Karamsar olmaya gerek yok.
Değişim ve gelişim; hız kesmiyor.
2011’den 2023’lere doludizgin koşuyoruz.
AKP ile CHP kıyasıya savaşım veren,
yarışan programlar açıkladılar: 12 yıl içinde bu ülkede ne işsizlik, ne yoksulluk kalacak!
Bu programlardan birini, ya onu ya da ötekini siyasal meşrebinize uygun bulabilirsiniz. Hiç önemli değil. AKP’nin seçim beyannamesine göre 2023’te Türkiye lider ülke.
RTE, evvel Allah havada denizde karada aklınıza ne geliyorsa yapmayı vaat etti.
CHP de AKP’nin vaatlerini düşsel bulan bir ekonomi beyannamesi açıkladı.
Adı mı? “Cumhuriyetin 100. Yılına Doğru Yeni Ekonomi Projesi.”
Bu ada bakıp da ha AKP’nin, ha CHP’nin amacı… Ha Ali ha Veli demeyiniz lütfen. Arada derin farklar var. Hürriyet’in ekonomi sayfasındaki manşete göre örneğin; CHP, AKP’nin 2023’te Türkiye’nin dünyada lider ülke, ilk 10 arasında olacağı söylemini “hayali” buldu.
Ana muhalefet 2023’te Türkiye’yi “lig atlatabilecek bir ülke” görüyor!
Gazete, bir başka farkı açıkladı.
“Yeni Ekonomi Stratejisi’ne” göre; CHP, 2023’te kişi başına milli gelirde AKP’yi tam tamına 6 bin 439 dolar geçiyor!
***
Projeyle ilgili önemli açıklamalar: Halkın iktidarında “üretim ve alın teri kutsallaşacak”. Nasıl mı? İşte projenin temel öğeleri:
“İşçi ve işveren üretim yapacak, katma değer yaratacak, hakça bölüşecek.
Örgütlü toplum olacak ve bütün bürokratik engeller kalkacak.
Rant alanı olabildiğince üretime kaydırılacak.
Eğitim ve sağlığı özel sektör yapabilir ama temelde devlet bu alanlarda olacak.
Vergi konusunda da yakında bir rapor açıklayabiliriz.”
Üstüne üstlük CHP; AKP’ye siyasal kadrolaşmada da fark atıyor. Tek başına “halkın iktidarı” olduğunda Yeni CHP’nin bugünden elinde 3-4 hükümet kuracak kadro var!
***
Eğri oturup doğru konuşalım.
Temel söylemlerde iki büyük parti neden bir türlü anlaşamıyor diyenleri fena halde yalanlıyorlar.
İşte gerçek: AKP ve CHP hiç değilse temel söylemde temel hedef olarak Cumhuriyet’in 100. yıldönümünde ülkenin manzarasında anlaşmış görünüyorlar. AKP, 100. yıl amacını önce açıklamış. CHP daha sonra… Ya o ya da öteki. Fark eder mi?
Önümüzdeki üç beş yılı dert etmeyin. Seçim beyannameleri ne diyor: 2023’te, yani 12 yıl sonra işsizliğin, yoksulluğun sözünün edilmediği, kalkınmış, müreffeh bir Türkiye’de yaşayacağız!
Ama biri der ki 2023’te lider ülke, diğeri der ki ülkeye lig atlatacağım; fark eder mi?
Ayvaz kasap, hep bir hesap!
***
Üstelik ülkemiz sürekli devrim sürecine, devrimlere tu kaka çekmiş.
Her gün şaşırtıcı gelişmelere sahne oluyor.
YSK, hukuksal bir hata mı yaptı? Kolayı var. Tükürdüğünü yalamak, içimizdeki hukuk anlayışının bulduğu öncelikli çare. Siyasetin, medyanın desteğinde, 12 bağımsızın adaylığını iptal kararını kıvrak bir dönüşle pekâlâ çözümleyiverdi.
Kıvraklığı kusur saymayın: Biz memnu hakların (yasakların) kalktığını belgeleyen mahkeme kararını iptal kararından önce istemeyerek -sokakların cehenneme çevrilmesine yol açan- öngörüsüzlük yaptık. Al mahkemeden milletvekili olabileceğini içeren yazıyı. Aday ol. Milletvekili ol!
Dedi mi YSK, dedi: Kamuoyunun hayretle izlediği nefes kesen nasıl bir yarıştır öyle?
12 bağımsız kısa günde, saat 17.00’ye dek geçen zaman içinde YSK’nin istediği yazıları mahkemelerden aldılar. YSK’ye sundular.
Bir de mahkemeler hızlı çalışmıyor. Vatandaşı adliye kapılarında sürüm sürüm süründürüyor diye yargı erkine söylemediğini bırakmayanlar, sözüm sizlere: Tabii Kürt sorununa demokratik yoldan hizmet etmek için.. tabii devletin polisini tokatlayan Sebahat Tuncel’in milletvekilliğinin önü kesilmesin diye.. ilgili mahkeme bir-iki saat içinde cezasını bir buçuk yıldan 6 aya indiriverdi!
***
Ha; Amerika’nın ünlü araştırma kurumu GALLUP’un yaptığı dev ankette Türklerin sadece yüzde 16’sının “mutlu olduğunu” ilan etmesine de lütfen bozuk çalmayın.
Bu sonuç, gelişen ve değişen Türkiye’nin kanıtı.
Anketler birkaç yıl önce varlıklı, geliri orta sınıfın çok üstünde, eğlenceye bir gecede 3-5 milyar lira ayırabilen nüfus yüzde 5’tir diyordu. Bugün yüzde 16’ya çıktığını gösteriyor.
Nüfusun yüzde 84’ü; işsizlikten yoksulluktan yakınıyor. Dar ve sabit gelirli mutsuz!
Bırakın bunları bir yana: Lütfen artık yüzde 16 adına makro düşünün, yüzde 84 mikro sızlanmalara kulak asmayın. Dudaklarımızda umudun türküsü: “Güneşli güzel günler göreceğiz!”
Hey! Düşlerimiz 2023’e doğru pupa yelken.
Nankörlüğü bırakın!
Yorum Gönder