Demokratik Protestoya Terör Derseniz... - Emre Kongar

 Demokratik Protestoya Terör Derseniz...

İktidara bakarsanız, her eleştiri yazısı, her protesto gösterisi, AKP’ye karşı bir komplonun sonucu, bir kışkırtma, duyguların bir istismarı ve hatta bir terör eylemi niteliği taşıyor.
İşçiler, haklarını istemek için gösteri yapar…
Terörist muamelesi görürler.
Doktorlar, sağlık sistemini eleştirir…
Provokasyon yapmakla suçlanırlar.
Öğrenciler üniversite giriş sınavında artık varlığı kesinleşmiş olan şifreyi protesto eder…
Duygu istismarı ve AKP karşıtlığı ile suçlanırlar…
Sanki AKP’yi eleştirmek, AKP karşıtı olmak, bir suçmuş gibi.
Her eleştiriyi, her yakınmayı, her protestoyu bir komplonun bir parçası olarak algılamak, her olayın ardında bir terör örgütü aramak ve olaylara bu açıdan bakmak hem sağlıklı değildir…
Hem de demokratik değildir:
Sağlıklı değildir, çünkü bir süre sonra insanları gerçeklerden koparır; dünyanın müttefikler ve düşmanlar olarak, akla kara arasında kesin çizgilerle bölünmüş bir biçimde algılanmasına yol açar.
Demokratik değildir, çünkü demokratik rejimin en temel özelliği olan eleştiri ve muhalefet özgürlüğünü reddeder.
***
Haklarını arayan TEKEL işçilerine sekiz yıla kadar hapis istemiyle dava açılıyor…
Üniversiteye giriş sınavındaki şifreyi protesto eden öğrenciler için bazı kışkırtıcılar tarafından istismar edildiklerini söyleyen Başbakan, İstersek karşılarına 5-10 bin genci koyarız ama…” diyor.
Üstelik bu ifadesi ilk de değil…
2007 yılının Nisan ve Mayıs aylarında İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde yapılan Cumhuriyet mitingleri için de isterlerse bunlardan daha kalabalık mitingler yapabileceklerini belirtmişti.
Sonuç malum:
Bu mitinglere öncülük eden Türkan Saylan gibi sivil toplum kuruluşu liderleri medyada adına Ergenekon denilen davalarda sanık oldu…
Tuncay Özkan hâlâ Silivri’de tutuklu.
Emniyet güçleriyle, yargısıyla tüm düzen, Başbakan’ın tavrına göre biçimleniyor.
Eğitim düzenini protesto eden bazı öğrenciler terör örgütü üyeliği suçlamasıyla hâlâ hapiste.
Emniyet ve Cemaat hakkında kitap yazanlar Silivri’de tutuklu.
Hatta Poyraz’a, Balbay’a, Özkan’a Yalçın’a, Pehlivan’a, Terkoğlu’na, Şener’e, Şık’a ilaveten, içlerinde terör örgütleriyle mücadelesi dolayısıyla ün yapmış polis müdürü Hanefi Avcı bile var.
***
Öte yandan seçime doğru, Kürtlerin sivil itaatsizlikeylemleri yaygınlaşıyor…
Son günlerde yapılan gösterilerde şiddet egemen oldu, molotofkokteylleri atıldı; bir gencimiz öldü, pek çok kişi yaralandı.
***
Şiddete başvurmayan, demokratik protesto hakkını kullanan öğrencilere, işçilere, kitap yazanlara, halka terörist muamelesi yapılırsa…
Gösteriler sırasında şiddete başvuran, araçlara ve binalara molotofkokteyli atanlara karşı ne tavır alınacak?
Demokratik protesto eylemleriyle, haber yapmakla, kitap yazmakla, terör eylemlerini aynı kaba koymak hangi akla hizmettir?
Bu kavram ve hukuk kargaşasının etkileri, kamuoyu vicdanında onulmaz yaralar açarak demokratik rejimi yozlaştırmaz mı?
Silivri’de, hüküm giymeden çile dolduranların trajedisinin altında bu kavram saptırması yatmıyor mu?
Not: Bugün 14’ten itibaren imza için, Beşiktaş Kabalcı kitabevindeyim

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget