Osmanlı nazırının “Şu mektepler olmasa, maarifi ne güzel idare ederdim” dediği rivayet edilir ya, oysa bu o kadar, her alanda geçerli bir laf ki...
Şu kuru sıkı tartışmalara baksanıza, kimse açık açık söylemese de dilinin ucuna gelenin “herkes benim gibi düşünecek” olduğunu o kadar belli ediyor ki...
* * *
Lafı uzatmayalım, kimse kimseyi milliyetçi olmakla suçlayamaz ya da ondan kuşku duyulacak bir üslupla söz edemez.
Hal ve gidişi anlatırken “giderek yükselen milliyetçi akım” altında acaba bir endişe mi var?
Aynı endişeyi çağrıştıran “giderek sol akımlar yükseliyor” demek, demokraside var mı?
* * *
Eğer bu durum tespitiyse, doğru ve yanlış tartışabilirsiniz, ama her ikisi de endişe beyanını gerektirmez.
Adam milliyetçi olamaz mı?
Adam solcu olamaz mı?
* * *
Nedir bu milliyetçilik?
“Ben Türküm!” diyorsunuz, “Hiçbir millet benden aşağı değildir” diyorsunuz, “Hiçbir millet de benden yukarıda değildir” diyorsunuz.
Altaylar’dan ok atıp Alp’leri geçmiyorsunuz ya da “Türk olmasa tarihe ne yazılır?” diye kuru sıkı atıp boş gurura kapılmıyorsunuz...
* * *
Milletler topluluğunda her millete yer vardır.
Ve milliyetini söyleyeni de aşağılamak kimsenin hakkı değildir.
Eleştiri mi?
Elbette, lakin iftira değil!
* * *
Kötü bir alışkanlık da milletleri sıfatlandırmak...
İtalyanlar üçkâğıtçı, Yunanlılar çarpıcı, Fransızlar hafifmeşrep, Almanlar hödük, İngilizler kalleş ve tabii Türkler barbar.
Oysa bu sıfatların çoğu başka milletlerde de vardır, ama az, ama çok, insan bu...
Kendi örneğimiz ortada...
“Vatan sağolsun!” diye perişan şehit anaları, babaları; Tekirdağ’da ihmalden ölüp giden dört kişi...
Bunlar da bizim milletimizin marifetleri değil mi?
* * *
Lakin bir de Rezan Yeşilbaş var.
“Kim o?” değil mi?
Cannes film festivalinde “Sessiz” filmiyle “en iyi kısa film ödülü”nü kazanan yönetmen...
Ödül törenine başrol oyuncusu Belçim Erdoğan ile çıkmış ve sonra:
“-Bu ödülü, ülkemin sessiz ve yalnız bırakılmış bütün kadınlarına adıyorum” demiş...
Tıpkı geçen yıllarda, ödül alan Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi o da “Altın Palmiye” ödülünü alırken şöyle demişti:
“-Bu ödülü yalnız ve güzel ülkemin insanlarına adıyorum.”
Bu mu milliyetçilik?
Yükselen milliyetçilik buysa!..
Yorum Gönder