Diyelim ki iktidarda AKP değil de; CHP var!
İçişleri Bakanı da İdris Naim Şahin değil de Gürsel Tekin…
Varsayalım ki Erzurum’daki TEDAŞ işletmesinde çalışan 5 işçi bir gölette medyana gelen kazada sulara kapılarak hayatlarını yitiriyor…
Gürsel Tekin de “incelemelerde bulunmak üzere” olay yerine gidiyor…
Sonra yanına bir vatandaş geliyor ve “Seni çok seviyorum Sayın Bakanım” diyor!
Bu sözler Gürsel Tekin’i gevşetiyor, “Nereden bileyim senin beni sevdiğini? Hadi bir takla at ya da oyna da göreyim” diye karşılık veriyor…
***
Sorum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e:
Bu olayın yaşandığı dönemde cumhurbaşkanı değil de sıradan bir muhalefet milletvekili olsaydınız… Acaba bugün yaptığınız gibi yine susmayı mı tercih ederdiniz?
***
Sorum Başbakan Erdoğan’a:
Siz de Başbakan olmayıp ana muhalefet partisinin genel başkanlık koltunda otursaydınız, o sözleri söyleyen ve vatandaşı oynamak zorunda bırakan İçişleri Bakanı’na dünyayı dar etmez miydiniz? Günde sekiz ayrı demeç verip, istifa ettirene kadar anasından emdiği sütü burnundan getirmez miydiniz? İktidar partisini ve Başbakan’ı en ağır sözcüklerle yerin dibine sokmaz mıydınız?
***
Sorum Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e:
Meclis Başkanı değil de AKP Grup Başkanvekili olsaydınız… O Bakan’ı, Meclis Genel Kurulu’nda gördüğünüzde kürsüye çıkıp, “Milletle alay etmenin ne kadar ayıp bir şey olduğunu, bunun örf ve ananelerimize, her şeyden öte siyaset etiğine aykırı olduğunu” söyleyip, özür dilemeye davet etmez miydiniz?
***
Sorum Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a:
Ana muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı olsaydınız, Bakan Bey”in o sözlerini duyduğunuzda, “Şeyini şey ettiğimin şeyi” şeklindeki veciz cümlenizi yineden kurmaz mıydınız?
***
Sorum AB Bakanı Egemen Bağış’a:
Ana muhalefetin AB’yle ilişkilerden sorumlu milletvekillerinden biri olsaydınız, o sözleri söyleyen Gürsel Tekin’i, AB’ye ve dünya medyasına şikâyet etmez miydiniz?
***
Sorum Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e:
Arkadaşlarınızla birlikte, o Bakan hakkında hemen gensoru önergesi verip, gensoru görüşmesinde de dünyanın kaç bucak olduğunu göster miydiniz? Bununla yetinmeyip, hakkında dava açmaz mıydınız?
***
Ve sen Star’ın, “okumadığı kitaba “duymadıklarıyla’ çamur atan” AKP Yazarı Ahmet Kekeç:
Senin yer değiştirmene de gerek yok… Vatandaşı aşağılayan bu sözleri bir AKP”li değil de CHP’li, MHP’li ya da BDP’li biri söyleseydi, onu “sivil diktatör” ilan edip, hakkında 171 yazı döktürmez miydin?
***
Ve siz; yandaş gazetelerin genel yayın yönetmenleri, anlı şanlı anchorman’leri:
Bu haberi bugün olduğu gibi görmezden gelir miydiniz?
***
Hatırlatırım; bu soruları vicdanlarınıza soruyorum:
Yanıtınız, “Evet, aynen öyle yapardık” ise…
O zaman bugün neden hiçbir şey yapmıyorsunuz?
Neden görmezden geliyor ve bu ayıbın üzerini örtüyorsunuz?
Neden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e, “Sen bu işi yapamıyorsun arkadaş, istifa et” diyemiyorsunuz?
Sizin adalet duygunuz bu mu?
Ve böyle bir “çifte standartlı siyaseti ya da gazeteciliği”, kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz?
*****
YÜZDE 67,6!
Genar, Esenler”in AKP”li Belediye Başkanı”nın kurucusu olduğu bir araştırma şirketi…
Bu şirket 16 ilde, 2 bin 220 kişiyle görüşmüş ve vatandaşlara sormuş:
“Türkiye’de herhangi bir suçtan tutuklanıp cezaevine konulsanız adil bir şekilde yargılanacağınızı düşünüyor musunuz?”
“Hayır” diyenlerin oranı yüzde 67,6″ymış!
***
Çok merak ediyorum, daha geçen hafta “Yargı bağımsızlığı bizim teminatımız altında. Bizim olduğumuz yerde yargı kuşatması olmaz” diyen Başbakan, partisine yakın bir şirketin yaptırdığı bu araştırmadan sonra, halkın güvensizliğini acaba neye bağlayacak?
*****
GÜNÜN SORUSU
Aynı gün, iki olay:
1) Rufai tarikatının üyeleri umreye gitmek için geldikleri Atatürk Havalimanı”nın bekleme salonunda “def eşliğinde” zikir çekmiş… Polis, kendilerini kibarca uyarmış…
2) Halkevleri üyesi bir grup, İçişleri Bakanı’nın bir vatandaşı oynatmasını protesto etmek istemiş… Polis, 8″ini gözaltına almış… Sorum polise: Demokrasi, eşitlik ve özgürlük anlayışınız bu mu?
*****
İyilik, cezasız kalmıyor!
Türkan Saylan”ın kurucusu olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bugüne kadar…
- 55 bini kız 110 bin öğrenciye burs verdi.
- 36 kız öğrenci yurdu yaptı; 7″sini YÖK”e, 29″unu Milli Eğitim Bakanlığı”na devretti.
- 30 köy okulu yaptı, bakanlığa devretti.
- 24 ilköğretim okulu yaptı, bakanlığa devretti.
- 751 anasınıfını bakanlık için donattı.
- 5 anaokulu yaptı, bakanlığa devretti.
- 1 çok amaçlı lise yaptı, bakanlığa devretti.
- 555 oyun parkı yaptı, bakanlığa devretti.
Şimdi de depremin yıkıcı etkilerinden kurtulmak için çırpınan Van”da Çağdaş Yaşam Eğitim Birimi yaptı; 20 Nisan’da üniversiteye devrediyor…
Peki; kendisine “hep veren” bu dernek için, “devlet” ne yaptı?
Terör örgütü üyeliğinden dava açtı…
Yetmedi, gönüllü dernek üyelerinin “kaçak işçi” olduklarını varsayıp, yüz binlerce liralık ceza kesti!
***
“Türkiye’de hiçbir iyilik cezasız kalmaz” diye boşuna dememişler!
Yorum Gönder