“Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” demiş atalarımız.
Kardeşinizi, akrabanızı seçemezsiniz ama kiminle dost olacağınıza siz karar verirsiniz. Dostlarınızın kimler olduğu sizin dünya görüşünüzü, insan ilişkilerine bakışınızı, ailevi ve sosyal hayatınızdaki tercihlerinizi belli eder.
Bu yüzden dostlarınıza bakıp, sizin nasıl bir insan olduğunuz hemen anlaşılır…
Türkiyeli Başbakan Erdoğan’ın özel dostları vardır. Bunlara laf söyletmez, bunlara kefil olur, gerekiyorsa bu kişiler için dünyayı karşısına almaktan çekinmez. Öylesine sağlam dostlukları vardır civanımın…
Gülbettin Hikmetyar;
Başbakan’ın en çok hürmet ettiği dostudur. Dizinin dibinden ayrılmaz, ağzının içine bakar. Adam, El-Kaide terör örgütünün ikinci adamıymış, ellerinde binlerce masumun kanı varmış, Erdoğan için hiç önemli değildir.
Enver İbrahim;
Malezya Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanıdır. 23 yaşındaki erkek yardımcısı Seyfül Bahari’ye tecavüz eder. Olay duyulup, soruşturma açılınca adam doğru Türk Büyükelçiliğine sığınır. Türkiye, Başbakan Erdoğan’ın emriyle Enver İbrahim’i Malezya yetkililerine vermez…
Ömer El-Beşir;
Sudan’lı diktatör. 200 binden fazla insanın ölümünden ve 2,5 milyon insanın evlerini terk etmesinden birinci derecede sorumlu katil. 108 ülkeye girişi yasak. Görüldüğü yerde tutuklanacak. Bu caniyi devlet töreni ile karşılayan tek ülke Türkiye, ziyaret eden ilk Başbakan, Erdoğan…
Barzani;
Babası Molla Mustafa Barzani’den devraldığı “Türk Düşmanlığı” bayrağını elinden hiç düşürmeyen eşkıya. 54 bin insanımızın canını alan, bizi milyarlarca dolar ekonomik zarara uğratan Narko-Terör Örgütü PKK’nın koruyucusu ve perde arkasındaki önderi. Başbakan Erdoğan ile dostluğunun temelinde karşılıklı ticari işbirliğinin olduğu söylenir!…
Bu dostluk öylesine ileri derecededir ki; Türk Askerlerinin şehit edilmesi, kaçırılıp esir alınması bile “sıra gecesi” düzenleyip beraberce eğlenmelerini engellemez…
Başbakan Erdoğan’ın; Pervez Müşerref’ten- Talabani’ye, Suudi Kralından- Katar Şeyhine, Yasin El Kadı’dan- Sami Ofer’e, Berlusconi’den-Hariri’ye kadar daha nice kaliteli(!) dostları vardır.
Bu dostluklara güvenen bazı iş adamları Başbakan Erdoğan’ın peşine takılıp o bölgelerde yatırımlar yaptılar, her biri milyonlarca dolar para yatırdılar!…
Suriye’de yatırım yapan, mal gönderen, para yatıranlar Esad, Esed olunca yani dostluk bozulunca el-elde, baş-başta kalakaldılar. Bu işadamları ne muhatap bulabiliyorlar ne de paralarını geri alabiliyorlar!…
Erdoğan, Libya’nın şimdiki yönetimine işbaşına gelmeleri için, bavullar ile nakit para göndermişti. Amacına ulaştı ve Libya yönetimi Erdoğan’ın dostlarının yani şeriatçıların eline geçti.
Fakat o da ne? Adamlar, 200’den fazla yabancı yatırıma el koydular!…
Erdoğan’ın dostunun oteli olan Libya Trablus-Rixos’un başına gelenler daha korkunç. Libyalı eşkıya başlarından Ali Daw Zintani, adamlarıyla 6 ay otelde kalıyor. Otel Genel Müdürü fatura çıkarınca, otelin altını üstüne getiriyor, Genel Müdürü kaçırıyorlar, bacaklarına birer kurşun, üstüne bolca dayak, adamcağız canını zor kurtarıp Türkiye’ye kaçıyor. Otel çalışanı 45 Türk, Türkiye’ye gelmek için alanda bekliyorlar!…
Libya’ya “Lâik düzeni” öneren Başbakan Erdoğan ne yapacağını şaşırmış vaziyette. Paraları bavullarla Libya’ya götüren “sıfırcı” Dışişleri Bakanından da ses çıkmıyor. Türkiye’de “astığı astık-kestiği kestik” olan civanım delikanlım çok zor durumda, gıkı çıkmıyor. Paraların gittiğine mi yansın, dost bildiklerinden yediği kazığa mı yansın, mallara el konulmasına mı yansın, karizmanın çizildiğine mi yansın belli değil…
Başbakan Erdoğan, adım-adım kadını eve kapatacak, kadını iş ve sosyal hayattan dışlayacak adımlar atmaya devam ediyor. Kadının “kendi bedenine sahip olma” hakkını çok görüyor ama kadının kafasındaki saçların görünmesine izin vermek istemiyor… Başbakan’ın dostlarının yönettiği ülkelerde “kadın hakları” nasıl acaba? Örneğin, kadın tek başına araba kullanabiliyor mu?
Tek başına özgürce seyahat edebiliyor mu?…
Yazının başındaki atasözünü bir daha okur musunuz lütfen?..
Sağlık ve başarı dileklerimle 1 Haziran 2012
Yorum Gönder