Bugün yine büyük bir sınav var. Türkiye’de sınavlar denilince, başta üniversiteye giriş olmak üzere değişik kurumlar adına 40’dan fazla sınavı gerçekleştiren ÖSYM Başkanlığı ile Anadolu liseleri, fen liseleri ve özel okullar giriş sınavlarını yapan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü gelir. ÖSYM, “torpilin”, “siyasetin” giremediği tek merkezdi. Ünlü politikacının, büyük iş adamının, şu tarikatın, bu cemaatin mensubu olanla, garibanın, işçinin, esnafın çocuğu arasında hiçbir ayrım olmazdı…
ÖSYM’nin çok sıkı önlemlerine karşın, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Anadolu liseleri giriş sınavının ne kadar laçka bir biçimde yapıldığını belgelerle ortaya koymak gerekiyordu.
Sınav soru kitapçığını ele geçirdim
1992 yılında, sınavların yapılmasından bir gün önce sınav soru kitapçığını elde ettim. Kitapçığı Ankara 12. Noter Başkatibi Kazım Özekicioğlu’na götürdüm, sınavda bu soruların sorulacağına ilişkin tutanak düzenlettim.
Habere, dönemin Hürriyet Ankara Temsilci Yardımcısı olan Enis Berberoğlu’yla son şeklini verirken, “Soru kitapçığı yanlış çıkarsa senin de, benim de gazetecilikteki son günümüz olur” diyordu. Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge, telefonda heyecanla haberin büyük yankı yaratacağını söylüyor, “sınava iptal ederler” diyordu. Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök, “Haberi manşet yapacağım. Ama ya birileri oyuna getiriyorsa” dediğinde, “haber kaynağıma güveniyorum. Bir sorun yok. Ama yine de…” diyor ve gerisini getiremiyordum.
Haber birinci sayfada, ancak iki sütuna “sınav skandalı” başlığı altında “İşte bugün 300 bin öğrencinin katılacağı sınavda bu sorular sorulacak” deyip, kitapçıktaki soruların bir bölümünü yayınladık. “Ya yanlış çıkarsa, birileri oyuna getiriyorsa” yaklaşımı ağır basmış, ertesi gün ise “Yılın gazetecilik olayı” manşetiyle haberimiz yer almıştı.
O gün gazeteciliğim bitecekti
Benim için o gece bitmek bilmedi. “Ya birileri beni oyuna getirdiyse, sahte bir soru kitapçılığı verildiyse” korkusunu taşıyor, böyle bir durumla karşılaşabileceğim olasılığına karşı yönetime vermeyi düşündüğüm istifa dilekçesinde neler yazacağımı bile tasarlıyordum.
Sınavlar devam ederken, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 4 Başmüfettiş gazeteye geldi. Bendeki kitapçıkla, kendilerinin mühürlü bir zarf içinden tutanak düzenleyerek çıkardıkları gerçek soru kitapçığını karşılaştırmak istiyorlardı. Kitapçığı elimden alacaklarmış gibi sıkı sıkı tutuyor, “önce siz okuyun, sonra ben okuyacağım” diyorum. Onlar, soruyu okuduğunda benim elimdeki kitapçıkla aynı olduğunu öğrendiğimde büyük bir gerilimden kurtuluyordum. Belki, o gün gazeteciliğimin son günü olacaktı…Yapılan sınav haberimiz üzerine iptal edildi, sınav haberi bana “Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü”nü getirdi.
Sınav skandallarına alıştık
Prof.Dr. Altan Günalp’in kurucusu ve ilk başkanı olduğu daha sonra yerine gelen yardımcısı Fethi Toker döneminde ÖSYM tam bir “güven abidesi”ydi. Bir hata yapıldıysa bunu kendileri açıklar, hata sonucu kimsenin hak kaybına uğramamasını da sağlarlardı. ÖSYM, son yıllarda hep skandallarıyla gündeme geliyor. Sınav güvenliği tartışılıyor, kopya iddiaları gündemden düşmüyor, soruşturmalar eksik olmuyor.
Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) yaşananlar, şifre skandalları, kurum çalışanlarının birbirine güven duymamaları ÖSYM için meclis araştırmasını bile gündeme getirdi. Nitekim, CHP Malatya Milletvekili Haydar Ağbaba, “TBMM bu duruma kayıtsız kalmaz” diyor.
2 yıldır bitmeyen soruşturma
2009 yılında yapılan polislik sınavı sorularının büyük çoğunluğunun, daha önce bir dershane tarafından “deneme sınavı” adı altında adaylara uygulandığı ortaya çıktı. Tıp denklik sınavında 100 sorudan 75’inin geçen yıl 16 Mayıs’ta yapılan sınavla aynı olduğu ortaya çıktı. İki olayın de üzerine gidilmedi..
2010 yılında yapılan KPSS, soruların sızdırıldığının anlaşılması üzerine iptal edildi. Gerçekçi ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmedi. 2011 Yükseköğretime Geçiş Sınavı “şifreli sorularıyla” akıllarda yer etti de ne oldu?
KPSS rezaletini memur suçlarına bakan C.Savcısı Şadan Sakınan, soruşturmaya başladı. Aradan tam iki yıl geçti, o soruşturmadan bir sonuç yok. Bu arada Sakınan, Başsavcı vekilliğine terfi ettirildi. “KPSS soruşturması ne oldu?” diye sorulduğunda “bilirkişi raporunu bekliyorum” diyor. Eğer, iki yıldır o bilirkişi raporunu hazırlayamadıysa onun bilirkişiliği de tartışılır. Bu nasıl bilirkişilik?
Dileriz, bugün yapılan sınav sorunsuz olur…
Yorum Gönder