Başbakan RTE’nin, son AKP grup toplantısında, sağa sola ve CHP’ye saldıran, TV’lerin naklen verdikleri konuşmasını izlerken aklımdan kimi özdeyişler geçti.
Önce, yalandan kim ölmüş ki diye düşündüm.
Ama baktım ki RTE; tarihsel gerçekleri saptırıyor, tahrif etmekten de çekinmiyor.
“Böyle vakalarda” kullanılan şu özdeyişi mırıldandım:
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!”
***
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ülkenin içinde bulunduğu zorba RTE rejimini Hitler dönemine benzetmesini Başbakan; gerçekleri tersyüz eden, gerçeği yalana dönüştüren konuşmayla karşıladı.
Bu saldırıları, içeriğini açıklamadığı kimi belgelerle göstererek kanıtladığını sanıyor. Böyle sanmakta da haklı.
Zira, bakın dünkü gazetelere, TV haberlerine:
Yalanlarına kanıt diye Cumhuriyet’in eski manşetlerini gösterirken; manşeti kurgulayan haberden söz etmediğini; Başbakan’a; gerçek öyle değil, yalana başvuruyorsunuz, tarihsel olayları saptırıyorsunuz diyecek...
…ne bir gazete ile TV ve ne de muhalefet var karşısında!..
***
Oysa RTE aksini söyledi diye tarihsel gerçekler değerini hiçbir zaman yitirmiyor.
1939 tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasını gösteriyor.
Manşet şu: “Milli Şefimizle (Cumhurbaşkanı İsmet İnönü) Führer (Hitler) arasında samimi tebrikler”.
RTE’nin defterinde “samimi tebriklerin” nedenini, niçinini yazmak yok. Gerçek ise şu:
“1939 tarihli bir kararname ile Alman Devlet Reisi Adolf Hitler’in 50. doğum günü nedeniyle yapılacak merasime hükümet adına Ali Fuat Cebesoy’un reisliğinde Genelkurmay 2. Başkanı Asım Gündüz, Falih Rıfkı Atay’dan müttefik bir heyet 11.04.1939 tarihinde onanmıştır.
İmza Reisi Cumhur İsmet İnönü ile altında bakanların imzaları…”
Protokoler bir uygulamayı içeren bir kararnameyi RTE; İnönü’nün Nazi liderine hayranlığının nişanesi olarak şöyle sunuyor kamuoyuna:
“…‘Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler’. Bundan daha önemli delil olur mu?”
Pes!
***
Bir başka “RTE kanıtı”:
Yine Cumhuriyet’in büyütülmüş bir sayfasını gösteriyor. Manşet: “Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya Selam!”
Manşetin altında “İsmet İnönü’nün İtalya’ya gideceği yazılı” diyor.
Tabii demagoglukta usta RTE, bu gezinin zamanını ve o sırada Ankara’da olup bitenlere değinmiyor bile...
Oysa olay şu: Atatürk hayatta. İnönü, Başbakan! İtalya Başbakanı Mussolini’nin daveti üzerine Başbakan İnönü Roma’ya gidecek.
Gelen habere göre Mussolini, İnönü’yü Roma Garı’nda karşılamayacak!
Atatürk’ün; İnönü’ye talimatı: “Şayet istasyonda Mussolini’nin seni karşılamayacağını öğrenirsen trenden inme ve hemen geri dön!” ve bu talimat, bir vasıta ile Roma’ya duyuruluyor.
İnönü, trenden iniyor. Karşısında “Hoş geldiniz” diyen Mussolini!
***
Kendi açıkladı. RTE kitap okumuyor. Yakınındakiler okunması gerekli kitabı okuyarak RTE’ye özetlediklerine göre:
Çevresinin yardımıyla, “İkinci Dünya Savaşı’nda İki Cephede Türkiye” adındaki kitabımdan aktaracağım kısa iki paragraf; RTE’nin bilgi yoksulu belleğine yardımcı olabilir.
4 Mart 1941. Büyükelçi Franz von Papen, Cumhurbaşkanı İnönü’ye, Führer’inin mektubunu sunuyor. Mektupta Hitler, Bulgaristan’da alınan ve Yunanistan’da alınacak olan -tabii askeri- “önlemlerin” hiçbir zaman Türkiye’ye karşı olmadığını ve altını çizerek “Alman girişimleri hiçbir zaman toprak edinme veya Türkiye’nin toprak bütünlüğüne karışma amacı gütmemektedir” diyor ve dostluğun, Türkiye’nin tarafsızlığın üzerinde önemle duruyor.
İnönü, Hitler’i yanıtlıyor: “Türkiye, toprağını ve bağımsızlığını şu ya da bu devletin politik ve askeri muhakemelerinin görüş noktasından mütalaa edemez ve kutsal hakkına olacak saldırının herhangi bir memleketin görüşlerine göre yorumlanmasına müsaade edemez.
Bu sebeplerden milli bütünlüğüne olacak her türlü saldırıya karşı koyacaktır.”
***
Bugüne gelelim: Obama şişşt gel diyor, koşuyorlar. Sırt sıvazlıyor... Taşeron politika orada burada. Şu sıra Suriye’de!..
Yorum Gönder