Henüz İran’a ya da Suudi Arabistan’a tam olarak benzemedik.
Bütün kadınlar türbana girmedi.
Din polisi henüz kurulmadı.
Başı açık ve dudağı boyalı gezenleri din polisleri karakola götürüp dövmüyorlar. Yanında kocası ve babası olmadan direksiyona geçip otomobil sürenleri, polis çevirip “dinimize uygun değil” diyerek arabadan indirmiyor. İrtica geldi demek için Başbakanı’nın “kadınların başı açık, dudakları boyalı, çıplak kollarını pencereden yarım çıkartmış vaziyette otomobil kullanmaları cehennemlik günahtır ” diye TV konuşması yapacağı ve Diyanet İşleri Başkanı’nın da “evet cehennemlik günahtır” diye fetva sunacağı günleri mi bekleyeceğiz.
O, 10 üyeyi bulmalı.
“Nasıl bildiniz” diye sormalı.
Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesinden 10’u da aynı görüşte birleşmiş; “odak oldu” diye karar almışlardı.
“İrtica gelir” diyorlardı.
Haklı çıktılar.
İktidar partisi, partinin kurucuları, başkanı, teşkilatı ve yandaşları; “dini hayatın her alanında söz ve karar sahibi yapacak ve geleceği de garanti altına almak için dindar gençlik yetiştirme” adımları atıyorlar. Türkiye’yi dayandığı “laiklik” temelinden koparıp, dini esas alan bir gericilik ve bölücülüğün (karşı devrim) odağına oturtmak için hayatın her santimetre karesi yeniden yapılanıyor.
Hesaplı, planlı.
Kararlı, kurnazca.
İki adım ileri.
Bir adım geri.
Xxx
İran ayrı.
Suudi Arabistan ayrı
Türkiye ayrı.
Bugün üç ülkede de irtica var.
Uygulamaları farklı.
Türkiye’de irticaının kök salmakta olduğuna inanmak için Meclis’ten bir gecede jet hızıyla “Tek Din Kanunu” çıkmasını beklemeyin.
Devlet dini ele geçirdi.
Henüz kanunu yok.
Osman Serkan Gülfidan adlı bir hukukçu akademisyen vatandaş, Yeni Eğitim Yasası’nın 9. maddesine konulan “Hz. Peygamberimizin hayatı seçmeli ders olarak okutulur” cümlesinin net olarak ne anlama geldiğini Meclis Başkanlığı’na sordu.
Yasa çıkmış.
Vatandaşın “bilgi edinme hakkı” var.
Bu hakkına dayanarak Hukukçu Osman Serkan Gülfidan, “…(!) bu maddede sözü edilenin hangi peygamber olduğunu, TBMM’nin bir peygamberinin mi olduğunu ve yasa maddesinde adı belirtilmeyen peygamberin herkesin peygamberi olduğu kanısına nasıl varıldığını” bilgi edinme kapsamında TBMM Başkanlığı’na sordu.
Cevap alamadı.
Anla vatandaş!
Yasamanın (Meclis’in) “Tek Dini Var” dediler.
Xxx
Tarihi şartların kaçınılmaz sonucu olarak bugün Türkiye’de Müslümanlar çoğunlukta fakat her dinden vatandaş var. Meclis, hangi peygambere inanırsa inansın bütün vatandaşların Meclisi ise “nasıl oluyor da Hz. Peygamberin” hereksin peygamberi olduğunu” kanun zorlaması yapıyor.
İrtica gelir diyenler haklı çıktı.
(uyan borusu)
Fettulah Gülen’in aynasını da “darbe gelir” korkusu sardı.
Dün “irtica gelir” diyenler haklı çıktıysa bugün “darbe gelir” diyenler de haklı çıkabilir mi? Çıkabilir. İrticaya karşı yeni devrim doğabilir. Fettulah Gülen’e ait Zaman Gazetesi’nin “başyazarı” kabul edilen Hüseyin Gülerce, Hocaefendi’nin aynası gibidir. Onun söylediklerini, düşüncesini, davasını, iktidardan isteklerini en iyi anlayan ve noksansız anlatandır. Hüseyin Gülerce, AKP’nin önde gelenlerine ve Başbakan’a seslenerek; rüzgarın ters dönebileceğini ve “darbe gelebileceğini” bu yüzden Özel Yetkili Mahkemeler’in kaldırılmaması gerektiğini yazıyor. Hocaefendinin aynasını “darbe gelir korkusu” sardı.
Yorum Gönder