Cumhurbaşkanı Gül de bu kez “ikna olmak” yerine tepki göstermiş ve
YGS sınavındaki şifre skandalından sonra ALES sınavındaki önemli ÖSYM ihmali için “bunların kendisini endişelendirdiğini, öğrencilerin eşit şartlar altında sınav hakkını ortadan kaldırdığını” söylemiş.
Olumlu bir gelişme ama “soruşturmayı bekleyeceğiz” diyor ve bu soruşturma bitene kadar birçok öğrencinin de “sınav ve işe başlama hakkı” zaten yenmiş oluyor, yani bitmesi de çözüm değil.
Ayrıca Yılmaz Özdil’in yazdığı, Hürriyet’in de manşetine çıkan ALES sınavındaki “tarafsız yazar” sorusu bile (komedi diyemeyeceğim) başlı başına ayrı bir skandal değil midir?
NEYİ DÜŞÜNMELİ?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Gül ile aynı sıralarda yaptığı açıklamada da sınavlardaki bu arka arkaya “şifre, hatalı kitapçık vs”ye tepki var ama sonunda söylediği bir cümle tüm sözlerini bir anda uçuracak nitelikte; “Bu sınav olaylarının tam seçim öncesinde ortaya çıkmasına” dikkat çekiyor ve “zamanlaması düşündürücü” diyor. Ki buna “pes” demekten başka söylenecek şey yok.
ÖSYM Başkanı YGS’deki şifre skandalını kabul ederek “yanlışlıkla yapmışız” dedi, İzmir ÖSYM İl Başkanı ALES olayı için; sanki kitapçıkları sınavdan önce kontrol etmek görevleri değilmiş gibi “Baskıda hata olmuş” dedi.
TOKAT SALDIRISINDA DA..
Bu durumda öğrencilerin karşılaştığı büyük haksızlık en kısa sürede çözülmeli ve bu başkanlar istifa etmeliyken “zamanlama düşündürücü” demenin anlaşılır tarafı olabilir mi?
Nedir yani, bu sınav skandalları da muhalefet partilerine mi fatura edilecek? Onlar mı yaptı?
Bülent Arınç hatırlayacaktır, Tokat’taki saldırıda da ilk anda “olayın yeri düşündürücü, bunu PKK değil başka bir örgüt yapmış olabilir” demişti ve arkasından PKK saldırıyı üstlenmişti.
Belki de “düşündürücü” demeden önce daha iyi düşünmesi gerekiyor.
Olumlu bir gelişme ama “soruşturmayı bekleyeceğiz” diyor ve bu soruşturma bitene kadar birçok öğrencinin de “sınav ve işe başlama hakkı” zaten yenmiş oluyor, yani bitmesi de çözüm değil.
Ayrıca Yılmaz Özdil’in yazdığı, Hürriyet’in de manşetine çıkan ALES sınavındaki “tarafsız yazar” sorusu bile (komedi diyemeyeceğim) başlı başına ayrı bir skandal değil midir?
NEYİ DÜŞÜNMELİ?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Gül ile aynı sıralarda yaptığı açıklamada da sınavlardaki bu arka arkaya “şifre, hatalı kitapçık vs”ye tepki var ama sonunda söylediği bir cümle tüm sözlerini bir anda uçuracak nitelikte; “Bu sınav olaylarının tam seçim öncesinde ortaya çıkmasına” dikkat çekiyor ve “zamanlaması düşündürücü” diyor. Ki buna “pes” demekten başka söylenecek şey yok.
ÖSYM Başkanı YGS’deki şifre skandalını kabul ederek “yanlışlıkla yapmışız” dedi, İzmir ÖSYM İl Başkanı ALES olayı için; sanki kitapçıkları sınavdan önce kontrol etmek görevleri değilmiş gibi “Baskıda hata olmuş” dedi.
TOKAT SALDIRISINDA DA..
Bu durumda öğrencilerin karşılaştığı büyük haksızlık en kısa sürede çözülmeli ve bu başkanlar istifa etmeliyken “zamanlama düşündürücü” demenin anlaşılır tarafı olabilir mi?
Nedir yani, bu sınav skandalları da muhalefet partilerine mi fatura edilecek? Onlar mı yaptı?
Bülent Arınç hatırlayacaktır, Tokat’taki saldırıda da ilk anda “olayın yeri düşündürücü, bunu PKK değil başka bir örgüt yapmış olabilir” demişti ve arkasından PKK saldırıyı üstlenmişti.
Belki de “düşündürücü” demeden önce daha iyi düşünmesi gerekiyor.
Yorum Gönder