Sıra epilasyonda! - Melih Aşık

Başbakan Erdoğan, kürtaj ve sezaryenden sonra önemli bir konunun altını çizmiş:
“Maalesef fasulyeyi bir gece önce suda ıslatmadan pişiren hanımlar var” demiş...
Bu espriyi dün Zaytung internet sitesinde okuduk...
Bir okurumuz ise şu satırları geçti telefon mesajıyla:
“Başbakan acaba kadınlardaki istenmeyen tüylerin giderilmesi yani epilasyondan ne zaman söz edecek?”
Espriler ve eleştiriler birbirini izliyor...
Başbakan kürtajı gündem değiştirmek için piyasaya sürdüyse başarılı oldu denebilir. Uludere konusu daha geri plana düştü...
Kürtaj bu ülkede geçmişte yasaktı. O yüzden gizli, sağlıksız koşullarda ve zaman zaman acemi eller tarafından yapılır, kadınların hayatı tehlikeye girerdi.
1980 sonrasında hekim kontrolunda serbest bırakılması bu sakıncaları giderdi.
Eğer yine sakıncalı uygulamalar varsa bu konu uzmanların tartışmasıyla sonuca bağlanır. Kürtajı azaltmanın bir yolu, doğum kontrol yöntemlerini genişletmek, erkeklerin kısırlaştırılması dahil tıbbi önlemleri çoğaltmaktır.
Sezaryen yönteminin sakıncalarına gelince... KESK Kadın Birimi hükümete seslenerek konuyu gayet güzel açıklıyor:
“ Üç defadan fazla yapıldığında anne sağlığı açısından tehlike yaratan sezaryen oranları AKP Hükümetinin ‘sağlıkta dönüşüm programının’ parçası olan performans uygulamalarıyla, bu dönemde rekor derecede artmıştır. Performans uygulamasında ameliyat puanlarının yüksek tutulması, sezaryen oranlarını da yükselterek Türkiye’yi yüzde 46,6 oranıyla en yüksek sezaryenle doğum oranına sahip 5 ülkeden biri haline getirmiştir...”
Yani... İktidar eleştirdiği durumu bizzat kendi yaratmıştır...

Kara korsanları!
İçinde hava iş kolunda grevi yasaklamakla finansal kiralama gibi birbiriyle hiç alakasız beş ayrı düzenlemenin... O arada korsan taksiciliği önlemeyi öngören düzenlemenin de yer aldığı Torba Yasa Meclis’ten geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onaylaması halinde yürürlüğe girecek yasa korsan taksiciliği nasıl önlemeyi öngörüyor? Konuyu araştıran isimlerden CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’yı dinliyoruz:
“Ülkemizde 40 bini İstanbul’da olmak üzere toplam 50 bin civarında korsan taksi olduğu tahmin ediliyor. Yasa korsan taksicilik yapanlara ilk seferinde Karayolları Yasası’nda öngörülenin üç katı, yani 650 lira ceza ile aracın 65 gün trafikten menini öngörüyor. Suçun aynı yıl içinde ikinci kez işlenmesi halinde ceza 5 kata, yani 1085 liraya çıkıyor. Yasa, korsan taksiden hizmet alan vatandaşları da cezalandırıyor. Onlara öngörülen ceza, korsan taksicilere öngörülenin üçte biri.”
Korsan taksiciliği devlet hangi memurları aracılığıyla önleyecek? Trafik polisleri aracılığıyla değil mi... Peki, trafikte rüşveti önleyebildik mi? Rüşvet önlenmeden korsan önlenebilir mi?
Normal taksiler korsanlık yaparken, müşterilerin saflığından istifade edip yolu uzatırken, müşteriyi soyarken, trafik yetkilileri bu konuda parmaklarını oynatmazken... Korsan taksiyi ortadan kaldırmak tabii tüm sorunu çözmeyecek...

Sigara ve alkollü içkilere her yıl yüzde 10 - 15 arası zam yoldaymış...
İyi ne güzel, parayı altına mı dolara mı yatırayım derdinden kurtuluruz!
Engin Balım


İstisna
“Hukuk devletinde hiç kimse kurallardan, kaidelerden azade değildir. İster bakan olsun, ister sokaktaki vatandaş, trafik kuralları karşısında herkesin hükmü aynıdır. Bu konuda kimsenin istisnası yoktur. Aksi yönde davranış içinde olanlara müsamaha olmaz.”
Başbakan Erdoğan, önceki gün “Karayolları Güvenliği Yüksek Kurulu” toplantısında aynen böyle dedi.
Sanırız haberi yoktur, bundan bir süre önce Meclis Başkanlığı, milletvekili sekreterlerinden milletvekillerinin kullandıkları araçların plakalarını bildirmelerini istedi. Neden mi? Plakalar, trafik cezası yazılmaması için Emniyet Müdürlüğü’ne bildirilecekti de ondan.
Trafik polisleri bir süreden beri hâkimler ve savcılara da ceza yazamıyor. Yazmaya kalkanların başı belaya girdikten sonra bu konu Emniyet’in ‘ceza yazmayın’ uyarısıyla fiilen çözüldü!

Polis artık “demir cop” kullanacakmış.
Coplar da Başbakan’ın sertliğine uygun hale getiriliyor demek...
Haldun Ertem


Şafak
Yeni Şafak’ın 16 yıllık mensubu Ali Akel’in bir yazısından dolayı gazetesiyle ilişkisi kesildi. Akel son yazısında Başbakan Erdoğan’ı eleştiriyor, “Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık, diyorsunuz, Allah aşkına, söyler misiniz hangi hatayı açıkladınız” gibi sözlerden sonra “İlk günden beri yanlış yerde durdunuz” diyordu.
Gazetenin eski yazarlarından Hakan Albayrak yeniden yazmaya başlayacağını ancak bu olay üzerine vazgeçtiğini bildirdi. Ali Bayramoğlu da dünkü yazısında Ali Akel’e uygulanan muameleyi eleştirdi.
Sağ basında böylesi dayanışmaya çok sık rastlanmadığı için konu dikkatimizi çekti.

Polis artık göz yaşartıcı gazı az kullanacakmış.
AKP’den böyle bir jest... Gözümüz yaşardı vallahi...
Fahrettin Fidan


Mersin
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Genç Bakış programında konuşmak üzere Mersin’e gideceğinden CHP Mersin İl Başkanı’nın bile haberdar olmadığını yazmıştık bir CHP milletvekiline dayanarak. Mersin İl Başkanı Yılmaz Şanlı aradı. Genç Bakış programının yer ve tarihinin çok geç belirlendiğini anlattı. Programın Mersin’de yapılacağı kesinleşir kesinleşmez İl Başkanlığı’nın haberi olmuş ve çalışmalara başlamışlar...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget