Öcalan PKK’yı Irak’a çekeceğini söyledi ama asker 500 kadar militanın Türkiye sınırları içinde kalmasını istedi.
Bu şaşırtıcı iddia ikinci KCK iddianamesinde yer alıyor.
İddianın sahibi Öcalan’ın eski avukatlarından biridir.
Sözde askerler “Türkiye sınırları PKK’dan tamamen arındırılırsa bölgenin öteki terör örgütleri tarafından ele geçirilmesinden” korkmuşlar!
Böyle bir olayın yaşanmış olabileceğine ihtimal vermediğim için güvendiğin uzmanlara sormak ihtiyacı duydum.
Onlar da Öcalan’la devlet heyeti arasında yapılan görüşmelerde böyle bir diyaloğun geçtiğini duymadıklarını, inanılmaması gerektiğini savundular.
Yani iddia halkın TSK’ya güvenini sarsmaya ve askerin moral motivasyonuna zarar vermeye dönük kuyruklu bir yalandır!
Propaganda terörün temelidir.
Yalan ise en çok kullanılan yapı harcıdır.
Bu iktidar her terör örgütü gibi PKK’nın da kan ve ateş olmadan yaşayamayacağı gerçeğini unutarak bölücü terör örgütünün yalanlarına kanmış, silâhlara veda hayalinin yanılgısını birkaç kere yaşamış ve nihayet Silvan saldırısı sayesinde uyanmıştır.
Geçen yılki seçimler öncesinde PKK taleplerinden pek çoğunun Ankara’dan olumlu karşılık bulduğu, vatandaşlık tanımının değişmesi ve Öcalan’ın cezasının ev hapsine dönüşmesi doğrultusunda ilerlemeler sağlandığı haberleri yoğunlaşmaya başlamıştı ki PKK ateşkes sürecini kanlı ve kalleş bir pusu ile noktaladı.
Barzani’nin ziyareti bana bir Kürt aydınının şu sözünü hatırlattı:
“PKK Kürt liderlerini hem aldatmaya ve hem de kullanmaya çalışıyor!”
Irak Devlet Başkanı Talabani “Kürt’ün kedisini bile Türkiye’ye vermem” demişti.
Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Barzani acaba hangi duygularla geldi ülkemize?
Bizden önce Washington’da muhatap olduğu yüksek dereceli itibar, ABD tarafından desteklenen politikalar benimsediğine işarettir.
Mesut Barzani yakın zamanda Ulusal Kürt Konferansı’nı toplamayı planlıyor. Barzani’nin burada PKK’ya “silâh bırakın ve mücadelenizi demokrasi zemininde yürütün” çağrısı yapacağı bekleniyor.
Bu çağrının yine işe yaramayacağını tahmin etmek zor değildir.
Tahmin edilmesi zor gelişme, Barzani yönetiminin böyle bir durumda ne tepki vereceğidir.
Irak Kürtlerinin bağımsızlık hayalleri önündeki en ciddi engel PKK’dır.
Umarız bu gerçek Barzani’ye hiç eğip bükmeden dümdüz anlatılıyordur!
Başbakan hatırlarsa
Cezaevindeki milletvekillerini kurtarmaya dönük çabalara AKP pek Fransız kalmış görünüyor!
Meclis Başkanı Çiçek’in önayak olduğu temasların uyandırdığı umut ve memnuniyet çabuk söndü.
İktidar partisi “Muhalefet öneri oluştursun, bize getirsin” havasında.
Bu tutum, kendisini gördüğüne sevindiğini söyleyen yaşlı vatandaşa İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Bir takla at da sevindiğini anlayayım” demesini hatırlatıyor.
Başbakan’ın meseleye yapıcı yaklaştığını kimse söyleyemez.
“Tutuklu milletvekilleri Ak Parti’nin sorunu değil” demesi hayra alâmet değildir.
Tek ihtimal 2002 seçimi sonrasını hatırlaması:
“O zamanın CHP’si bugün benim yaptığımı yapsa ve yolumu açmasaydı hâlim nice olurdu?” diye kendine sormasıdır. Hadi inşallah!
Yorum Gönder