Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanıyor, Başbakan Erdoğan Harp Akademileri’nde genç subaylara yönelik bir konuşma yapıyor... Çok geçmiyor Cumhurbaşkanı Gül de Harp Akademileri’nde kürsüye çıkıyor. Askerleri savaşa hazırlamaya yönelik sözler söylüyor. Irak, Suriye ve İran’da yaşanan gelişmeleri anlattıktan sonra diyor ki:
“... Bölgedeki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması yüksek bir ihtimaldir. Bu şartlar altında, Türkiye’nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü de yoktur.”
Peki gelişmeleri izlemeyip ne yapacağız? Cevap açık: Çatışmaların içine gireceğiz...
Gül askerlik dersleri de veriyor:
“Çağın tehlikelerinin değişen şartlarına ayak uyduracak şekilde daha etkin, çevik, dinamik, vurucu ve esnek bir silahlı kuvvetler yapısı da her zamankinden daha fazla önem kazandı.”
Emekli General Nejat Eslen bu sözleri yorumlarken diyor ki:
- Amerika geçtiğimiz günlerde yeni savunma stratejileri geliştirdi. Artık Amerika için öncelikli tehdit Çin’dir. Amerika Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler’in etrafını çevrelediği gibi şimdi Çin’in etrafını kuşatıyor. Dolayısıyla Amerika’nın Ortadoğu’daki çıkarlarını koruyacak bir güce yani Türkiye’ye ihtiyacı var. Ne yazık ki hükümetimiz de Ortadoğu’daki kaotik ortamdan kendine pay çıkaracağını düşünüyor...
- Gül’ün sözlerini nasıl yorumladınız?
- Türkiye’nin Ortadoğu’da askeri güç kullanacağının açık mesajıdır.
Eslen sözlerini uyarıyla noktalıyor:
- Serüven aramayalım. Türkiye Ortadoğu’daki kaos ortamından ne kadar uzak durursa o kadar az zarar görür.
* Suriye’den gelen göçmenlerin 15 bini geri dönmüş.
Ceza olarak Türkiye’ye geri gönderilmezler inşallah!
Gülhan Elmas
Erdoğan diyor ki: “İran’ın kullandığı dil diplomasi
dili değil, başka bir dildir. O da bana yakışmaz.”
İyi de daha geçen gün Kılıçdaroğlu’na
“Hangi dilden anlıyorsanız o dilden konuşuruz”
dememiş miydi?
Haldun?Ertem
Eski CIA Türkiye İstasyon Şefi Graham Fuller, “Türkiye’ye sol lazım” demiş.
Lazımsa “sizin çocuklar” ne güne duruyor...
Kurdurun gitsin!
Fahrettin Fidan
İşte İstanbul...
CHP’li Şişli Belediye Meclis üyesi Dursun Çaltı, Ali Sami Yen Stadı ile yanındaki Likör Fabrikası arazisinin yeşil alan ve deprem toplanma üssü olarak düzenlenmesi için Başbakan Erdoğan’a iki mektup yazdı. Yürüyüşler düzenledi. Ancak sesini kimseye duyuramadı. Ali Sami Yen arazisinde inşaat faaliyeti bütün hızıyla sürüyor.
Peki yürüyen bu inşaatın ruhsatı var mı? Dursun Çaltı bunu sormuş Şişli Belediyesi’ne. Açılan davalar sürdüğünden ruhsat henüz çıkmamış. Ancak inşaat sürüyor.
Bu arada CHP parti olarak ne yapıyor diye sorarsanız... CHP’nin imar konularında kaygısı pek görünmüyor. Dursun Çaltı’ya omuz verilmiyor.
AKP’de iki İnönü!
Başbakan Erdoğan her salı grup toplantısında İsmet İnönü’ye çatıyor...
Oysa yakın geçmişte İnönü ailesine nasıl da ilgi göstermişler...
İsmet İnönü’nün en büyük torunu Hayri İnönü (Ömer İnönü’nün oğlu) AKP’den 2001 yılında kuruculuk teklifi aldığını bakınız Cumhuriyet’te Utku Çakırözer’e nasıl anlatıyor:
“AKP’yi kuracakları günlerde çocukluk arkadaşım Cüneyt Zapsu aracılığıyla bana ulaşarak parti programını gönderdiler ve ‘kurucu üye’ olma davetinde bulundular. Hiç şüphem yok ki İnönü soyadını kullanabilmek için bir taktikti bu. Zapsu çok iyi arkadaşım olduğu için nezaketen programlarını aldım. Bir gün sonra da teşekkür ederek tekliflerini reddettim. Hatta eşim bir gün beklediğim için kızdı bile o günlerde bana.”
Bitmedi.. 2009 yılında AKP’nin Çankaya belediye başkan adaylığı da İsmet İnönü’nün bir başka torunu Gülsün Bilgehan’a (İnönü’nün kızı Özden Toker’in kızı) teklif ediliyor. O da kabul etmiyor.
Tutarlılık sorunu her zaman her yerde...
Böyyük devlet!
Artık sadece bölgede değil dünyada da sözü geçen, ağırlığı olan bir ülkeyiz...
Dünyanın 17. en büyük ekonomisiyiz... Çin’den sonra 2. sıradayız...
Laflar, böbürlenmeler ve nutuklar böyle.
Ya gerçek mi?
Astsubay Abdullah Söpçeler ve Uzman Çavuş Zihni Koç bundan tam 271... Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu 237... Polis memuru Nadir Özgen 209... Uzman Çavuş Kemal Ekinci 187 gün önce ülkemiz sınırları içinde PKK tarafından kaçırıldılar.
Ve tümü bu kadar süredir kurtarılmayı bekliyorlar.
Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar yukarıdaki isimleri kurtarmaya gelince bir anda suspus oluyorlar.
Bu insanlarımızı kurtarmasını kimden, hangi devletten isteyelim?
Yorum Gönder