Emekli Generale Balans Ayarı! - Orhan Birgit

Silivri Olağanüstü Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülen Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi siyasi davaların gündemine dün sabah bir yenisi eklendi.
28 Şubat 1997’de Genelkurmay İkinci Başkanlığı’nı yapan emekli Orgeneral Çevik Bir ile aynı dönemdeki 30 silah arkadaşının gözaltına alınmaları ile başlayan yeni bir soruşturmayı, AKP sözcüleri farklı yorumlarla açıklıyorlar. Partinin resmi sözcüsü Van Milletvekili Hüseyin Çelik “Dizginleri artık halk eline aldı” derken, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “andıçlar ve mağduriyetlerden hesap sorulması” yorumunu yeğliyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de dün başlatılan bu yeni soruşturma dalgası ile ”Türkiye’nin, geçmişte karanlıkta kalan bazı olaylarını aydınlatmak istediği”ni söylüyor.
Bu üç AKP yetkilisinin farklı yorumlarının birleştiği nokta iktidar partisinin 12 Eylül sürecini 1999’lara kadar çekerek ülke gündemini meşgul edecek bir dizi yeni davayı başlatmak istediğini gösterir.
Silivri’de dünyanın sayılı büyüklükteki bir adalet kampusu ile bir dizi ceza ve tutukevi inşaatının yapılmasının sürdüğünü görenler, o tarihlerde bir anlam veremedikleri bu bayındırlık(!) çalışmasının gerekçesine anlam verememişlerdi.
Hükümet mesela, önceki gün Çaycuma’da onca yurttaşımızın can kaybına neden olan köprü ayağını onarmayı ihmal edebiliyor ama, daha çok okul ve doğuya, güneydoğuya fabrika yapacağı yerde Silivri gibi turistik bir sahil kentini yüksek duvarlı ceza ve tutukevleri ile doldurmaktan geri kalmıyor. O ceza ve tutukevlerini doldurmak için de yeni soruşturmalar birbirini izliyor.
Ergenekonlar, Balyoz’lar, Odatv’ler derken şimdi sahneyi 28 Şubat’ta başkentin Sincan ilçesinden geçerek Yenikent’teki tatbikat olayına giden tanklar için “Demokrasiye balans ayarı yaptık” diye övünmeye kalkan bir emekli orgeneral ile onun emrini yerine getiren 30 asker için açılan dosyalar izliyor.
Şayet soğukkanlılıkla düşünülse, Çevik Paşa hangi amaçla o balans ayarını yapmış olursa olsun, 28 Şubat süreci bir siyasi bumerang gibi, “Balansçı”larını da vurmakla kalmamıştır.
Gerçi aynı sürecin sonucunda Refah Partisi kapatılmıştır. Ama o kapatmanın sahiplerine bir zararı olmadığı, yerine Fazilet Partisi’nin kurulması ile anlaşılmıştır.
Dahası, onunla da kalınmayarak FP’nin yerini bugünkü AKP ve Tayyip Erdoğan’lı tek adamlı sistem almıştır.
Andıçların bugünkü siyaset büyüklerini mağdur ettiği fantezisi şöyle dursun, onları besleyip büyütmekle kalmadığını görmüyor muyuz?
Öylesine beslenip güçlenmişler ki, hesap üstüne hesap sormanın sonunu getiremiyorlar.
Ve konuşurken söyledikleri hesap sorma arzularının besledikleri kinin sonucu olduğu kuşkusunu yurttaşlarda uyandırdıklarını da fark edemiyorlar.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget