Ey, insanları daha baştan suçlu ilan ederek hukuk ve vicdan cellatlığı yapan medya çetesi...
Nerede kaldı tantana ile başlattığınız o şike operasyonu?
Geldiğiniz nokta nedir şu an?
Ağzını köpürte köpürte, 'Fenerbahçe şike yaptı!' diyenler. Gözlerini devire devire; 'UEFA Türkiye'nin tümüne ceza verecek, hemen Fenerbahçe'yi idam edin!' tarzında konuşanlar!
Siz ey bu medyanın hamamböcekleri; nereye saklandınız?
***
Hukuk cellatları ile medya cellatları el ele vererek Fenerbahçe'yi çökertmeye uğraştılar.
*Federasyonun başına da sözde bir Fenerbahçeli'yi (MAAydınlar) getirdiler.
*Yanına 1. vekil olarak Galatasaray'ın en güvenilir adamını (Lutfi Arıboğan) yerleştirdiler.
*Federasyonun hukuk işlerini de en güvenilir bir Galatasaraylı'ya (Nevzat Helvacı) teslim ettiler.
Bir tarafta organize işler polisi ile özel yetki verilmiş özel savcı; bir yanda Futbol Federasyonu, kamuoyunu 'Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım şikecidir!' diye propaganda bombardımanına tuttular. Televizyonlarda; vicdansız adamlar vicdansızca suçlamalarla; yalan bilgileri gerçekmiş gibi tekrarlayıp durdular.
Aziz Yıldırım ve birçok saygın isim; azılı suçlularmış gibi yakalanıp en sıkı hapishaneye tıkıldılar.
Aşağılık medyanın satılık kalemleri bu zulme alkış tuttular.
'Siyasi irade bu operasyona destek olmasa idi; savcı bu işi yapamazdı!' bile diyerek bu davanın arkasında bu hükümetin olduğunu bile anıştırdılar.
SPOR DAVASI DEĞİLDİ
Operasyonu; futbol maçının sonucunu etkilemek (şike) suçlamasıyla başlattılar ama Aziz Yıldırım ve Fenerbahçelileri şikeden değil çete kurmaktan yargıladılar.
Çünkü; işi şikeye soksalar; Aziz Yıldırım'ı hapse atamayacaklardı. Onu orada haksız yere tuttukları anlaşılacaktı. Bu yüzden devreye özel yetkili savcı (Mehmet Berk) sokuldu. O da şike işi değil çete işi diyerek davayı özel yetkili mahkemeye yönlendirdi.
Ben bunun çok büyük bir hukuk hatası olduğunu yazdım, durdum. İş şike ise; özel yetkili mahkeme bu davaya bakamazdı. Yani; operasyon, futbolu temizlemek için değil Aziz Yıldırım'ı ve gücü diğer üç büyük kulübün toplamını geçen Fenerbahçe'yi temizlemek için planlanmıştı.
Bu süreçte; alçak medyanın satılık elemanları, aylar boyunca, gece gündüz yalan ürettiler; savcıya yamaklık yaptılar; Fenerbahçe'yi kamuoyu gözünde kötü gösterdiler.
Bu soruşturmayı başlatan savcı Mehmet Berk de elinde hiçbir tanık olmadığı halde; hiçbir ciddi belgeye dayanmadığı halde; film senaryosu yazar gibi bir iddianame yazdı. Bu iddianamede saçmasapan iddialar ve ilgisiz telefon konuşmaları medyaya servis edildi. Özel yetkili savcı; özel yetkisini bence kötüye kullandı. HSYK da bizim bunca haklı itirazlarımızı dikkate almış olacak ki Mehmet Berk'in (Güya o da Fenerbahçeli imiş. Allah bizi böyle Fenerbahçelilerden korusun.) özel yetkilerini soydu, aldı. Bu savcı bey, Radikal Gazetesine konuşmuş ve demiş ki:
'Bir yıl oldu Şike süreci. Allah aşkına, basında, kamuoyunda, kahve ortamında geyik dediğimiz o kadar çok şey yazıldı çizildi, bunlar doğru kabul edilip üzerinde yorumlar yapıldı ki, artık bir şey diyemiyorum. Bu süreçte yüzlerce haber çıktı. Haberlerin yüzde 90'ı yalan haberlerdi. O yüzden bir şey diyemiyorum'
Ey Savcı Bey; mademki o haberlerin yüzde 90'ı uydurma idi, yalan idi de sen bu haberler karşısında ne yaptın? 'Aman ne güzel, yazın hele yazın!' diye elini mi ovuşturdun yoksa; senin yürüttüğün bir soruşturmayı çarpıtan o yayınlarla ilgili olarak suç duyurusunda mı bulundun?
İddianameni korudun mu Sayın savcı?
Savcı Bey; Savcı Bey! O yalan dediğiniz haberlerin bir kaynağı da sizin iddianameniz değil midir? O yalan haberlerle insanlar cezaevlerinde çile çekmekte değiller mi? Fenerbahçe'yi o yalan haberlerle Avrupa Şampiyonlar Ligi'nden atıp da milyonlarca Euro zarara girmesine yol açmadılar mı? bu seneyide o yalan haberlere bakarak yönlendirmiyorlar mı? Fenerbahçe'ye gerçek şikecileri sevindiren bu soruşturmanızı bizler de soruşturacağız! Savcı Bey...
Yorum Gönder