Dış politikadan başlayalım.
Dışa bakan Ahmet Davutoğlu, “komşularla sıfır sorun politikası” ilan ediyor.
Bir süre sonra Esad’la yediği içtiği ayrı
gitmeyen RTE, Suriye ile kanlı bıçaklı.
Arap Baharı lideri kimliğini benimsedi ya; Beşşar Esad’a şunu yap bunu yap diye bir iki kez haber saldı. Esad oralı değil. Vay sen misin önerilerimi yerine getirmeyen?.. Bıraksalar Suriye’ye asker salacak... Bu noktada gezinip duruyor.
Esad ise “Türkiye’nin önerileri Amerika’nın bana ilettiği öneriler” diye dert yanıyor.
Kime? Şam’a giden CHP heyetine!
***
RTE, nükleer sorununda Tahran’ın ABD’ye, Batıya karşı en büyük destekçisi, koruyucu meleği!
Batı-İran görüşmelerinin İstanbul’da masaya yatırılmasını önerdi.
İran’ın Suriye’yi desteklemekten vazgeçmesini RTE’nin bu ziyarette çözümleyebileceğinden de söz edildi.
Sonra? Görüşmelerin ya Şam’da ya da Bağdat’ta yapılmasını istediği haberleri gelmeye başlayınca; RTE’nin beti benzi attı: “Bu ipe un sermektir. İran dürüst davranmadı” diye feryat ediyor.
Ha bir de Suriye göçmenleri sorunu var.
Üç bin daha gelince, sayı 20 bini aşınca; önceki gece Davutoğlu, BM Genel Sekreteri’ni aramış; kucak açtığımız Suriyeliler ile baş edemiyoruz. Uluslararası yardım gerektiğini söylemiş...
Dün söyledikleri bugün ancak yatsıya kadar doğru!
***
RTE’den “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” özdeyişine örnek olacak açıklamaların arkası kesilmiyor.
Son konuşmalarından birinde “gazete haberleri hiçbir zaman belge olamaz” dedi.
Dedi ve saldırmayı marifet saydığı tarihsel abide İsmet İnönü ve CHP ile ilgili, Cumhuriyet’te yayımlanan iki haberi belge diye kürsüden gösterdi.
Gerçekleri saptırmada usta.
***
Dedik ya; yalancının mumu bir türlü sönmüyor.
RTE, 1 Şubat 2012 tarihinde partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, 25.11.1944’te Reisicumhur İnönü ve bakanların imzası ile yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile Tam Mevlidi Şerif ve 54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası adlı kitapların toplattırılmasını, dönemin yöneticilerinin inanç özgürlüğüne karşı tavırlarının somut örneği diye gösterdi.
CHP Ankara Milletvekili, İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan, RTE’nin söylediğinin ne kadar doğru olduğunu saptamak için iki kitabı yasaklayan kararnamenin gerekçesini aradı. Başbakanlık arşivinde yok!
Yasaklanan kitapları buldu ve din uzmanlarına inceletince koskocaman bir yalanla karşılaştı.
RTE’nin tek parti dönemini ve İnönü’yü karalamak için; kanıt diye gösterdiği iki kitabın toplatılması nedeni şuydu:
Her iki kitapta İslamiyete aykırı, Müslümanlık karşıtı bölümler işlenmişti. Mevlid ve Namaz kitabı da gerçeklere aykırıydı!
Gülsün Bilgehan yalanı ortaya çıkarmasa, gerçeği arayan, soran olmayacaktı.
***
RTE, son zamanlarda CHP ile ilgili özellikle din konusundaki saldırılarını belge değeri olmayan anılarla ve hatta babasından dinlediği masallarla doğrulamaya, inandırmaya çalışıyor.
Amacı; CHP’yi Müslümanlığa karşı bir parti diye halka jurnallemek!
“Yeni” CHP’yi kurgulayan Kılıçdaroğlu, bu saldırıları önlemek için sürekli partinin dine karşı olmadığını, Kuran’ı özenle her evde duvara astıklarını söylüyor.
Laiklik tehlikede mi diye soruyorlar. RTE gibi, hayır diyor. Halka, partisinin dine önem verdiğini vurgulayarak oylarında yükseliş sağlayabileceğini umuyor ve…
…tabii, din sömürüsünün gerçek sahibi RTE ile aynı kulvarda koşmayı, yarışmayı başarı sanıyor!
Yorum Gönder