Hukuk devletinde yargı kararlarının yok sayılması kabul edilemez. AKP iktidarı bunu da başardı.
Çoğu iktidar yandaşı kişi ve şirketlere özelleştirme yoluyla devredilen kamuya ait işletmeler hakkında Danıştay’ın verdiği iptal kararları birikmişti.
İktidar nisan ayında Meclis’ten geçirdiği bir torba yasanın içine baş ağrısı yaratan bu birikimin çözümünü de dâhil etti.
Ve hafta içinde de yetkisini kullandı.
Eti Alüminyum, Kuşadası ve Çeşme limanları, Balıkesir SEKA tesisi ve TÜPRAŞ’ın yüzde 14,76 oranındaki hissesinin satılması işlemleri hakkında idari yargının verdiği durdurma ve iptal kararları Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılarak geçersiz hâle getirildi.
Hükümet “işlemleri tamamlanmış özelleştirmeler hakkında verilen yargı kararlarının uygulanmasındaki fiili imkânsızlık” durumunu gerekçe göstererek bu yetkiyi kullanıyor.
Tecavüz ettiği kızla evlendirilen tecavüzcünün cezadan kurtulmasına benzer bir garabet!..
Mesela SEKA Balıkesir fabrikası 1.1 milyon dolara iktidar yakını bir gazetenin sahibine satılmıştı. İptale gerekçe olan değer tespiti raporunda fabrikanın aslında 51.2 milyon dolar ettiği belirtiliyor.
Ya fabrikayı geri al ya da farkı tahsil et.
Bunda niye “fiili imkânsızlık” bulunsun?
Fiili imkânsızlık durumunu hükümet takdir edemez; yargının yetkisinde olmalıdır.
Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığı ilkesi hiç bu kadar ayaklar altında kalmamıştı.
Kanunu yapan da, dilediği yer ve zamanda uygulayan da iktidardır. İhlâller öyle abartılı oluyor ki bazen kızdıracak yerde güldürüyor.
Son komedi Denizli’de yaşandı.
Okul sütü projesindeki zehirlenme olayları soruşturmasında, bozuk sütlerin AKP Denizli Merkez İlçe eski Başkanı’na ait fabrikadan geldiği belirlendi.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Sütü bozuk fabrikaya bir şey olmadı.
“Süt bozuk” raporunu veren Denizli Tarım İl Müdürlüğü laboratuvarı kapatıldı!
İyi mi?...
Tehlikeli bir sinyal
CHP Kürt sorununa çözüm önerisinden yan çizmeye mi hazırlanıyor?
Genel Başkan Yardımcısı Matkap dün “MHP kabul etmezse bu proje çöker” dedi.
AKP’nin “iki parti devam edelim” çağrısının da uygulama karşılığı bulunmadığını öne sürdü.
Eğer bu “vazgeçtik” işareti ise CHP üç puan aldığı bir hayırlı işi, sonunda beş puan kayba uğrayarak yine yüzüne gözüne bulaştırdı demektir.
Kılıçdaroğlu Kürt sorunu için yaptığı öneri ardından “Genel Başkanlığıma mal olsa bile razıyım” diyecek kadar iddia koymamış mıydı?
Eğer milliyetçi oylar MHP’ye gidecek hesabı yapılıyorsa vazgeçilmelidir.
Çünkü o takdirde iktidar, önümüzdeki dönemde PKK melânetinin bütün vebalini CHP’ye yıkma fırsatı yakalayacaktır.
“İktidar ile ana muhalefetin toplam gücü MHP olmadan hiçbir işe yaramıyor” dedirtmekten utanmalıdır iki taraf da...
Yorum Gönder