Çocuklukta çok duyduğumuz lakin anlamını bilmediğimiz yabancı kelime “kürtaj”dı, sezaryen daha sonra gelir.
“Kürtaj” ayıpmış gibi ortadan söylenmez, özellikle kızlar kadınlar, fısıldaşırlardı. Mahalleden bir kıza sormuştuk:
“Kürtaj ne demek?”
“Çocuk aldırmak!”
Anlamadığımızı görünce üstelemişti:
“Sen çocuk düşürmek nedir bilmez misin?”
Onu da bilmiyorduk, ortaokul öğrencisiydik.
Bir de şimdikilere bakın...
* * *
Kürtaj, tıbbi bir operasyondur, yasak ilişkiden kadın hamile kalmışsa, doğmak üzere olan canlının canına kıyılır. Olağan ilişkinin ürünü olan çocuk, ana ve babanın isteğiyle alınırdı. Karı koca kendilerini yeni bir çocuğa hazır hissetmiyorlar, istekleriyle o cana son verirler.
Bir de tıbbi zorunluluk yüzünden yapılan kürtaj...
İlk ikisi yasaya göre suçtu, kürtaj yapan doktor cezalandırılırdı.
* * *
Parası olanlar gizli kapaklı yöntemlerle bu işin ustası doktorlara kürtaj yaptırırdı...
Ya parası olmayanlar?
Çocuğu düşürmek için olmadık işlere başvururlar, birtakım şeyler içerek ya da çivi bile kullanarak!..
Sonunda kürtaj tıbbi denetim altında serbest bırakıldı.
Parası olan kadınlar meşru ya da gayrimeşru kürtaj yaptırıyordu.
* * *
Tarih boyunca kürtaj tartışması hep yapılır.
Özellikle dindarlar karşı çıkar, Tayyip Erdoğan gibiler “kürtaj cinayettir!” derler.
Kürtajdan yana olanlar ise “benim bedenime kimse karışamaz!” diye direnirler.
* * *
“Sezaryen” kürtajın bir başka müdahale şeklidir.
Doğal doğuma birkaç gün ya da hafta kala, anne acı, sancı çekmesin sezaryen yapılır.
Büyük şehirlerde varlıklı kesim adeta sezaryensiz doğal doğumu unutmuştur.
Özel hastanelerin kayıtlarına bakın gerçek oradadır.
* * *
Şimdi kürtajı ve sezaryeni yasaklamaya çalışıyorlar.
“Yanlış!” diyemeyeceğiz.
Kürtaj yasak iken, bu memlekette kürtaj yapılmıyor muydu?
Her yasağın bir bedeli vardı.
* * *
Ortaköy sırtlarında bir hastane vardı.
Hatta bir davada savcı, o hastanenin sahibi için “Türk neslini ana rahminde kazıyan adam!” diye feryat etmişti.
İlginç bir hastaneydi, bugünkü Ürdün Kralı’nın dedesi Tallal bu hastanede tedavi olmuştu, bahçeye kral çadırı kurdurmuş, tebaasıyla krallığının sefasını sürmüştü.
Biraz hastaydı “asabiye”den rahatsız derlerdi.
Galiba şimdi bir holdingin merkezi orası...
Bugünlerde o merkezden kürtaj için duyuru okursanız sakın şaşırmayın!
Muhteremin bilmediği yoktur.
Bazen düpedüz “yalan” söyleyip, sürçü lisan diye kıvırsa da...
Yorum Gönder