Dünden Bugüne! - Cüneyt Arcayürek

28 Şubat soruşturmasının başka alanlara sıçramasını sağlamak amacıyla medya üzerinden yargıya baskı yapılıyor.
Medyayı soruşturma kapsamına
alsalar, ortalıkta ne gazete kalır ne de birkaçı dışında yazar.
28 Şubat’ı övenlere gelince; AKP iktidarı bugün sarmaş dolaş olduğu örgütlerin, cemaatlerin soruşturma kapsamına alınmasına izin vermez.
Örneğin Fethullah Gülen! 28 Şubat’ı destekledi, övdü ve oluşmasına zemin hazırladı.
Destekleyenlerinin giderek arttığı, RTE’nin “Atlantik ötesindeki kişiye saygılar ve sevgiler” gönderdiği Gülen’e kim, hangi savcı dokunabilir?
***
Günümüzün gerçeklerini yadsımayalım.
Bakın, Kılıçdaroğlu, 28 Şubat soruşturmasının -ad vermedi ama- RTE’nin intikam duygularının eseri olduğunu söyledi.
RTE fena halde alındı bu sözden ve soruşturmanın intikam duygusuyla değil, millet adına yapıldığını söyledi.
İyi de gözaltına alınanlara sorgulamadaki çeşitli sorular arasında, “Dönemin İstanbul Belediye Başkanı RTE’ye psikolojik harekât uyguladınız mı” diye bir soru neden yöneltiliyor?
Hani ayıp olmayacağını bilseler; Çevik Bir’i, neredeyse RTE’yi Siirt’te mihverli şiir okudun diye hapse attırmakla suçlayacaklar!
Başbakan, 28 Şubat’ın intikam duygularından kaynaklanmadığını gel de külahıma anlat!
***
Ha, bir de kimi gazetecileri patrona baskı yaparak 28 Şubat’ın kovdurduğu sorunu gündemde.
Sabah’ın sahibi, zamanın gazete patronlarından Dinç Bilgin, itiraflarda bulunuyor.
Çevik Bir çağırdı. Şunları kovacaksın dedi. Direndim ama nafile!
O sıra gazetenin genel yayın müdürü Zafer Mutlu ise andıç haberlerinin yer aldığı gazete hazırlanırken, “Zerre kadar inanmıyorum ama yayımlamaya mecburuz” diyor. Nedenini de açıklıyor: “Bankam var!”
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.
15 yıl önce:
28 Şubat. Adı üstünde postmodern darbe!
Darbeci askerler patronları çağırdı. Ellerine kovulacak gazeteci listesi verdiler.
Patron da adı geçen gazetecileri tuttu kolundan kapının önüne koydu.
15 yıl sonra:
“Sabah erken kalkıp darbe marbe yapan” yok! Demokrasi “ileriye” işliyor.
Fakattt... bir sabah uyanıyor Türkiye ve medya âlemi, yıllardır, o gazeteden bu gazeteden köşe yazarlarının patron emriyle gazeteden kovulduklarını öğreniyor.
Yahu, asker baskısı desen bugün yok. Kim kovduruyor köşe yazarlarını?.. İşine son verilen gazeteciler, “beni kov” diye patrona ricacı mı oldu acaba?
Oysa gerçek apaçık ortada: İçeride dışarıda, RTE’nin, partisine, politikasına aykırı düştü diye kimi köşe yazarlarını kovdurduğunu bilmeyen yok!
Bilinmesine biliniyor da, demokrasi dönemindeyiz ya; hiçbir gazete ve TV…
…baskı kaynağının RTE olduğunu yazamıyor, söyleyemiyor.
Nedeni: RTE’nin askersel darbe yerine ikame ettiği sivil darbe gereği...
***
Manzara ortada: 28 Şubat’ta gazetecileri kovduran askerse, 2012 yılı Şubatı’na gelinceye dek, uygun görmediği gazetecileri işinden eden Başbakan RTE!
Ha asker ha RTE! Fark yok!
Gazetecileri kovduran kudret, dün askerse bugün RTE!
Bu gerçeği herhangi bir gazete yazamaz, patron yazdırmaz.
Zira, dün maddi olanaklarını, holdinglerini korumak amacıyla asker baskısına boyun eğen, gazetecileri kovan patronlar…
…bugün de aynı gerekçelerle siyasal güç RTE’nin saptadığı köşe yazarlarının işine son verdiler...
***
Arkası gelecek… Az sonra!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget