Sevgili okurlarım, bugün size Ataol Behramoğlu’nun bir şiirini sunuyorum.
Ataol, Kara Bir Rüzgâr adını taşıyan bu şiiri 14 Ocak 2012 Cumartesi günü Cumhuriyet gazetesindeki sütununda yayımladı.
Gazeteyi izleyen okurlarım mutlaka okumuşlardır.
Ben de geçen hafta pazartesi günü kongar.org adresli internet sitemde sekiz dörtlükten oluşan bu muhteşem şiiri yeniden yayımladım.
Fakat sonra fark ettim ki pek çok okurumuzun internet bağlantısı yok…
Elbette içerdekiler de buna dahil.
Bu nedenle bir de sütunumda yayımlamayı uygun gördüm.
Aslında böyle bir şiir ne kadar yayımlansa azdır!
Şiir kendi kendini anlattığı için hiçbir açıklama ya da yoruma gerek duymuyorum.
KARA BİR RÜZGÂR
Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun,
Kara bir vicdan, kapkara.
Esip durdu hışım gibi, taun gibi;
Akla düşman, aydınlığa.
Kara bir rüzgârdı, kötücül, zalim,
Daha doğmadan söndüren tomurcuğu.
Genç kızın ergenlik düşüne düşman,
Bebek bakışındaki meraka.
Kara bir rüzgârdı, kara kalpli,
Mağaralarda beslenmişti,
Yarasalardan esinlenmişti,
Nefretle bilenmişti, hınçla.
Kara bir rüzgârdı, geçtiği her yerde
Zehirliyordu iyi ve canlı ne varsa;
Aydınlık uç vermesin diye
O topraklarda bir daha.
Kara bir rüzgârdı, hiçbir şey
Daha ölümcül olamazdı ondan;
İnsanın sapkınlığıydı çünkü;
İnsan görünümlü, insana düşman.
Kara bir rüzgârdı, zifir kara,
Uçurum gibi açılmıştı ağzı;
Esti üzerinde toplulukların,
Boyun eğmiş, yazgıya razı.
Kara bir rüzgârdı, can alıcı,
Yedeğinde cellatlar, mezbahalar, cezaevleri;
Buyruğunda kara büyü, kara ruh, kararmış adalet,
Elinde ölüm terazisi, cinayet kılıcı.
Kara bir rüzgârdı, esmekte hâlâ,
Karanlık saçarak, kötülük ve riya;
Gömmek için iskelet elleriyle
Bir ülkeyi dönüşsüz karanlığa.
Ataol Behramoğlu
14 Ocak 2012
Cumhuriyet Gazetesi.
Yorum Gönder