Yeni dünya sömürü düzeni çarklarının işleyişinde olağanüstü anlamlar yüklenen sözcükler; “Yeni-İleri”... İnsan hakları, demokrasi, ideolojilere, kurumlara ilişkin kavramların içleri boşaltıldıkça, medya çağında kitleleri güdülemeye, düşler dünyasına sil baştan sürüklemeye yönelik söyleyecek sözünüz olmadığında, herkesin gönlündekilere göre anlamlar yüklenmeye elverişli sözcükler olmalarından olmalı. Yeni lider, yeni yüz, yeni umutlar, yeni ufuklar, yeni sol, yeni sağ... Kazanılmış sendikal, sosyal devlet, sosyal güvenlik, eğitim, sağlık haklarının geriye alınması, gasp edilmesi.. söz konusu olduğunda örneğin, hakları gasp edecek yasa paketlerine “sağlıkta reform, eğitim reformu, sosyal güvenlik reformu..” türünden adlar takılabiliyor...
Son sıcak gündemimizden, çok yaşlı, ağır bir hastaya can vermeye çalışan genç doktoru hedef alan, çocuk yaşta hasta yakınıı vahşeti, cinayetinden çıkarılacak derslere gelince... Sorumluluğun odağına, AKP iktidarlarının paralı sağlığa geçişin anahtarı, reform paketini, sonuçlarını anlatmaya yönelik olarak, 19 Nisan tarihli yazımın başlığını boşuna “Sağlıkta Dönüşüm(!)” olarak atmamıştım... Önceki gün sokaklara dökülen tıp dünyasının eylemlerinde, “Artık yeter, hekimler tükendi..” söylemlerinin yanında, afişlerde en öne çıkan vurgulama, saldırıların sağlıkta dönüşüm programı ile tırmanışa geçtiğinin saptanması üzerindendi... Sağlıkçılar iktidar icraatları karşısında sayısız protesto eylemlerinde, sağlık hizmeti verenlerle alanların, doktorlarla hastaların, yakınlarının aralarına, giderek daha etkin para sokularak karşı karşıya getirilmelerinin sakıncalarını anlatmaya çalıştıkça, Başbakan, Sağlık Bakanı, en önde AKP sözcüleri, sağlık hizmeti verenleri paragöz olmakla suçlayıp durmuşlar, giderek bozulan hasta-doktor ilişkilerinde yaraya tuz basmışlardı. Yaşam zorlaşıp, toplumda şiddet, düşmanlıklar, cepheleşme de tırmandıkça, işte bu günlere gelmiştik...
***
Dünya nimetlerinden, pastadan en büyük pay alınan ABD’de, özel sağlık sigortalarının en geçerli reklamlarından birkaç cümleyi paylaşalım: “Sizin kamu sigortanız kansere yakalandığınızda bir aylık tedavi harcamalarının ancak birkaç gününü karşılar, bizim sigortamız birkaç katını...” Yani reklamlardan ortaya çıkan sonuç, kansere yakalanmış bir hastanın tedavi olabilmesi için birden fazla özel sigortaya prim ödemiş olması zorunluluğudur. Zaten Dünya Bankası verileri ile çok çıplak olarak görülmektedir ki, ABD’de sağlığa yapılan yatırımlar, harcamaların grafikleri, çok çarpıcı, yıllar içinde hızla yukarı doğru yükselirken, ABD vatandaşlarının sağlık hizmetlerinden yararlanabilme, sağlıklı olma koşulları istatistiklerine göre çıkan grafik çizgileri aynı yıllar için aynı hızla aşağı doğru çekilmektedir...
Amerika’da yaşayan yakınları olanlar bilirler. Çok varsılları dışında, diğerleri Türkiye’ye geldiklerinde ameliyat olmaya, diş tedavilerini yaptırmaya çalışıp dururlar. Onlar için hâlâ göreceli ucuz sağlık hizmetleri, bizim gelirlerimizle çoğunluğumuz için artık çok pahalı, katlanılmaz olmuştur. Hele de Erdoğan iktidarlarının çıraklık, yetişme dönemlerinde, seçmen oylarının arttırılmasında en etkili araç da olarak, paralı sağlığa geçişte göz boyama yıllarında, bol yeşil kart, özel sağlık kurumlarını palazlandırma sürecinde kamu sigortalarından, bütçeden kaynak aktarımı ile yaşanan balayı günleri... Ustalık döneminde “Sağlıkta Dönüşüm” paketinin gerçek yüzünün, paralı sağlık hizmeti kimliğinin ortaya çıkması... Özel hastanelerde alınan hizmetlerde büyük farklara, muayene, ilaç katkı paylarının eklenmesi...
Öğretmenlere yönelik tırmanan şiddetin kökeni farklı mıki? Sanki eğitimde parasız kitap, süt projeleri ile gözler boyanırken, okullardaki bina onarımından, okul araçlarına, ısınmaya, öğretmen açığının kapanmasına uzanan halkada, ailelerin katkı paylarının büyümesi aynı kapıya çıkmıyor... Varsılların çocuklarının okulları ile yoksulların çocuklarının okullarındaki eğitim koşulları, kalitede uçurum hızla büyümüyor...
***
Yeni sözcüğünü gördüğüm her yerde saklanan bir art niyet, tuzak algılamam boşuna değil. Bir kadın, kadın hakları savunucusu olmaya çalışırken, kadın hakları için kullanılan eşitlik sözcüğünün, kadın vitrinde gerçek eşitlikten, paylaşımdan yana ideolojilerin satılmasına araç olarak kullanıldığını da, hem de sol siyasetlerin özünde, felsefesinde, vitrininde gördük ya... İngiltere’nin İşçi Partisi yeni liberalizmin politikalarında en vahşi uygulamaları seçer, üstüne en ağır savaş suçlarına suç ortaklığı yaparken, hem kadını, hem de yeni sol kavramlarını kullanmadı mı?
Erdoğan iktidarları ileri demokrasi adına, askeri darbelerin insan hakları, demokrasi ile çelişen tüm baskı araçlarını, işine gelen aynı yasaklı yasaları, kurumları kullanmıyor mu? Özel yargı askeri yargıç çıkmış olunca sivil demokratik hukukun yargısı mı oluyor? Askeri darbelerin ürünü çok önemli insan hakları, demokrasi, örgütlenme özgürlükleri önündeki yasaklar korunarak ileri demokrasiye mi geçiliyor?..
Yorum Gönder