Böyle bir korku var: ABD istedi, telkin etti, arkasını sıvazladı Türk ordusu Suriye sınırında “öp namlunun ucunu” durumuna gelecek.
Savaş rüzgarı esiyor.
Çatışma kapıya geldi.
ABD kafasına koydu.
Ortadoğu’yu değiştiriyor.
Yeniden düzenliyor.
Türkiye’yi de her fırsatta; “kurşun asker olsun, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesini hızlandırsın, gerekirse ordusuyla müdahale etsin” diye işin içine çekiyor. Bizim Başbakan da bu Amerikan planına katılmaya pek istekli görünmekte.
Niçin bu kadar istekli?
İnsan şüpheleniyor.
Bir dayatma mı var?
ABD Başkanı Obama, bir araya geldiklerinde Başbakan Erdoğan’a “Ya benden yanasın… Ya bana karşısın…” diye zorlama yapıyor ve Türk ordusunu Suriye’ye saldırsın diye mi plan kuruyor?
Plan buysa!
Türkiye uydu olur.
ABD taşeronu yapılır.
Plan bu değilse!
Bizim Başbakan niçin istekli?
Suriye Türkiye’ye ne yaptı?
Daha bir yıl önce bizim Başbakan, Suriye Lideri Esad ile “aile boyu” sarmaş dolaş- kan kardeş- Müslüman yoldaş fotoğrafları çektiriyor; Avrupa Birliği’ne nispet olsun diye “Şengen yerine Şamgen” söylemleri yükseltiyordu.
Xxx
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri, Atatürk dahil, bütün cumhurbaşkanları, başbakanları, dışişleri bakanları; “Müslüman ülkelerin kaderlerini kendilerinin tayin etmesini” temel politika yaptılar. İlk kez Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Suriye Halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesine” izin vermekten yana değiller.
Suriye lideri kötü olabilir.
Diktatördür.
Zalimdir.
Halkını eziyordur.
Bırak Suriye halkı, Esad’ı kendi indirsin. Suriye halkı, kendi yarattığı diktatörünü bırak kendi yok etsin.
Şimdi Yunanistan’da iç harp çıksa!
Rejim muhalifleri ayaklansalar.
Başbakan da onları kurşunlatsa.
Türkiye Yunanistan’a müdahale etmeye kalksa ne diyecekler?
Sen işine bak!
Sen Yunan halkına karışma.
Bekle; “Yunan halkı kendi kaderini kendisi tayin eder” diyecekler. Tarih bugüne kadar hiç yazmadı. Bir batılı devletin (diyelim: İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan, İspanya) içinde iç savaş çıktı ve Doğulu bir devlet bu batılı devletin iç işine karıştı.
Tarihte böyle bir şey olmadı.
Okumadık.
Xxx
Batılılar; önce İngiltere, Fransa, Almanya şimdi ABD; Ortadoğu’da Müslüman ülkelerin halklarını kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi konusunda yeterli bulmadılar. Hep yönetmeye, yönlendirmeye, biçim vermeye, yandaş diktatörler yaratıp yönetmeye kalktılar.
Bugün de aynısını yapıyorlar.
Suriye halkını kendini yönetmeye muktedir görmüyorlar. “Suriye Halkının Dostları” diye bir gurup ülke oluşturdular. Bunların başına da Türkiye’yi koydular.
İbret vericiydi.
İzlemişsinizdir.
Suriye Halkının Dostları İstanbul Toplantısı’na katılmaya gelmiş bir Suriyeli, toplantı arasında bizim TV muhabirine; “Esad’ın ordusundan 15 asker öldürerek İstanbul’a geldim. Türkiye bize daha çok silah versin” diyordu.
Adam Suriye askeri öldürmüş.
Adam katil.
Türkiye’den ilave destek istiyor.
(uyan borsu)
İki okur isteği!
Bir okur (Recai Vural) diyor ki; Deniz Feneri Davası’nın görevden alınan 3 savcısı; Nadi Türkarslan, Abdulvahap Yaren, Mehmet Tamöz, neden konuşmazlar, Deniz Feneri bağışlarıyla toplanan paralarla gemi alındığını, katlar, hanlar, mallar, mülkler sahibi olunduğunu halka anlatmazlar? Öbür Okur( Nedim Tanrıyar) Kenan Evren darbeye öncülük ederek ülkemize kötülük yaptı, bunu kabul ediyoruz. Fakat Kenan Evren, kendisine destek mektubu yazan ya da köşelerinde övgü düzenlerin destek yazıları ile mektuplarını niçin halkın okuyup ibret dersi çıkartacağı bir kitap haline getirmez?
Yorum Gönder