Bugün Ayasofya Müzesi olarak bilinen yapı; bir Hıristiyan tapınağıdır. Ayasofya'nın Latince ismi Sancta Sophia ya da Sancta Sapientia biçimindedir. Bu büyük tapınağı, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen, M.S. 532 - 537 yılları arasında yaptırmıştır. Aya Sophia patrik katedrali; 1453 yılında İstanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bu mekan 1935 yılından beri ise müze olarak hizmet vermektedir. Şimdi bu müzenin yeniden cami olarak hizmete açılması için bir kesim medyada kampanya başlatılmış bulunuyor.
DÜNYA KÜLTÜR MİRASI
Ayasofya; sadece Müslümanlar için değil Hıristiyanlar için de kutsal bir mekandır. Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkanti olan Konstantinopolis'ten (İstanbul) kalan en önemli belgedir.
İlgililerden aldığım bilgiye göre; geçen yıl bu müzeyi gezen insan sayısı 3 milyon iki yüz bine ulaşmış.
Bu ne demektir biliyor musunuz? Ayasofya 7 gün açık olsa; günde 10 saat de ziyaretçi girebilse; saat başına bin kişi eder.
Her saat bin insanın içine girip gezdiği; incelediği çok dar bir alanı düşünün... Bir de burada 5 vakit namaz kılmaya kalkışın. Bu işin anlamı namaz kılmak olmaz; başka bir şey olur.
Yakındaki muhteşem Sultanahmet Camii (Mavi Camii) dururken illa da ben orada namaz kılacağım demek; ibadet amaçlı değildir; siyasal amaçlıdır. Bu inat, bu direnç, bu el koyma tavrı; bir dünya başkenti olan İstanbul'u; çadır devletinin sıradan bir şehrine dönüştürmek olur.
Ayasofya'yı kendisi için kapatmak isteyen vatandaşa soruyorum: 'Sen burada namaz kılmak istiyorsun; evet hakkındır; kıl. Ama ya İstanbul'da oturan Rum vatandaşımız da kendi dedelerinin yaptığı bu tapınağa gelip dinsel tören yapmak isterse ne olacak? O da bu ülkenin vatandaşı sen de bu ülkenin vatandaşısın. Sana verilecek hakkı ondan nasıl esirgeyeceksin? Bu çağda buna hakkın var mı?'
Peki çözüm nedir: Çözüm; 1935'te kurulan düzendir. Bu büyük yapı; müze olarak işlevini sürdürmelidir.
MEDENİYETLER İTTİFAKI MI?Türkiye, AKP iktidarında; 'Medeniyetler İttifakı' denilen bir uluslararası çalışma da başlattı. İspanya ile Türkiye'nin eşgüdümündeki bu çalışma ile Hıristiyan ve İslam dünyası arasında yeni köprüler kurulması planlanıyor.
Başbakan Erdoğan bu yönde adımlar atarken; kendisini ondan daha dindar zanneden birileri; bu ittfak çalışmasına çelme takmak için yola çıktılar. Bunlar; Ayasofya'yı fethetmek hevesindeki bazı dar görüşlüler.
İlginçtir ki dinler arasında 'Diyalog ve Hoşgörü' çalışmasını başlatan Fethullah Gülen'e yakın isimler Ayasofya'yı 'rehin alınmış' gibi göstererek güya kurtarmak için kampanya yürütüyorlar. Doğrusu ya; Hocaefendi'nin bu konuda ne düşündüğünü çok merak ediyorum...
TEŞEKKÜRLER SAYIN BAKAN
Ayasofya müzesi için yaptıklarını öğrenince Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'a teşekkür etmeyi bir görev bildim. Gidince göreceksiniz. Avludaki uyduruk betonarme binayı yıkıp alanı tarihi kimliğine kavuşturmuş. Sultan Abdülmecit'in mozaikten yapılma tuğrası giriş kapısının sağ üst bölümüne asılmış. Binaya Osmanlı damgası da yeniden vurulmuş. Yapının dış cephe onarımı 2 yıl önce bitirilmiş. Ayasofya Kandillikleri ve Hat Levhaları restorasyonu bitirilmiş. Sıbyan Mektebi onarılıp fotoğraf ve sergi salonuna dönüştürülmüş.
Asıl önemlisi de 17 yıldır müzenin içindeki restorasyon iskelesi; işler tamamlanarak kaldırılmış. Bakan Günay'ın Ayasofya'yı iskele işgalinden kurtardığını gören bazı çevreler de şimdi Ayasofya'yı hatırlayıp orayı işgale çalışıyor.
Ve yine Ayasofya içindeki padişah türbeleri (Osmanlı Padişahları II. Selim, III. Murat, III. Mehmet, İbrahim, I. Mustafa Türbeleri) onarılarak ziyarete açılmış. Osmanlı tarihine ve kimliğine saygıdan söz edenler şimdiye kadar acaba bu işi neden düşünmediler?
Ayasofya'nın kurşun örtüsü yenilenmiş; batı cephesindeki sıvalı yüzeyler temizlenmiş; altındaki orijinal eserler ortaya çıkartılmış; restore edilmiş, kuzeydoğu rampası onarılmış; deprem etütleri yaptırılarak deprem izleme sistemi yeniden kurulmuş.
Yani; bugün bütün dünyaya gururla sunabileceğimiz küresel bir mimari eserimiz bulunuyor.
Ayasofya'yı rehin alınmış gibi gösterenler; önce kendi zihin dünyalarını rehinden kurtarsınlar ve Türkiye'nin küresel adımlarının önüne çukur kazmayı bıraksınlar.
Yorum Gönder