Önce terörün ümidini bitir - Güngör Mengi

Kılıçdaroğlu, terörle ilgili çağrının ilhamını Ankara’da ziyaret ettiği bir şehit ailesi evinden almış.
Şunu demiş acılı insanlar:
“İktidar çözüm getirmezse siz gideceksiniz. Bu, tek bir partinin çözeceği sorun değil...”
Ulusal Mutabakat Komisyonu ile Âkil İnsanlar Komisyonu’na dayalı yol haritası önerisi böyle doğmuş.
CHP dört partinin eşit temsilini öngörüyor.
Ama MHP tavrını yolun başında koydu. Bu işin içinde olmayacak.
Aslına bakılacak olursa MHP’nin menfi tavrı öneriyi öldürmüyor. Şans bile kazandırabilir.
Çünkü demokratik muhalefetin sağlıklı biçimde sürmesi AKP ve CHP işbirliğinin özenini ve önemini artıracaktır.
Bu işbirliğinin önünde duran risk, CHP’ye prestij kazandıracağından endişe eden iktidar partisinin ortak çalışmayı hissettirmeden baltalamaya çalışması ihtimalidir.
Yoksa bu girişim, önemli bir şanstır.
Terörü bitirmek için öncelikle terörün ümidini bitirmek gerekir.
PKK otuz yıldır kan döküyor, bitmiyor. Çünkü duygusal anlamda bütünlük bulunsa da icraat alanında siyaset hiçbir zaman birlik sağlayamamıştır.
Eğer MHP’nin yokluğuna rağmen AKP ve CHP teröre karşı işbirliğini sağlayacak olurlarsa bölücü terör örgütü iktidar değişikliğinden artık menfaat umamayacaktır.
İktidar partisi ile ana muhalefet partisi ortak strateji oluşturacakları için iktidardaki parti değişse bile politikaların değişmeyeceğini herkes bilecektir.
Terör elebaşıları, AKP-CHP ortak komisyonlarında oluşan çözümlerin pazarlığa tabi olmadığını bilecekleri için hayale kapılarak imkânsız istekler öne sürme imkânı iyice daralacaktır.
İç şartlardaki bu beklenmedik iyileşmeyi, dış şartlardaki olumlu hava da destekliyor.
PKK’nın yıl sonuna kadar silâh bırakmaya ikna edileceğine dair tahminler gerçekleşebilir.
CHP’nin hamlesini çelmelerden, tekmelerden korumak lâzım.
Başbakan bu misyonu seve seve üstlenmelidir!

Hayırlı kaza!

Adalet arayanlar, özel yetkili savcıların MİT Müsteşarı Fidan’ı ifadeye çağırmasından kaynaklanan kazaya şükretmeliler.
Özel yetkili mahkemelerin yetkilerini sınırlayan CMK 250. Madde’deki düzenlemenin hangi sebepten kaynaklandığını Başbakan atv’deki söyleşide belli etti:
“MİT Müsteşarım benim talimatımla terörle mücadele için adaya gidiyor. Yargı ise onu şüpheli olarak çağırıyor. Çok yanlış yapılıyor. Alacaksan beni al!”
Bu değişiklik elbette özel yetkili mahkemelerin “keyfi” denebilecek nedenlerle tutuklu olarak cezaevinde yatırdığı insanların da işine yarayacak.
Başbakan’ın şu sözleri, kanun değişikliğinden daha etkili garantidir:
“Tutuksuz yargılanabileceği halde maalesef tutuklu yargılanan insanlar var. Bu insanların tutuksuz yargılanmaları mümkünken neden tutuklu yargılama yapılıyor?”
“Tek adam” durumundaki Başbakan’a bu adaletsizliği düşündüren olaya “hayırlı kaza” demez misiniz?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget