Bile Bile Lades Mi?.. - Mehmet Faraç

 Bile Bile Lades Mi?..
Yasalar antidemokratik bulunabilir…Kimi yasaların yurttaşın seçilme hakkı üzerinde sıkıntı yaratması da tartışılabilir…
Hatta YSK’nın bağımsız adayları veto etmesi Güneydoğu’da ciddi sorunlar da yaratabilir!..
Ancak tüm bunlar pratikte bakıldığında YSK’nın sorunu değil…

Mesele; kimi liboş yazarların iddia ettiği gibi “siyasi suikast” olarak algılanacak kadar basit de değil!..
Bu yüzden YSK’nın kararının BDP’yi şok etmesine şaşırıyorum…Yasalara ve yasaların getireceği yaptırımlara bakarsanız kimi adayların veto yemesinin süpriz olmaması gerekiyor!..
Çünkü YSK’nın adaylık kriteri belli…Siz istediğiniz kadar yasaları antidemokratik bulun ama devlete karşı suç işleyenlere ve sabıkası bulunanlara yönelik yaptırımlar ortada…
2007 örneği!..
Üstelik 22 Temmuz 2007 seçimlerinde tüm partilerden 116 aday veto yemişti!..
Çoğunun adaylığı, mahkumiyetleri gerekçe gösterilerek engelenmişti!.. O zaman kimse böyle kıyamet koparmamaıştı!..
Çünkü Anayasa’nın 76. maddesinde ve 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nun 11 ve 21. maddelerinde kimlerin milletvekili seçilemeyeceği de açıkça yazılmış.
Dahası YSK, aday adaylarından sabıka kaydı istiyor…BDP’li bağımsızlar da sabıkalarını biliyor!..
Savcılıktan alınan belgelerde de sabıkalar vurgulandığına göre, YSK’nın son kararı niçin süpriz olarak algılanıyor?
Örneğin Hatip Dicle ve Leyla Zana, Terörle Mücadele Kanunu uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası aldıklarını bilmiyorlar mıydı?..
Gaflet mi var?..
Gülten Kışanak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’nun ‘hükümet emrine karşı gelmek’ başlıklı maddesi uyarınca 15 gün hapis ve 55 bin lira ağır para cezasıyla cezalandırıldığından habersiz miydi?..
Ya da Sebahat Tuncel, Temmuz 2007′de kesinleşen 1 yıl 6 ay hapis cezası olduğunu göz ardı mı etti?..
Sabıka ve buna karşı yasal yaptırımlar kesin olduğuna göre ortada tartışmalı bir durum var!.. Belki bir gaflet… belki bir dayatma... belki bir kasıt!..
BDP bu sabıka dosyalarının milletvekilliğine engel olacağını bildiğine göre niçin sabıkasız adaylar bildirmeye yanaşmadı?..
Üzerinde düşünülmesi gereken asıl soru şu: BDP’liler bile bile lades mi dedi?..
Sırrı Sakık Ne Diyor?..
Gelişmelere hukuki pencereden bakarsanız yukarıdaki tartışmalı tablo ortaya çıkıyor… Ancak biz yine de her zaman yaptığımız gibi hiç kimseye haksızlık etmeyelim…
Çünkü YSK’nın müdahalesiyle ilgili olarak BDP’liler farklı ve düşündürücü şeyler söylüyorlar…Söylenenler kafa karıştırıyor, bilinçsiz çevrelerde kuşku yaratıyor!..
Bu kapsamda Sırrı Sakık’ın söyledikleri de çok tartışma çıkaracak nitelikte. Bakın Sakık ne diyor:
“YSK Başkanı ile bire bir görüşmede de bulundum. Bize bir tek, Ağrı’da Murat Öztürk’le ilgili bir yasaklama kararı olduğunu, onun dışında sorun olmadığını söylediler. Karar karşısında şaşkınım. YSK’nın kararı hukuki değil, siyasidir. 2007′de milletvekili olmasına izin verdiğin Gülten Kışanak ve Sabahat Tuncel’e şimdi onay vermiyorsun. Ülkenin çatışmaya gitmesine yönelik bir adımdır. Kürtlerin demokratik zeminde kendilerini ifade etmelerinin önündeki bütün kanallar tıkanmıştır.”
Sırrı Sakık da diğer BDP‘lilerde YSK’nın vetosunun ardında siyasi bir müdahale olduğunu öne sürüyorlar…
Ben doğrusu YSK’nın çaresiz kalarak yasalara uyduğunu düşünüyorum.
Ortada antidemokratik bir durum varsa, sorumlu yalnızca yasal düzenlemeler yapmayan AKP de değildir…
CHP, MHP ve BDP de konuyu Meclis’e getirmedikleri için bugünkü gelişmelerden sorumludur!..
Tehlikeli olasılıklar!..
Evet seçime 51 gün kalmışken ortalık iyice karıştı… Peki bu gelişmeler süreci nereye götürür?.. İşte tehlikeli ve de çok sıkıntı çıkarabilecek olasılıklar:
CHP’nin “Meclis toplansın” şeklindeki çağrısının sonuç vermeyeceği söyleniyor. Nitekim dün bu konuda görüş bildiren Prof. Erşen Şen’in söyledikleri dikkat çekiyor:
“Anayasa’nın 76. maddesi eksikti, değildi, tartışırsınız, değiştirirsiniz; o Meclis’in göreviydi. Bu güne kadar tartışılmamış. Burada ‘Yasaları değiştirelim’ demek 12 Haziran‘da yapılacak seçim için hukuken mümkün değil.”
BDP’nin tüm adaylarını geri çekme olasılığı yüksektir!.. Kürt siyaseti hem AKP’yi zor durumda bırakmak hem de süreci tamamen kilitlemek için bu yolu deneyebilir. Örneğin Malatya adayı Gani Rüzgar Şavata’nın adaylıktan çekileceğini açıklaması bir başlangıç olabilir!..
İllegal Hakimiyet!..
BDP’nin adaylarını çekmesi hükümeti çok zor durumda bırakır. AKP’nin “Kürt açılımı” söylemi ciddi yara alır.
Hükümet uluslararası kamuoyunda da güç durumda kalır!..
PKK, BDP’nin devre dışı kalmasıyla bölgesel siyasete daha fazla müdahale eder. Süreç, legal siyasetten illegal güçlerin denetimine girebilir!..
Güneydoğu’da seçim güvenliği tehlikeye düşer. Sandıklara müdahale edilir. BDP’nin “sivil itaatsizlik” eylemi şiddet gösterilerine dönüşebilir.
Güneydoğu’da dün yaşanan küçük çaplı şiddet gösterileri bunun ilk işaretleri sayılabilir!..
PKK, başta AKP olmak üzere diğer partilere bağlı adayları geri çekmeleri konusunda tehdit edebilir. BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın dün yaptığı açıklamada AKP’li adayları istifaya çağırması, bu kapsamda ciddi bir sinyaldir!..
Meşruiyet Tartışılır!..
İktidar ve muhalefet partilerinin örgüt binaları geçmiş yıllarda olduğu gibi hedef alınır… Birçok parti bölgede tabela asamayacak duruma düşebilir!..
BDP dışındaki partilerin propoganda çalışmaları ciddi biçimde engellenebilir!..
BDP dışındaki bazı partilerin adayları can güvenliğini gerekçe göstererek istifa edebilir!..
Özellikle Doğu ve Güneydoğu ile metropollerde kaotik bir havanın hakim olması, seçimlerin meşruiyetini de tartışmaya açar!..
Evet, yukarıdaki olasılıklara bakarak sakın ola bizi felaket senaryosu yazmakla suçlamayın… Geçmiş yıllarda bölgede yaşananlara bakın, gelecekte neler olabileceğini görürsünüz!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget