Dönme Dolap! - Cüneyt Arcayürek
Önce medyamızın cesaret edip yazamadığı bir yorumu Alman gazetesinden okuyalım.
Başbakan’ın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki
konuşmasını Die Welt şöyle yorumladı:
“Hükümet yanlısı medya, Başbakan’larının bu konuşmasını ‘tarihi’ diye nitelendirerek kutladı. Şova katılan Avrupa temsilcileri de tarihi olduğu konusunda hemfikirdi, ancak tam tersi nedenlerle; kimse bu kadar kaba, aşağılayıcı ve hakaret eden bir Başbakan’a rastlamamıştı.”
Avrupalının böyle tarif ettiği bir Başbakan’ın çevresinde ona yaraşır bir kadronun yer almasını doğal karşılamak gerekiyor.
***
Başbakan bu gibileri azarlıyor.
Salgın halindeki gribi önleyecek aşı sorununda halkı zorlayıcı tutumunu ele alarak yerden yere vurduğu Sağlık Bakanı, hâlâ görevde.
Millet Meclisi Başkanlığı gibi yüce bir görevi üstlenen, son (AKP’li) başkanı, kürsüde konuşan Başbakan, “Bu tartışmalı gürültüyü engelle ya da ben engelleyeyim” diye azarladı.
O gün bu gündür TBMM Başkanı koltuğunda oturuyor.
***
Soldan sağa dönekliğini yazan ünlü bir yazar gibi, siyasal alanda soldan sağa çark eden bir başka örnek kişi, son günlerde gündemden düşmüyor.
Başbakanı Kars’taki bir anıtı ucube diye niteleyince kıyametler koptu.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, toplumdaki tepkilerden korumak için Başbakan’ının ucube dediği anıtı yıktırın demediğini söyledi.
Başbakan’ı ise hayır, yıkın bu abideyi dedim diye bakanını yalanladı.
Hatta kabine arkadaşı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan’ın fena halde azarladığı Turizm Bakanı için “Kimsenin başına Allah böyle bir olay getirmesin” dedi ama… Ertuğrul Bey, bir gece düşündü, düşündü ve…
…Başbakan’ın söylemlerini herhalde iltifat diye algılayıp bir güzel sindirdi. İstifa etmedi.
***
Başbakan kıyı kentlerinde, özellikle umduğunu bulamadığı İzmir’de oy toplar diye Günay’ı bu ilden listede baş sıraya koydu.
Günay, bir kurtarıcı! Adaylığını “İzmir beni bekliyor” diye yorumladı.
İzmir, tez elden; “Evet! Günay, İzmir seni bekliyor ama dönekliğini yüzüne vurmak için bekliyor” diye yanıtladı.
***
Fakatttt Turizm ve de Kültür Bakanı Günay, Başbakan’ına şirin görünecek fırsatı hiç kaçırmıyor.
Başbakan’ı övmeyi, Başbakan’ın azarlarını sineye çekmeyi siyaseten doğal sayıyor; lakin başka vesileleri de süratle kullanıyor.
Babasının kızı olduğunu yarattığı bir olayla kanıtlayan, RTE’nin ilaç kutusu gibi yurtiçi-dışı gezilerinde yanından ayırmadığı Bayan Sümeyye; Devlet Tiyatrosu’nda 200 kez sahneye konulan “Genç Osman” adlı oyunda çiklet çiğnemiş. Oyuncu Tolga Tuncer de kim olduğunu bilmediği bir seyircinin bu hareketini iğneleyen davranışlar sergilemiş.
Babasının kızı dedik ya; sinir küpü Sümeyye Hanım, vay sen misin başım türbanlı diye bana hakaret eden deyûp çiklet çiğneye çiğneye tiyatroyu terk etmiş.
Sümeyye Hanım’ın bu tür oyunlarda ne interaktif denilen oyuncu-seyirci diyaloğundan, ne de oyuncunun seyircinin yadırgadığı hareketini eleştiren davranışlardan bilgisi var!
O Başbakan kızı, türbanlı, ağzı çikletli! Ne yapsa yeridir…
…der gibi Bakan Günay, hop kalktı hop kalktı. Kurnaz mı kurnaz. Tabii Başbakan’a hoş görünmek için kızına yapılan hareketi ele alıyormuş gibi göründü.
Devlet Tiyatroları’nı da, oyuncuyu da oyunun “Curcuna” sahnesini de yerden yere vurdu.
***
Günay, Başbakan’a hoş görünmekle yetinmemeye, ailesini içeren konularda da ön safta görünmenin gerekliliğine inanılmasını öngören başarılı örnek.
Şairin dediği gibi, “Çık benim tabiatım, çık orta yere” dedi.
Önce Sümeyye Hanım’ı, “aileyi” mutlu edecek bir söylemde bulundu: “Devlet hâlâ Devlet Tiyatroları’nı taşımak zorunda mıdır?” dedi ve Devlet Tiyatroları’nı özelleştirerek kapatabileceğine işaret etti.
Sonra? Tepkiler yoğunlaşınca, “kapatırım” demedim diye çark etti.
Oysa ayvaz kasap hep bir hesap söylemindeki gibi: Devlet Tiyatroları’nı devletin taşımak zorunda olmadığı sözü ile kapatacağı ifadesi arasında anlam farkı var mı? Yok!
Bir dönme dolaba binmiş Ertuğrul Günay… bir türlü inemiyor.
Fırsat buldukça dönüyor, dönüyor!
Yorum Gönder