Yandaş medyanın yeni kampanyası ibretlik: 28 Şubat’ın bir ABD operasyonu olduğunu iddia ediyorlar.
Örneğin Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül, ABD-İsrail tarafından planlandığını iddia ettiği 28 Şubat’ın hedefini şöyle saptamış: “Öncelikle Türkiye’nin iç politikası yeniden dizayn edildi, ardından bölgesel dizayn başladı. Yeni Ortadoğu dizaynı çerçevesinde İran-Irak-Suriye istikrarsızlaştırılacaktı.” (Yeni Şafak, 17 Nisan 2012)
Karagül’ün, meşhur “Büyük Ortadoğu”yu, “Yeni Ortadoğu” diye isimlendirmesi, kurnazlıktan! Böylece, “Büyük Ortadoğu’nun eşbaşkanı biz değil miydik” diye soracak mahallelisine, şimdiden “yok o başka proje” demiş oluyor!
Gazetecilikle yandaşlığın çelişkisini nasıl yaşadıklarını az çok tahmin ediyoruz ama ölçünün de bir ayarı olmaz mı?!
28 Şubat’ın hedefi iddia ettiği gibiyse, o hedefi bizzat yerine getiren AKP hükümeti değil midir? Bugün İran-Irak-Suriye ekseninin istikrarsızlaştırılmasında görev alan Erdoğan-Gül-Davutoğlu üçlüsü değil, sanırsınız Metin-Ali-Feyyaz üçlüsü! İnsaf!
AYDINLIKÇILARI AMERİKANCI DİYE SUÇLAMA ÇARESİZLİĞİ
Yeni Şafak’ın bir diğer kalemşoru Tamer Korkmaz ise bu mahallede artık ölçü kalmadığını açıkça göstermiş. Korkmaz’ın Allah’tan da korkmayarak sarıldığı yalan dudak uçuklatan cinsten.
Öyle ki Korkmaz, eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’ın İran ve Rusya’yla ittifaka vurgu yapan sözlerinin, aslında Amerikancılığını gizlemek üzere bir kamuflaj olduğunu bile söyleyebiliyor! (Yeni Şafak, 17 Nisan 2012)
Bugün Irak’a, İran’a, Suriye’ye açıkça saldırı peşinde olanların, İran’la ittifak isteyenleri “gizli Amerikancı” diye suçlayabilmesine tıp bilimi acilen el koymalıdır!
Ancak Tamer Korkmaz, freni patlak kamyon misali, en sonunda duvara tosluyor. 28 Şubat’ı destekleyen Aydınlık’ın Amerikancı olduğuna, bırakın tek bir yurttaşımızı, bir Aborjin’i bile ikna edemezsiniz!
Amerikan emperyalizmine karşı mücadelenin bayrağını onurla dalgalandıran Perinçek’i ve Aydınlık’ı Amerikancılıkla suçlamaya kalkmak, güneşin batıdan doğacağını iddia etmekten bile dayanaksızdır!
Aydınlık’ı, Doğu Perinçek’i Amerikancı diye suçlamaya kalkmanız, aslında çapsızlığınızdan çok çaresizliğinizdendir, biliyoruz!
BİR’İNKİ İSRAİLCİLİKSE, ERDOĞAN’INKİ NE?
Kampanyanın ağır toplarından Cengiz Çandar’ın söyledikleri en azından kendi içinde mantıklı. Nitekim Çandar, Korkmaz’a göre daha profesyonel.
Neşe Düzel’e röportaj veren Cengiz Çandar, 28 Şubat’ın bir Amerikan-İsrail operasyonu olduğunu ispatlayabilmek için bakın neler söylüyor: “28 Şubat’ın simge ismi olan Çevik Bir o dönemde çok muteber biriydi. Amerika’da iki tane aleni İsrail lobisi var. Bir’in bunlarla o kadar yoğun ilişkisi vardı ki, 2000 yılında ilk kez ihdas ettikleri ‘uluslararası devlet adamı’ ödülünü Bir’e verdiler. Bir’in Demirel’den sonra cumhurbaşkanı olması gerektiği fikrini yaydılar.” (Taraf, 16 Nisan 2012)
Peki, Çevik Bir’den sonra o ödülü kim aldı?
Erdoğan, boynuna takılan “Davut boynuzunu” yani “cesaret madalyasını”, anımsayın, Mavi Marmara olayından sonra bile çıkarıp atmadı! Ne ödülmüş!
Çandar’ın koroya dâhil olup 28 Şubat’ı Amerikancı ilan etmeye soyunması, Amerika’yı da şaşırttı! Çandar’ın kanıt diye bahsettiği toplantıda Dışişleri Bakanlığı Siyasi Planlama Dairesi görevlisi olarak yer alan Henry Barkey, iddialara “Şaka mı bu?” diye yanıt verdi!
BİRBİRİNİZİ EN İYİ SİZ BİLİRSİNİZ!
Aslında Çevik Bir’i en iyi, aynı tastan su içtiği Cengiz Çandar bilir; tıpkı Barkey’in de Çandar’ı bildiği gibi…
Bir’in neden 28 Şubat’ın “Truva atı” olduğunu, neden Karadayı tarafından Genelkurmay Başkanlığının engellendiğini, neden Karadayı ve Kıvrıkoğlu “hizadan çıkmış generaller” diye Pentagon’da çizilirken, Bir’in Cumhurbaşkanı adayı yapıldığını, en iyi “Pentagon’un adamı” olan Cengiz Çandar bilir haliyle…
Keza Çevik Bir’in Cumhurbaşkanı olamayınca Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e danışman yapıldığını da Meral Akşener biliyor!
Tayyip Erdoğan Belediye Başkanıyken 1. Ordu komutanı olan Çevik Bir’le protokol düzeyde elbette görüştü. Ancak asıl görüşme trafiğinin Çevik Bir emekli olduktan sonra başladığını da, en iyi Star yazarı Nasuhi Güngör biliyor!
Yorum Gönder