Yüksek Seçim Kurulu’nun 12 bağımsızı veto kararına karşı başlatılan toplu saldırı, bu ülkede hukuka olan saygının ve “mahkemeler bağımsızdır biz etkide bulunamayız” lafının ne kadar palavra olduğunu bir kez daha gösterdi. Başlatılan sokak terörü de BDP’nin demokrasiye saygısının bir başka ifadesiydi.
Oysa anlaşılıyor ki YSK’nın kararlarından kimi yerinde, kimi yersizdir. Karar suhuletle de tartışlarak bugünkü sonuca ulaşılabilirdi.
Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’in gönderdiği ayrıntılı bilgi notuna göre…
1- İşlediği suçtan mahkûm olan kişi, cezasının infazı tamamlandıktan (cezaevinden çıktıktan sonra ) seçilme ehliyetini otomatik olarak kazanmış olmaktadır. Bu durumdaki kişilerden ‘yasaklanmış hakların iadesi kararı’ getirmelerinin istenmiş olması gereksiz bir işlemdir. YSK bu konuda son düzenlemeleri iyi süzememiş görünmektedir.
2- TCK dışındaki kanunlardan (mesela Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu) hüküm giymiş olanların mahkemeden ‘yasaklanmış hakların iadesi’ kararı almaları gerekmektedir. (Gültan Kışanak’ın durumu)
3- Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlü kişi erteleme süresince seçilme hakkını kullanamaz. (Sebahat Tuncel’in durumu böyleydi, yasaya uyduruldu.)
* * *
YSK kararlarının düzeltilmesi için başvuru yapılabiliyor. BDP sakin şekilde başvuru yaparak kararların düzeltilmesini isteyebilir, işler yoluna konurdu. Teröre başvurulunca kan aktı, cana – mala zarar verildi, korku yaratıldı.
Dillerinden hukuku ve barışı düşürmeyenler işlerine gelmeyince ne hukuk dinliyor ne barış… Yazık…
Seçim kayırması
Seçimlerde adaletsizlik bağımsız adayların engellenmesinden mi ibaret?
Elbette değil… Örneğin partilere yapılan para yardımları başlıbaşına adaletsizlik örneği…
Siyasi Partiler Kanunu uyarınca, son milletvekili genel seçimlerine katılan ve barajı aşan partiler ile son seçimde yüzde 7’nin üzerinde oy alan partiler yardıma hak kazanıyor.
Bu kapsamda, son genel seçimlerde aldıkları oy oranına göre, bu yıl başında AKP’ye 62 milyon, CHP’ye 28 milyon, MHP’ye ise 19 milyon lira verildi… Diğer partilere ise zırnık yok…
Hazine yardımının amacı nedir?
“Siyasal partilerin bağımsızlıklarını sağlayarak, onların çıkar gruplarının baskılarına boyun eğmeden, yalnızca ülke ve toplumun ortak çıkarlarını gözeterek yansız görev yapmalarının yolunu açmak”tır… Yapılan yardımlarla bu amaç gerçekleşiyor mu? Yoksa kimi küçük partiler yardım almamalarına rağmen toplumun çıkarlarını daha mı duyarlılar. Halkı gerçekten temsil eden ve edecek küçük parti (ve partiler) neden seçim yarışına bu kadar dezavantajla başlıyor? Sorun sorabildiğinizce…
* * *
Hapiste üç yılı dolduran İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Cumhuriyet Güç Birliği’nin İzmir bağımsız adayı. Eşiyle konuşurken telefonda İzmirli seçmenlere yapacağı konuşmayı banda kaydettirmiş. Bu yüzden hakkında soruşturma açıldı. Hapisteki bir kişi adaylık hakkını kullanabiliyorsa seçmene seslenme hakkını da kullanamaz mı? Kullanmamalı mı? Yüksek Seçim Kurulu’nun bu konuda da bir karar vermesi gerekiyor sanırız…
“Haşim Ahmet Abdülbaki Buğra Bahadır
Nebioğulları…”
Kim bunlar demeyin…
O tek bir Saadet Partisi
milletvekili
adayı…
Elif Eral
Demir
ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir hakkında ağır bir intihal suçlaması var… Başkasının eserini alıp kendi malıymış gibi satmaya çalışmış. Dahası… İTÜ’de Fen Bilimleri Enstitüsü müdürüyken doktora öğrencisi alımında yüksek puanlıları elemiş, düşük puanlıları almış.
Ali Demir bir sınav sabıkalısı kısaca… Orada artık bir dakika oturmaması gerekir. Ama oturuyor… O neden diye sorarsanız… Belli ki açıklamalarıyla “tatmin” ettiği Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer zevatın düşeceği durumdan endişeleniyor. Ama endişenin sonuca faydası yok.
Bir Amerikan üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre yalakalık doğuştan geliyormuş.
Hay Allah, AKP’nin günahını boşuna almışız demek ki!
Fahrettin Fidan
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, vize konusunda AB’ye sert çıkmış.
Bu “sert çıkma”ların da cılkı çıktı artık!
Haldun Ertem
Taliban
Afganistan’da Buda heykellerini dinamitleyen Taliban’a kardeş geldi.
Kars’taki İnsanlık Anıtı uygar dünyanın gözleri önünde çatır çatır yıkılıyor.
Yıkım için iskele kuruldu. Vinç yola çıktı…
Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un vekili Turgut Kazan, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a çektiği telgrafta şöyle diyor:
“Darbeciler barışa kızıyordu… Barış davası sanığı oldunuz.. Şimdi Kültür Bakanısınız.. Ve barışı temsil eden… İnsanlık anıtını yıkıyorlar… Öylece durup seyrediyorsunuz…”
Ne yapsın Ertuğrul Bey? Sivil generaller apoletli generallerden daha sert…
Voltimum
Yeni bir web portalı, bu portalı oluşturan 7 elektrik firmasının yetkililerinin aynı anda düğmeye basmasıyla önceki akşam yayına girdi…
Portalın adı www.voltimum.com.tr
Dünyada 12 ülkede yayında… Türkiye 13. ülke…
Oluşturan firmalar: ABB, Legrand, Nexans, Osram, Philips, Prysmian ve Schneider…
Amacı… Elektriğin tasarruflu kullanımı verimliliği ve güvenliği hakkında kamuoyuna haber ve bilgi vermek… Portal kendini şöyle tanıtıyor:
“Voltimum’da elektrik sektörünün en kapsamlı katalogları, kurallar, yönetmelikler ve elektrik tesisat kurulum dünyası hakkında her şey tek elden sunulacak. Sektörünün önde gelen firmalarının ürünlerine ilişkin detaylı bilgiler, üreticiler tarafından güncellenecek.”
Yorum Gönder