Ulusçuluk ve Ulusalcılık Üzerine - Deniz Kavukçuoğlu

 Ulusçuluk ve Ulusalcılık Üzerine

Bir süre önce yayımladığım Bu yurt, bu yurdu sevenlerindir başlıklı yazıma ilişkin olarak Orhan Bursalı’nın köşesinde bana yönelttiği Ulusçuluk terimi ile ulusalcılık mı demek istiyor? İkisi aynı şey midir? sorusundan anlıyorum ki ulusçuluk ile ulusalcılıkterimleri/kavramları zihinsel bir karışıklığa yol açmış, nitekim Bursalı yazımın çok bilinmeyenli bir denklem olduğu sonucuna varmış.
Oysa bu iki terim/kavram aralarında fonetik çağrışım dışında bir benzerlik bulunmadığı gibi kavram kargaşasına yol açmayacak ölçüde de somuttur.
Ulusçuluk milliyetçilik”, ulusalcılık ise millicilik anlamında kullanılan iki farklı terim/kavramdır.
Biri ulusçu/milliyetçi”, öbürü ise ulusal/milli sözcüklerinden türemiştir. Sözgelimi, ulusal/milli marşyerineulusçu/milliyetçi marş, ulusal/milli değeryerineulusçu/milliyetçi değerya da ulusal/milli kurtuluş savaşıyerine ulusçu/milliyetçi kurtuluş savaşı demiyoruz.
***
1980 öncesine kadar ulusallık ülkemiz sosyalistlerinin, devrimci güçlerinin büyük çoğunluğunun içselleştirdiği, dilinden düşürmediği bir kavramdı. Emperyalizme karşı sürdürülen savaşımda ülkemizin taşı toprağı, yer altı ve yer üstü kaynakları, insanları ve onların emekleri savunulurken öne çıkarılan temel kavramlardan biriydi.
Bizim kuşağımız, ulusallık içselleştirilmeden,ulusalcı olunmadan emperyalizme karşı savaşımın verilemeyeceğine inanıyordu, emperyalizme karşı savaşım özünde ulusal kurtuluş savaşımıydı ve sosyalist savaşımımızın ayrılmaz bir parçasıydı.
Bakınız Yahudi sosyalist Viktor Chaim Arlosoroff ne diyor: Ulusal yaşam ve yazgının ortaklığı, işçilerin kalbini toplumun diğer herhangi bir üyesininki kadar güçlü bir şekilde attırır. Ebeveynlerinin ruhunun yaşadığı ve yaratıldığı, ona o eşsiz ninnilerin söylendiği anadilini o da sever. Vatanını, halkını ve onların türlü türlü tavırlarını ve geleneklerini o da sever. Onların çok renkli el ürünlerini, vatanındaki gökyüzünü ve anavatanının şehirleri ve kırlarını da. O da ulusunun kültürünü bağrında taşır: ulusunun varoluşu onun varoluşu, ulusunun duygusal dünyası onun duygusal dünyasıdır. (1919)
Ulusallığın sosyalistler için önemini en güçlü vurgulayanlardan biri de Türkiye sosyalizminin büyük önderi Mehmet Ali Aybar’dır. Konuyla ilgilenenlere Aybar’ın Bağımsızlık, Demokrasi, Sosyalizmadlı kitabını okumalarını öneririm.
***
Ne var ki 1980 sonrası yükselen neo-liberal dönemle birlikte ulusal, ulusallık, ulusalcılık gibi kavramlar bilinçli olarak sulandırıldı. Bu kavramlar ulusçuluk ile eşanlamlı olarak kullanılmaya başlandı. Ne yazık ki solcuların önemli bir bölümü de bu dil tuzağına düştüler ve ulusçuluk ile eşanlamlandırıldığı ölçüde ulusalcılık sözcüğü tu kaka edildi.
Oysa bu ülkede bugün ulusçu olduğunu söyleyen kişi, kurum ve siyasal partilerin, örneğin bankalarımızın, sigortalarımızın, fabrikalarımızın, turistik tesislerimizin, limanlarımızın, madenlerimizin ve daha pek çok varlığımızın küresel kapitalizme, bir başka deyişle emperyalizme peşkeş çekilmesine bir itirazları yoktur. Yoksa siz ulusçuluk savındaki siyasal örgütlerin, örneğin Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Büyük Birlik Partisi’nin, Demokrat Parti’nin ülkemizin emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından talan edilmesine karşı seslerini yükselttiklerini duydunuz mu?
Sonuç: Ulusçuluk ile ulusalcılık birbirinin yerine kullanılamayacak farklı terimler/kavramlardır. Öyleyse ulusçuluğa/milliyetçiliğe karşı dururken, ulusal değerlere sahip çıkmaya, emperyalizme karşı savaşıma ve sosyalizm kavgasına devam…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget