Ermeni Mezalimi -9- Selcan Tasçı

Ermeni Mezalimi -9- Selcan Tasçı “Talat Paşa’yı öldürmeye ant içtim” diyen Ermeni katili 1.5 günde beraat ettirdiler

“Talat Paşa’yı öldürmeye ant içtim” diyen Ermeni katili 1.5 günde beraat ettirdiler
“Ermenilerin taleplerini haklı gösterecek tarihi hiçbir hakları yoktur... Osmanlılara iltica etmiş olan bu halk, hüsnü kabul ve daima vatandaş muamelesi gördü... Memleketin gerek saadetinden gerek ıstıraplarından daima menfaat temin ediyorlardı... Bu lütuflara teşekkür olarak şimdi ekseriyeti teşkil eden nüfusu kovmak ve istiklallerini elde etmek üzere Osmanlı vatanının bir parçasını koparmak istiyorlar. Tarih bu çeşit nankörlüğün bir eşini kaydetmemiştir...”  yazarken, bu “nankörlüğün” ilk kurbanı olarak “arkasından vurulacağını” tahmin etmiş miydi acaba!
1921 yılıydı; Mart’ın 15’i. Günlerden salı. Saat onbir suları. Berlin’de Hardenbergs’teki evinden çıkan Talat Paşa, arkasından sinsice yaklaşan Sogomon Tehleryan adlı Ermeni’nin kafasına sıktığı kurşunla yere yığıldı. Beyni dağılmıştı.  “O kaldırım” da öylece, tam iki saat kaldı. Tek başınaydı. Yerde cansız yatan kişinin kim olduğu dakikalar sonra anlaşıldı...
Tehleryan kaçmaya çalıştı ancak başaramadı; Nikolaus Jessen adlı bir satıcı tarafından yakalandı.
TÜRK ÖLDÜRMEK BİZİM İÇİN VAZİFEDİR
Talat Paşa’yı katleden Ermeni katilin yargılandığı mahkeme sadece 1.5 gün sürdü. Ortada bir cinayet, tanıklar, deliller; kısacası Alman yasalarına göre  “idam” la cezalandırılmasını sağlayacak ne lazımsa vardı. Lakin sonuç öyle olmadı. Berlin’de 2-3 Haziran 1921’de görülen davada Tehleryan’ın beraatına karar verildi.
Mahkeme, sorgusunda gayet bilinçli bir şekilde,  “Almanya’ya sadece Talat Paşa’yı öldürmek için geldim”  diyen katilin  “saralı” olduğuna ve bilinç kaybı yaşadığına hükmetti. Oysa Tehleryan cinayeti en ince ayrıntısına kadar planladığı böyle itiraf etmişti:
 “Talat Paşa’yı öldürmeye ant içtim... Ermeni asıllı bazı vatandaşlar Talat Paşa’yı öldürmem için para verdi. Epeydir Berlin’deydim... Onu rahatça izlemek ve alışkanlıklarını ezberlemek için tam karşısındaki binada oda tutum... Şimdi, Talat Paşa’nın öldüğünü duyan vatandaşlarım rahat bir nefes alacak ve bu başarımdan ötürü benimle iftihar edeceklerdir, bunu düşününce seviniyorum. Cinayeti sadece bu duyguyu tatmak için işledim, bu cinayeti soğukkanlı bir şekilde önceden hesaplayarak, hazırlanarak işlediğimi itiraf ediyorum, sorumluluğu vicdan rahatlığıyla taşıyorum.”
Mahkemede yargıcın kendisine  “Talat Paşa’yı öldürmek istediniz mi” diye sorması üzerine Tehleryan şu cevabı vermişti:
- Soruyu anlamıyorum. Öldürdüğümü söyledim ya!
Ermeni katil,  “Bir insan öldürdüm, ama katil değilim... Türkleri iyiliğe götürecek kimseleri ortadan kaldırmak bizim için vazifedir(!)” diyordu.
Bu Tehleryan’ın ilk cinayeti de değildi. Daha önce İstanbul’da Türklerle işbirliği yaptığı gerekçesiyle Mıgırdiçyanadlı bir Ermeni doktoru öldürmüştü. Ermeni iddialarının ateşli savunucularından Tessa Hofmann,Tehleryan’ın Taşnak Partisi komandolarından(!) olduğunu iftiharla ilan etmişti!

CİNAYETE KAHRAMANLIK KILIFI
Almanya’daki mahkemede çok garip, hukuk tarihinde belki de eşi görülmeyen bir şey oldu;  “katil” değil  “maktul” yargılandı!
Bunun sebebi, Alman savcılığının yargılamanın başlamasından sadece bir hafta önce 26 Mayıs 1921’de Prusya Adalet Bakanlığı’na gönderdiği şu yazıda gizliydi:
 “Sanık avukatlarının, yani katilin avukatlarının öncelikle bu suikastı Türk boyunduruğuna karşı acı çeken Hristiyan bir halkın, yani Ermenilerin hürriyet uğruna kahramanca atılımı olarak yansıtacakları beklenebilir.”
Osmanlı ordusunda görev yapan Korgeneral Bronsart von Schellendorf hem bu durumu hem de kendilerinin tanık olarak dinlenmemesini protesto etmek amacıyla 24 Temmuz 1921’de Deutsche Algemenie Zeitung’da bir açık mektup yayınladı.
Mektubunda doğu illerindeki isyanlara da dikkat çeken Schellendorf, “Talat, ne yapacağı belli olmayan kindar bir katil değil, ileri görüşlü bir devlet adamıydı. Talat, Ermenilerin bölgeden çıkarılmaları konusunun, ’Türkler Hristiyanlara zulmediyor’iddiasını ortaya atarak propaganda amaçlı kullanılacağını tahmin ediyordu ve sadece bu yüzden her türlü sert uygulamalardan kaçınırdı. Haklı çıktı. Propaganda başlatıldı ve yurt dışında her yerde, Hristiyanlara zulüm yapıldığı şeklindeki bu inanılmaz aptallığa inanıldı?” diyordu.

YİNE İNGİLİZ PARMAĞI
Talat Paşa’nın ölümünden kısa süre sonra Alman gazetelerinde ilginç bir haber yayımlandı. Berlin’de yaşayan Hintli bir zengin, şoförü tarafından öldürülmüştü. Eşinin ifadesine göre bu kişi, İngilizlerin Talat Paşa’yı katlettiren komiteye verdiği ödülle ilgili sırlara vakıftı. 1935 yılında yaşanan bir başka ilginç olayda ise Amerikan polisi, Tehleryan’ı azmettirenlerin izini bulduklarını açıklamasına karşın konunun üstü kapatılmıştı.

Öpmekle doyamam... Vatan toprağını yiyeceğim!
Berlin’de bir dostuyla sohbeti sırasında Selanik’te sürgün cezasına çarptırılan Bulgar komitacıların, vatanlarından ayrılmadan önce rıhtım üzerinde toplanıp, hep birden eğilerek toprağı öptüklerini, bunun onlar için vatana dönüş umudunun bir ifadesi olduğunu anlatan Talat Paşa, dostunun  “Her halde siz de onlar gibi toprağı öpeceksiniz...” demesi üzerine şu cevabı verir:
“Ne dersin sen? Ne dersin sen? Ben öpmekle doyamam ki... Yiyeceğim vatan toprağını, yiyeceğim...”

Ermeni Mezalimi -1- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -2- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -3- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -4- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -5- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -6- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -7- Selcan Tasçı
Ermeni Mezalimi -8- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -9- Selcan Tasçı
Ermeni Mezalimi -10- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -11- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -12- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -13- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -14- Selcan Taşçı
Ermeni Mezalimi -15- Selcan Taşçı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget