Gerisi Fasa Fiso...- Ali Sirmen
Sevgili,
Cumhuriyet’teki ilk yazım 23 Nisan 1974’te çıkmıştı. Dün bu olayın 37. yılını idrak ettim.
Bu 37 yıl içinde, sevgiyi, dostluğu, mertliği, direnişi, mücadeleyi, vefayı, yiğitliği, dönekliği, yalakalığı, ihaneti, sevgisizliği, nefreti gördüm.
“Benim Cumhuriyet’im”den bana bunların olumlu olanları kaldı. Onları sevgiyle saklıyorum içimde. Yaşam filminin makarasını geri sarmak olanağı olsaydı, yeni baştan yaşamak isterdim aynı rüyayı.
“Benim Cumhuriyet’im” deyince son zamanlarda herkesin okuyup okumadığımı ve ne düşündüğümü sorduğu Emine Uşaklıgil’in bu başlığı taşıyan kitabı geliyor akla.
Emine Uşaklıgil’in kitabını tabii ki okudum. Hasan Cemal’inkini de. Her ikisinin ortak noktası hâkim temanın sevgisizlik olmasıydı.
Ama bunun dışında, kendisi de, iyi yetişmiş, kültürlü, hoş, zarif ve görgülü bir insan olan Emine Hanım’ın kitabının biçemi ve düzeyi, tabii ki, öbürüne oranla yüksekte ve daha incelmiş nitelikteydi.
***
Kitapta ileri sürülen görüşler konusundaki düşüncelerimi soran çok oldu. Doğaldı, bunca yıl Cumhuriyet’te çalışmış, olayların içinde olmuş birine tabii soracaklardı.
Belki de kimileri, “hayır o olay öyle değildi, o bunu değil, şunu demişti” türünden yanıtlar vermemi beklemişlerdir. Öyle ise yanılmışlardır. Benim yanıtım hep şu oldu: Emine Hanım, kendi açısından görmüş ve yansıtmış, demek ona öyle gelmiş.
Öyledir de, herkes bir olayı kendi açısından anlatır, tam gerçeği değil.
Bu yüzdendir ki, bu gibi durumlarda “olduydu olmadıydı, dediydi dediydim” türü tartışmalara girmenin, kimin haklı olduğunu münakaşa etmenin anlamı yoktur.
Olaya “tarihi haklılık” açısından bakmaktır en doğrusu.
Bir örnekle anlatayım. İngiliz devlet adamı ve düşünür, sarayın önde gelenlerinden Sir Thomas Moore, VIII. Henry’nin Anne Boleyn ile evlenmesi üzerine, Papalığın kutsamadığı bu izdivacı kutsamaktan kaçınmıştı. Sonunda, erdemli ve inançlı Moore’un kellesinin gitmesine yol açan bu olay Hollywood’a esin kaynağı olmuş ve 1966’da çevrilen “A man for All Seasons” adlı film Oscar da almıştı.
Hollywood yapımına bakıp da “Kim haklı” diye sorsanız, hiç kuşkusuz erdemli, inançlarına bağlı, sadık Thomas Moore haklıydı, eli kanlı, sefih VIII. Henry değil...
Ama acaba öyle miydi?
Aslında olay zalim kralın karısını boşayıp, yeni bir karı almasının ötesine geçiyordu.
VIII. Henry, koca bir imparatorluğun temellerini atarken Vatikan’dan bağımsızlığını koparmaya çabalıyordu.
Tarihi açıdan bakınca tabii ki, haklı olan VIII. Henry idi. Thomas Moore İngiltere için faydalı olan değişimi anlamamış, ona karşı durmuştu.
***
Cumhuriyet’te 1991’de yaşanan büyük parçalanma, Emine Hanım’ın sandığının aksine, basit bir iktidar çekişmesinin ötesinde, Hasan Cemal ile İlhan Selçuk’un başını çektikleri ekiplerin bakış açılarının zıtlığından kaynaklanıyordu.
Hasan Cemal ekibi, “Nadir (Nadi) Bey’in yazarları” diye küçümsediği takımın, gazetenin gelişmesinin önünde engel olduğunu düşünüyordu. 5 Kasım 1991 günü yapılan yönetim kurulu toplantısının aldığı karar üzerine, bu ekip çekildi ve meydanı Hasan Cemal takımına bıraktı.
Eğer Hasan Cemal ekibi, o günden başlayarak Cumhuriyet’i daha ileri, daha saygın, daha üst bir yere taşıyabilseydi, tarihi açıdan haklı çıkacaktı.
Ama aksi oldu.
Olayın özü budur; gerisi de fasa fisodur.
Burada iki nokta aydınlatılmaya muhtaç. Biri Hasan Cemal ekibinin yapmak istediği Cumhuriyet’in ne olmasının düşünüldüğüdür ki, bunun yanıtı da şudur:
- Verilmek istenen yön Hasan Cemal ve şürekâsının bugün tutturduğu çizgidir.
İkincisi de, Emine Hanım’ın buradaki tutumunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğidir.
Onu da kitabının 416. sayfasından bizzat kendisinin ifadesiyle aktarayım:
“Bana gelince... Benim de basiretim bağlandı. Hasan Cemal’e artık ayrılmasının daha hayırlı olacağını söylemedim... Varılan noktada başka çare kalmadığını söylemem gerekiyordu. Bunu yapamadım.”
Gazetenin o zamanki hissedarı Emine Hanım, iflasla sonuçlanan olayı anlattığı bölüme “Cinayeti gördüm” başlığını koymuş. Oysa yukarıdaki satırları göz önünde bulundurunca, insan “İntiharı gördüm”ün daha isabetli başlık olacağını düşünüyor.
Yorum Gönder