YGS’de hâlâ cevap bekleyen sorular - Abbas Güçlü

 YGS’de hâlâ cevap bekleyen sorular
YGS’de adım adım kaosa gidiliyor. Pazartesi günü, ikinci basamak sınavı LYS için başvurular başlayacak ama hâlâ YGS’nin ne zaman açıklanacağına yönelik önemli bir ipucu yok. ÖSYM, bugüne kadar, sınav sonuçları açıklanmadan bir gün önce, bu yönde kamuoyuna bilgi verirdi. Oysa dün akşam saatlerine kadar bu yönde bir açıklama gelmedi. Eğer bugün de bir açıklama söz konusu olmazsa, “iptal olacak” iddiaları ağırlık kazanır. LYS başvuruları da ertelenir...
ÖSYM’nin YGS’ye yönelik olarak alacağı karar ne olursa olsun, yeni tartışmaları da beraberinde getirecek. Eğer iptal gelirse sınav takvimi sıkışacak, daha da önemlisi nasıl bir yol izlenecek? İptal değil de sonuçlar açıklandığında ise güven erozyonu tavan yapabilir. Bu da çeşitli problemleri beraberinde getirebilir.

Kaos geliyorum diyor
ÖSYM, birkaç ay öncesine kadar YÖK’e bağlı bir kurumdu. Şimdi ise özerk. Yani hiçbir kurum ya da makama bağlı değil. Her türlü kararı kendisi alması gerekiyor. Ama bu da işlerine gelmiyor. Çünkü olası bir iptal kararı, istifa etmelerini gerektirir ki, henüz o noktaya gelebilmiş değiller. Zaten sıkıntı da burada. Sorular da bu yüzden cevapsız kalıyor.
İşte bu sürece yönelik cevap bekleyen sorular:
* Basın kitapçığı, master kitapçıktan önce hazırlandı denildi, tam tersi çıktı ve bu konuda hâlâ bir açıklama yapılmadı?
* Basına verilen kitapçığın cevap anahtarının, matbaadaki işgüzar çalışanlar tarafından düzenlendiği açıklandı? Kim oldukları tespit edildi mi? Haklarında bir işlem yapıldı mı?
* Adaylara dağıtılan kitapçıklarda şifre yok denildi, ortaya çıkanca da “sehven” gerçekleştiği dile getirildi ama kimseyi inandıramadı. Daha da önemlisi bu “sehven” şifrelemeyi kimler yaptı?
* Bir milyon 700 bin farklı kitapçık var denildi. Kaç cevap anahtarının olduğu konusunda hep kaçamak cevaplar verildi. Hâlâ merakla beklenen can alıcı sorulardan birisi de şu: Kaç cevap anahtarı var?
* İptal edilen KPSS’de tüm soruları cevaplayanlar hakkında soruşturma açıldığı için, YGS’de “sakın soruların hepsini yapmayın göze batarsınız” uyarısı yapıldığı, şifrelemenin de bu yüzden tüm soruları kapsamadığı öne sürülürken, sadece ilk bine giren adaylara yönelik bir inceleme yapılması ne kadar inandırıcı olur?
* Adaylara yönelik tüm kitapçıklar internete koyuldu açıklamasının üzerinden iki hafta geçmesine rağmen neden hâlâ yüklenmedi? Sınavdaki gerçek kitapçıklar yerine neden sadece sanal sorular yayınlandı?
* 17 okulda sadece kız öğrencilerin sınava girmesi tesadüf olmadığına göre bu düzenleme de “sehven” mi yapıldı?
* Kafalardaki şüpheler giderilmeden sonuçların açıklanması, tıpkı KPSS’de olduğu gibi, ileride bir iptal söz konusu olduğunda daha büyük bir karmaşa yaratmaz mı?
* Mod medyan konusunda geniş çaplı bir araştırma yapıldı mı? Elde edilen sonuçlar var mı?

Yapılmadıysa neden?
* Her adaya farklı soru kitapçığının, sınav güvenliğini riske soktuğu tüm uzmanlarca açıklanmışken, LYS’de aynı uygulamaya devam edilecek mi?
* ÖSYM bağımsız bir uzmanlar heyetine kapılarını neden açmadı?
* Tüm adaylara yönelik soru kitapçıkları gibi aldıkları puanlar da açıklanacak mı?

Şimdi ne olacak?
Ortada bir kriz var ve ÖSYM bu krizi yönetemiyor. Özerk bir kurum statüsü kazandığı için de dışarıdan müdahale edilemiyor. Bu da peş peşe yeni krizlerin yaşanmasına neden oluyor. İnandırıcılığını, kamuoyu nezdinde önemli ölçüde yitiren Ali Demir’in, şu saatten sonra yapacağı açıklama ve icraatlar ise yeni sorunlar getirmenin ötesinde bir işe yaramaz.
Olası bir iptal durumunda yapılacak en iyi iş, iki yıl öncesine kadar uygulanan tek aşamalı sisteme dönmektir. İptal edilen sınavı yeniden yapmak, adayların zaten bozuk olan morallerini bozmanın ve kafalarını daha da karıştırmanın ötesinde bir işe yaramaz. Tam da LYS’ye konsantre olmuşken, geriye dönüp yeniden YGS’ye hazırlanmaları onlar için en ağır işkence olur.
Ortaya çıkan kaosun sorumlusu adaylar olmadığına göre fatura onlara kesilmemelidir.
Yok eğer ille de sınav yapılacaksa da baraj olma özelliği kaldırılarak, sadece YGS puanıyla bir yere girmek isteyen adaylara yönelik olmalıdır.

Özetin özeti: En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. ÖSYM, her şey bir yana, bu kararsız, ürkek, şaşkın durumdan bir an önce kurtulmalı ve işleri daha da karıştırmadan, yapılması gerekeni yapmalıdır.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget