarla ya da gönüllü bir biçimde, AKP’nin ve Cemaat’in denetimine girdi.

İşte Doğan’ın büyük bir markası olan Milliyet gazetesi ile saygın bir markası olan Vatan gazetesinin Demirören-Karacan ortaklığına satılması, bu manzara içinde gerçekleşti.

Demirören, medyaya yabancı olmayan bir işadamı.

Karacanlar, Milliyet’in kurucusu Ali Naci Karacan’ın torunları.

Mevcut olağanüstü koşullar altında, medya çeşitliliği ve özgürlüğü açısından bu satış “ehveni şer” olarak nitelenebilir.

***

Şimdi Demirören-Karacan ikilisinin açmazı şurada:

Satın aldıkları gazeteleri ayakta tutmak ve hatta daha da geliştirmek için, işlerini doğru dürüst yaparlarsa, gerçekçi ve düzgün yayın politikaları ile AKP-Cemaat ittifakına yaranamazlar ve başları derde girer…

Yok eğer, günün olağanüstü koşullarına boyun eğer ve iktidarın dümen suyuna girerlerse, zaten sosyal demokrat ağırlıklı bir okur kitlesine sahip olan Milliyet ve Vatan gazeteleri okurlarını yitirir ve yaşayamaz!

Sonuç olarak Demirören-Karacan ikilisinin “ateşten bir gömlek” giydiğini söyleyebiliriz.

***

Medyadaki sermayenin çeşitlenmesi, farklı nitelikte yayın organlarının varlığı, demokrasinin önkoşulu olan medya özgürlüğü bakımından olumlu bir gelişmedir.

Bakalım Demirören-Karacan ikilisi, hem kendi gelecekleri hem de medya özgürlüğü açısından, doğru seçeneklerdeki yayın çizgisini sürdürebilecek mi?

Yoksa hem Milliyet’in hem de Vatan’ın yok olmasına yol açan hatalara mı yönelecekler?

Bu zor yolda, hem onlara hem de bu iki gazetede çalışan meslektaşlarıma başarılar diliyorum.

NOT: Bundan sonra, okurlarımın önerilerine uyarak ben de öteki meslektaşlarım gibi imza günlerimi ilan edeceğim: Yarın 14’ten itibaren son kitabım “İçimizdeki Zalim”i imzalamak için Beşiktaş Kabalcı Kitabevi’ndeyim.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget