Şirine - Bekir Coşkun
Şirine…
O bizim mahallenin köpeği…
Adı; Şirine…
Mahalleye geldiğinde çok küçüktü, çarpık çarpık gezindi… Muhtemelen annesinin başına bir şey gelmişti…
Uzun zaman ara sokaklarda dolanarak annesini aradı…
Tıpkı kaybolmuş çocuklar gibi…
Sonraları onun sesini duyardık uzaktan, kendince mahalleyi koruyordu…
Zamanla bahçelerdeki köpeklere bakıp herkesin bir evi olduğunu gördü ki… Boş bir inşaatın bahçesine gidip oturdu…
Sahipli bahçe köpeklerine akşamları yemek verildiğinde, o sadece yiyecek kokularını duya duya kim bilir, aç uyudu çoğu geceler…
*
Mukadder Hanım ona evinin bahçesini açtı…
İlk kez evi olmuştu Şirine’nin…
Bizler oradan geçerken ayaklarını tellere dayayıp “Burası benim evim” der gibi hem havlıyor, hem mutlu mutlu kuyruğunu sallıyordu…
*
Geçen gün Şirine yolun ortasında baygın bulundu…
Burcu Hanım onu arabasına koyup veterinere götürdü… Birkaç gün sonra Şirine’nin beyninde tümör olduğu haberi geldi…
Mahallede haber yayıldı…
Ayakta durmakta zorlanıyordu ve çok da yaşama şansı yoktu…
Onu tedavi ettirmek için mahallede herkes yardımlaştı.
Mukadder Hanım, Andree ve arkadaşları hemen hemen her gün onu veteriner kliniğinde görmeye gidiyorlar.
Evlerde hazırlanmış güzel yiyecekler götürüp, başını okşuyorlar…
Her gittiklerinde onu yüzü kapıya dönük, oturmuş, sevdiği insanları beklerken buluyorlar…
Belli ki mahallesini özlüyor Şirine…
*
Ben ise böyle bir mahallede, böyle iyi insanların arasında yaşadığıma seviniyorum ve şükrediyorum…
Şirine, çok önemli ve çok özlediğimiz bir şeyi başardı… Mahallede otuz senedir yaşayıp ama birbirini tanımayan, farklı yapıda, farklı düşüncede, farklı kesimden insanları dost yaptı…
Ben buna “sevginin kesiştiği yer” diyorum…
Bir buluşma noktası…
Duyguların randevusu belki…
*
Yarın pazartesi…
Arabalarına binip Şirine’yi görmeye gidecek komşular…
Şirine, yüzü kapıya dönük, onları bekliyor olacak…
Yorum Gönder