Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Hayrât Vakfı arasında imzalanan protokolle Halk Eğitim Merkezleri’nde açılan Kuranıkerim ve Osmanlı Türkçesi kurslarında görev alan eğitmenlerin ücretlerinin kim tarafından karşılanacağını sormuştuk.
Hayrât Vakfı, konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı:
“Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Hayrât Vakfı’nın temsilcileri ve kurs verme yeterliğine sahip gönüllü eğiticileri tarafından icra edilecek kurslar tamamen ücretsiz olarak gerçekleştirilecek, kursiyerlerden herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.”
Açıklamada dikkatimizi çeken bir bölüm daha var:
“Osmanlıca öğrenmeyi, öz yurdunda kendi kültürüne yabancı kalmış bir neslin vicdan muhasebesinde ecdadına ve tarihine karşı vadesi çoktan dolmuş bir fikir borcu olarak görüyoruz.”
1923’ten bu yana öz yurdunda kendi kültürüne yabancı kalmış bir nesil yetişmişti. Bundan böyle, Saidi Nursi’nin talebesi sayılan Ahmed Hüsrev Altınbaşak tarafından kurulan Hayrât Vakfı sayesinde ecdadımıza yaraşır bir nesil yetişecek.
Gazetecinin İlkelisi
“Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay’a “Köpek adamı değil, adam köpeği ısırırsa haber olur” deyişini anımsattık, dedi ki:
“Türkiye’de gazetecilik, habercilik, evrensel basın ilkeleri öylesine tersyüz edildi ki, ölçülerde ses duvarı aşıldı. Artık insanın köpeği ısırması bir yana, insan köpeği ağzına alıp parçalasa, hatta yese, iktidarın onayı yoksa, muhalefetten gelen açıklamaysa haber maber olmaz.
Tam tersi de geçerli, Başbakan ya da bakanlar esneseler, gerinseler manşetten haber olurlar. Oluşturulan iktidara bağlı medya ortamında haber olmanın birinci ölçütü, Başbakan’ı ve hükümeti korumak, muhalif seslere saldırmaktır.
Bu özelliklere sahip olup gazeteci diye ortada dolaşmanın adı ise kişilik deformasyonu ya da mesleğe, topluma, insanlığa yabancılaşmaktır.”
Gazetecinin ilkelisi, ne köpek gibi saldırır ne de ona buna ısırtır kendini.
Uygulanmayan CHP Tüzüğü
CHP Rize il kongresi sonrası aday olup seçimi kazanamayan Ömer Şan, CHP Genel Merkezi’ne ve Seçim Kurulu Başkanlığı’na başvurdu:
“Yapılan oylama ve seçimlerde, yine partimiz CHP’nin tüzük ve yönetmelikleri gereği yüzde 5 oy potansiyelinin üzerinde oy aldığımız için, kazanan listede, partimizin tüzük ve yönetmeliklerinde açıkça vurgulanarak belirtilmesine karşın, yüzde 33 kadın kotası ve yüzde 10 gençlik kotası zorunluluğuna uyulmadığı görüldüğünden, kadın kotası gereği 7 kişilik kadın üye zorunluluğunun yerine getirilmesi, bu nedenle kazanan listeden mevcut kişilerin yerine, ekte bulunan listemizdeki Canan Baltacı, Hatice Atalay Bayraktar, Nazan Gökçay’ın kazanan listede yer alması gerekmektedir. Bunun yanında, yine partimiz tüzüğü gereği kazanan listede yüzde 10 gençlik kotası bulunmadığından Deniz Tavukçu ve Deniz Yılmaz’ın kazanan listede yer alması gerekmektedir.”
Ömer Şan, genel merkez yöneticileri ile telefonla da görüşmüş, “Seçimler yapılmış, değişiklik yapamayız artık” yanıtını almış.
Son tüzük kurultayında, kadın kotasını yüzde 33’e çıkararak devrim yaptıklarını söyleyen, “CHP’nin tüzüğü sözde kalmaz” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na duyurulur.
Karşılaştırma
Bir zamanlar Almanya: Naziler, ulusal parti kongrelerini daha çok Nürnberg’de çok kalabalık mitingler olarak gerçekleştirirdi. Zaman zaman 500 bin kişinin katıldığı bu toplantılarda Adolf Hitler ateşli konuşmalar yapardı. Bu toplantılara katılan Almanlar, “Heil mein führer” (Selam önderim) diye selamladıkları Hitler’i “Sieg Heil” (Yaşasın zafer, zafere selam olsun) sloganları ile delice ve coşkuyla alkışlarlardı. Führer de, “Alman milleti bana zaman verdi, zafere ulaşacağım” diye bağırırdı.
Bugün Türkiye: Recep Tayyip Erdoğan, AKP İstanbul il kongresini Arena Stadı’nda gerçekleştirdi. 100 bine yakın izleyicinin katıldığı kongrede, muhalefete “ölüsevici”, basına da “akbabalar” diyerek yüklendi. “Hayatını milletine adayan büyük usta” diye anons edilen Erdoğan’ı, toplantıya katılan on binler, “İşte usta, işte arena” sloganları ile selamladılar. “Büyük ustaya selam”, “Usta, aşkınla, coşkunla, yola devam” pankartları arasında Erdoğan’a sevgi gösterileri düzenlendi. Usta da, “Milletimizle yürümeye devam ediyoruz” dedi.
Ulu Sezar
İnsanların yatak odasına, kadının saçına başına, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına karışmak; ancak sezaryen iktidarlarda olur.
Allah, anayasa değişikliğiyle de tamamına erdirecek inşallah!
Bizans
Recep Tayyip Erdoğan’dan:
“Fatih, İstanbul’un karşısına geçip ‘Ya Bizans’ı alırım, ya Bizans beni alır’ dedi ve aldı. Bu kararlılık içinde İstanbul’a girdi. İşte bizim devraldığımız miras budur. Onun bakiyesi üzerindeyiz. İçimizde taşıyacağımız ruh o fetih ruhudur.”
Bizans dediği, 1923 Cumhuriyeti olmalı.
Yorum Gönder